Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '11

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Kadın olmanın dayanılmaz hafifliği/ağırlığı

Kadın olmanın dayanılmaz hafifliği/ağırlığı
 

TARLADA KADINLAR


Kadın! 

Tarlada çalışan kadın,  

Yükü omuzlayan kadın,  

Evin her türlü işini,  

Çocuklarının anneliğini,  

Eşinin hanımlığını! üstlenen kadın.  

Ve, karnından sıpa, sırtından sopa eksik olmayan kadın. (affınıza sığınırım ama bazı bölgelerde böyle söyleniyor.)  

 

Evleninceye kadar yıllarca babasının, evlendikten sonra kocasının otoritesi altında ömrünü tamamlamaya çalışan kadın.  

Mutlu mudur, değil midir? Duygularına önem verilir mi? Evde söz hakkı var mıdır bilinmez.  

Bilinen tek bir gerçek vardır; eğitimden uzak bırakılmış, bir meslek sahibi olmasına imkan sağlanmamıştır.  

Mesleği olmadığından çalışma hayatında yerini alamamış, ekonomik bağımsızlığını kazanamamıştır.  

İşte bu yüzden güçsüzdür kadınlarımız. Bu güçsüzlük içinde, kocasının getireceği "bir dilim ekmeğe" muhtaçtır kadın.  

Ülkemizin geniş bir kesiminde tablo böyledir.  

Şayet üretime katkıda bulunarak ekonomik güce ulaşsalardı böyle mi olurdu kadınlarımız? Ya nasıl olurlardı? Elleri uzun, kolları uzun ve de "dilleri uzun" :-)))  

Ellerinin kollarının uzun olması istedikleri gibi harcama yapabilecek olduklarının ifadesidir. Dillerinin uzun oluşu, özgüvenleri oluşacağından rahat konuşabileceklerinin esprili anlatımı.  

Doğarken yaşama 1-0 yenik olarak başlar kadınlarımız. Sonrasında hep "ikinci sınıf" olarak görülmüşlerdir. Bu düşünce tarzı, bölgeler arası fark yapmakta, batıya doğru gidildikçe bu görüş gücünü kaybetmektedir.  

Eğitim alıp meslek sahibi olsalar bile, işe alınmalarda "erkekler" tercih edilmektedir. Askerlik gibi şerefli bir vatan görevini, ülkemizde erkekler yapar da kadınlarımız yapmaz. Bunda bile lehde/aleyhte olduğu tartışılan ayrım vardır.  

Kadınlarımız, eştir, annedir. Kadın olmak bilhassa "annelik" kutsallığıyla ödülledirilmek mutlulukların zirvelerine ulaşmaktır.  

Peki kadınlarımıza reva görülen şiddet nedendir? O şiddeti uygulayanlar da bir kadından doğmadılar mı? Şahsen, kadınlarına şiddet uygulayanları kınıyorum. Sonrasında, onun pişirdiklerini yiyerek, aynı evde yaşamaları nasıl olur? İnanılır gibi değil. Yaşantımda hiç şiddet görmedim, "şiddet gördüm" diye espri yaptığım bir arkadaş inandı, şaşırdım. :-))  

Şiddet uygulanan bir evde ilk zamanlardaki yani şiddet öncesi sevgi aynen devam eder mi? Sanmıyorum, çünkü kadınlar unutmazlar.  

Tatlı dil varken, hoş sohbetler varken, tolerans varken, yaşamın güzelliklerinde olmak varken...  

Tercihimiz güzelliklerden yana olmalı, sözle veya fiziki şiddet olmamalı.  

 

Bünye olarak erkeğe göre zayıftır kadınlar. Ama kadınların zekasını da gözardı etmemek gerekir. Duygusal zekada üstün olan kadınlarımız, uzlaşmacı, ılımlı ve olumlu ve de buluşcudur. Münakaşadan ve kargaşadan hoşlanmazlar, barış severdirler.  

Bu durum onların zaafiyeti değildir. Sabırlıdırlar. Ama bıçak kemiğe dayandığında "yeter artık" diyebilecek yüreğe sahiptirler. Bardaktan son damla taştığında yapılmaması gereken en uç fiilleri işleyip, üçüncü sayfalarda olabilecek cesareti de gösterebilirler.  

Kadınlarımızın onurlarına saygı gösterilmelidir.  

Kadınlar ne ister? Fazla bir şey değil: sevgi ve saygı...  

 

8 mart dünya kadınlar günü.  

Bu günde baş tacı edilirler.  

Bu günde hatırlanır kadınlar.  

Diğer günler, unutulup giderler.  

Biz isteriz ki, resmi organlar, yerel yönetimler ve sivil toplum dernekleri kadınlarımızın meslek edinmeleri yönünde, köklü stratejiler oluştursunlar, bu yönde çalışmalarını hızlandırsınlar. Bu şekilde kadınlar toplumda hak ettikleri yeri alsınlar.  

Kadınlarımız da "rahat yaşamdan" biraz kendilerini çekmelidirler. Pastalı/börekli, çaylı/kahveli sohbetlerin sonu yok. Çalışıp evin erkeğine omuz vermenin, onun malî yükünü hafifletmenin hazzı daha fazla.  

Hanım arkadaşlarım,  

Çalışırken özgüveniniz yüksek olacak, kendinizi kanıtlayacaksınız. Herşeyden önemlisi, eşiniz bile olsa, birisine yük olmayıp kendi kazancınızı yiyeceksiniz.  

Ekmek aynı ekmek değil dikkat ederseniz kendi kazandığınız "ekmek" daha lezzetli değil mi?  

Bu yazdığım blogdaki sözlerim, ekonomik desteğe ihtiyaç duyan ailelerle ilgidir, umarım çalışmayan hanımları incitmemişimdir.  

Çünkü incitmek ve incitilmek bize göre değil.  

Gönüller dolusu selam ve sevgilerimle...  

Yurdagül Alkan.  

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..