Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '13

 
Kategori
Güncel
 

Kadın sefil olursa alçalır beşer

Kadın sefil olursa alçalır beşer
 

Çiçek koku vermek, ateş ısıtmak, kadın da mesut etmek için yaratılmıştır.


Son günlerde evlilikle, cinsellikle, kadınlarla ilgili, farklı makamlara getirilmiş televizyon programları yapan bazı insanların,  akla mantığa uymayan açıklamalarına şahit oluyoruz . Kendilerince referans noktaları da İslâm dini.

Kur'an-ı  Kerim'i okuyan, Türkçe mealini bir kez bile gözden geçiren bir insan, akla ve mantığa ters düşecek tek bir cümle dahi bulamaz. Bu insanlara kimler fırsat ve destek veriyor da  böylesine saçmalıklarla dolu açıklamalar yapabiliyorlar, üstelik hiç de utanmadan,  üstelik taşıdığı misyonu ayaklar altına alarak. Bu türden konuşmalara izin ve fırsat verile verile , toplumumuz olumsuz yönde bir değişime yavaş yavaş sürükleniyor.

Biz çalışan ve özellikle anne olan kadınların çalışma şartları hafifletilsin isterken, onlar kadını , tamamen iş hayatından tecrit etmenin formüllerini arıyorlar. Üstelik kadının çalışmasının neredeyse ahlaksız bir durum olduğunu söyleyecek kadar ileri giden, hamile kadınlardan rahatsız olan, densiz bir  gönül adamı da(!)  devletin bir kanalında para kazanmaya devam ediyor. Ve bu devlet her kadından beş çocuk istiyor üstelik , hamile kalmadan çocuk yapabilmek mümkünse neden olmasın, göz zevkinizi de bozmamış oluruz böylece. Hz. Muhammed ; "Cennet anaların ayağı altındadır" derken, kırk yaşında ticaret yapan Hz. Hatice ile evlenirken nasıl oluyor da O'nun yolunda gittiğini söyleyen insanlar, kadını bir utanç meselesi haline getirebiliyor.

Çok eşliliğin yasal olmasını istiyorlar, ülkeyi yönetenlerin istediği kadar çocuk doğursun istiyorlar, kadınların sosyal hayattaki ve iş hayatındaki etkinliğini yok edip daha bir yığın yasakla kadını hiçleştirmeye çalışıyorlar. Devlet yüzünü Ortadoğu'ya ve oradaki yaşama çevirmiş olabilir ama biz Türkiye'yiz,  Anadolu kadınıyız ve üzerimizde oynanan oyunların farkındayız. Tüm bunların altında yatan nedenlerin başında,  kadın zekasından korkmak olduğunu düşünüyorum. Detaylara, estetiğe, duygulara ve düşünceye hakim bir kadın beyninin üstünlüğü karşısında salt  sol beyinle çalışan erkek çaresizliği...

Bu coğrafyada kadınlar, erkekler istiyor diye kazandıkları haklardan taviz verecek kadar aciz değil, bu coğrafyada yaşayan kadınlar onurlu ve güçlüdür, kimsenin köleliğini kabul etmez, erkeğini paylaşmayı aklının ucundan bile geçirmez. Bu coğrafyadaki kadınlar hem çocuk doğurur, annelik duygusunu sonuna kadar yaşar, hem dışarıda çalışır kimseye muhtaç olmak istemez. Hala çeyizleriyle uğurlanıyorsa genç kızlar evliliği ve mutluluğu önemsediğindendir. Kına gecelerinde yüksek yüksek tepelerde ağlıyorsa, geleneğine ve inançlarına bağlılığındandır. Damattan daha uyanık davranıp,  yüksek topuğuyla basıyorsa kocasının ayağına, kendini ezdirmek istemediğindendir. Bu coğrafyada kadın olmak acıyla eş anlamlı olsa da üstesinden gelebilmektir her zorluğun ve baskının.

Hangi ülkede bizim kadar kadın üzerinden siyaset yapılıyor, kadının ne giyeceği, saçı, başı, ruju, başörtüsü siyaset malzemesi yapılıyor, hangi medeni ülkede kadının özgür seçimlerine karışılıyor, namus adı altında acımadan katlediliyor, başka hangi ülkede nasıl doğuracağından, kaç çocuk yapacağına kadar kendi karar vermesi gereken durumlara varana kadar kadına  hükmediliyor?

Kadınlara bir iyilik yapmak istiyorsanız önce siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçin. Başı örtülü ve başı açık diye ayırmayın. Kafasının dışına değil, içine bakarak değerlendirin. Kadına insan gözüyle bakmayı öğrenin önce, evlenince tapulu malınızmış gibi davranmak yerine kadını sevmeyi ve kadını severek güzelleştirmeyi deneyin. Çirkin kadın yoktur, çirkinleşmiş erkek beyni vardır. Namus cinayetlerini, tecavüzleri, çocuk gelinleri, tacizleri engelleyecek yasalar üzerinde çalışın, ağır cezalar getirin,  bunlara alkış tutacak uygulamalarla kadın kelimesini ağzınıza almayın, kirletmeyin.

Gardony der ki; "Çiçek koku vermek, ateş ısıtmak, kadın da mesut etmek için yaratılmıştır."

Mesut olmayı bilmeyenler kadınla uğraşır, mutlu olmak için kadının yüreğine muhtaçsan, incitmeyeceksin!

Ve ne demiş Tevfik Fikret; "Kadın sefil olursa, alçalır beşer".

Yükselmek kadın ruhuyla başlar, inceliklerin olmadığı bir dünya şiddete, savaşa, karanlığa mahkumdur.           

Fatma KOŞUBAŞI

 
Toplam blog
: 70
: 863
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

Eğitimci, yazar... Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarının şairi... Bilgisayar öğretm..