Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kadın olmak zormuş ya erkek olmak çok mu kolay?

Kadın olmak zormuş ya erkek olmak çok mu kolay?
 

Siz hiç kadınlıktan erkekliğe terfi edeni gördünüz mü?

Duymuşsunuzdur da, gördüğünüzü pek sanmam.

Bakıyorsunuz gün geçmiyor erkeklikten kadınlığa dönen onlarcasına şahit oluyorsunuz. Rastlıyorsunuz yani.

Adına eşcinsel deyin, travesti deyin ne derseniz deyin.

Orası benim ilgilendirmiyor.

Adam kesiyor, kestiriyor, kılık kıyafet değiştiriyor.

Usul uslüp değiştiriyor.

Bakıyorsunuz olmuş bir kadın.

Tanımasanız, bilmeseniz evlilik teklif edeceksiniz.

Bir de kadının erkek olmaya kalkıştığını düşünün.

Öyle akşamdan sabaha becerebilir mi bu işi.

Sanmam.

Yılları alır. Yıllar sonra da zaten işin tadı kaçar.

Dikkat ederseniz kadınlar kadın olarak kalmak istiyor.

Niçin kadınlar arasından bende eşcinselim erkek olmak istiyorum diyen çıkmıyor.

Çıkıyorsa da bir elin parmaklarını geçmiyor?

Nedeni var.

Bu memlekette kadın, kadın olarak yetişebiliyor da, erkek fazla dayanamıyor erken pes ediyor. Ruh sarsıntısı geçiriyor kimlik krizine giriyor, daha çok kötü alışkanlıkların tesirinde kalıyor vs. vs.

Aslında yazacaklarım bunlar değildi.

Bunlarda birer gerçek fakat biraz espri olsun istedim.

Gelelim asıl mevzumuza.

Bu ülkede kadın olmak zormuş! Doğru kolay değil.

Dedim ya erkek olmak ta zor.

Erkekçe yaşayabilmekte.

Namerde boyun eğmeden mesela.

Ekmeğini taştan çıkartarak. Kadın eziliyormuş ta siz erkek ezilmiyor mu sanıyorsunuz.

Kadın zayıftır sığınak arar. Bulunca da içini döküverir.

Erkek öyle değil. O her fırtınada limana kaçsaydı yol alabilir miydi?

Akşam eve gelince gün boyu yaşadığı sıkıntıları huzurları kaçmasın diye çoluk çocuğuna anlatabiliyor mu sanıyorsunuz?

Hani işin derdi işte kalır, eşe anlatılmaz prensibimiz var ya.

Erkek onları eşiyle paylaştığında kendini daha aciz görür.

Türk erkeğinde biraz da bu vardır. Ya kadın? Kadın öyle değil.

Akşamdan başlar anlatmaya. Gece geç saatlere kadar.

Komşusu Ayşe hanımın yeni aldığı kırmızı pabucundan tutunda, manavdaki maydanoza kadar… Zavallı erkek hep hı hı demekle yetinir.

Ters cevap vermez, verirse minik serçesi titrer sonra.

Ne güzel bir anlayış bu.

Tabiî ki ülkemizde ezilen kadın sorunu vardır.

Bu yalnız ülkemize has bir sorun değil.

Avrupa’da da bu böyle.

Kadın sığınma evleri daha da yaygınlaşıyor. Hiç olmazsa kadının sığınabileceği kadın sığınma evleri var.

Ya erkeklerin? Erkeklerin “Erkek sığınma evleri” bile yok. Olmalı değil mi?

Güçlünün güçsüzü ezebildiği her yerde buna rastlayabilirsiniz.

Bir ülkede kadın deyince ilk akla cinselliği geliyorsa. Kadının sırtından para kazanma öne çıkıyorsa, kadın madde gözüyle görünüyorsa… Ezilmektedir.

Ezilmeye de devam edecektir.

Bunlar bol bol konuşup tartıştığımız arasıra da çözüm bulduğumuz şeyler.

Şimdi bir kez daha düşünün.

Bakmayın siz erkekliğin kitabının yazıldığına.

Herkes yediği kazıktan sonra tecrübelerini yazarmış. Bu kitapta böyle bir şey olsa gerek.

Sahi bu ülkede hangisi daha zor? Kadın olarak yaşamak mı, yoksa erkek olarak yaşamak mı?

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..