Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '15

 
Kategori
Felsefe
 

Kadın ve erkek eşit midir?

Kadın ve erkek eşit midir?
 

Liu Hong - Çin Halk Cumhuriyeti


Ülkemiz, “Kadın ve erkek eşit midir?” sorusunun sorulduğu ve cevap olarak “Kadın ve erkek eşit değildir.” denilebildiği bir ülkedir.  

İslam’ın kutsal kitabında kadın erkek eşitliği hakkında ne söylenmiş bilmiyorum ancak bildiğim şu ki bu ülkede kadın ile erkeğin eşit olmadığı dinsel bakış açısına göre rahatlıkla ifade edilmektedir.

Yakınlarda bunu devletin en üst düzeylerine gelme başarısını göstermiş kimselerden de duyduk. Güya kadın ve erkek eşit değilmiş, kadın ayrı varlıkmış.

Kadın ve erkek konusundaki popülist dinsel söylem, biyolojik olarak kadın ve erkeğin farklı oluşundan bu ikisinin eşit olmadığını ileri sürüyor. Kadın ve erkek kavramlarına bu gerici bakış açısının kafası basamıyor.

Büyük ihtimal, dinsel kitaplarda kadın ve erkek eşitliği üzerine bütünlüklü bir şey söylenmedi ya da erkek, haklar açısından kadından daha üstün görülüyor. Dinsel kitapta yazana bağlılıklarından dolayı, mantıksız bir şekilde, 'kadın ve erkeğin biyolojik olarak eşit olmadığı ve farklı olduğu, bu nedenle kadın ve erkeğin eşit olmadığı' cevabını veriyorlar.

Muhtemelen dinsel kitaplarda ya da bu sorunu kıvırmaya çalışan dinbazların söyleminde kadın ve erkek arasındaki eşit olup olmama, dinsel tutum ve davranışlarda iyi olup olmama ile de değerlendiriliyordur.

Soru şu kadar açıktır; siz derisinin rengi siyah olan insanlarla derisinin rengi beyaz olan insanlar arasında hak, konum, eğitim, itibar, gelir, maaş, devletin olanaklarından yararlanma vs. vs. konusunda herhangi bir ayrıma gidiyor musunuz, derisinin renginden dolayı bunlar arasında eşitsizlik yaratıyor musunuz?

Aynen, siz bir insan kadın diye, erkeklerden yukarıdaki konularda ayrı bir tutuma ve devlet politikasına tabi tutulması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Adam bu soruya cevap olarak diyor ki "Kadın ve erkek iki ayrı biyolojik varlıktır, bunlar farklıdır ve eşit değildir."

Dünyada ayrımcılık (discrimination) halen çok çeşitli konularda var. Sadece kadın erkek ayrımcılığından mustarip değiliz. Ayrımcılıkların en babası, dinsel ve etniktir. Irkçılık, dincilik, kadın-erkek ayrımcılığı, statüsel ayrımcılık, zengin-fakir ayrımcılığı, siyasal ayrımcılıklar, genç-yaşlı ayrımcılığı.. Geçenlerde güya ilerici CHP, 1 Kasım’daki seçimlerle ilgili seçim beyannamesinde gençlere ağırlık verdi diye haberler çıktı. Bu ilerici bir şey diye söyleniyor, oysa, gerici ve ayrımcıdır, çünkü bir konuda yaşa bakılmaz, hakkaniyete, adalete, yetkinliğe vs. bakılır. Gence genç demek, yaşlıya yaşlı demek ayrımcılık demek değildir, haklardan faydalanmakta, yaşı baz almak ayrımcılıktır.

Demek istediğim şu; biz aslında halen ayrımcılıklardan tam olarak kurtulabilmiş değiliz. Bunların en önemlilerinden ve canlı şekilde yaşayanlardan bir tanesi de kadın ve erkek ayrımcılığı.

Her türlü ayrımcılık iktidar ve çıkar ile ilişkilidir. Ayrımcılık, sömürüdür. Sömürü olduğu için saklanmak ister. Dinler sömürücüdür demeyeceğim, bu yanlış olur. Bir önceki yazımda söylediğim gibi, dinler, devletler var oldukları için var olduklarından ve siyasal aygıt olduklarından dolayı, devletlerin, yani birikmiş iktidar gücünün destekçisi olduklarından, bu güce hizmet olsun diye ayrımcılıkları körükleyecek ve elinden geldiği kadar saklamaya çalışacaktır.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..