Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Kadına darbe üstüne darbe!

Kadına darbe üstüne darbe!
 

19.01.2007


Toplumun özgürleşmesinin ve gelişmesinin, kadının özgürlüğünden ve gelişmesinden geçtiğini düşünen birisi olarak, bu kadar cahilliğe, kadının bu kadar yok sayılmasına, bu kadar baskılanmasına pes diyorum.

Namusun, insan olmanın erdemi kabul edilmesi gerekirken, hak ve hukukun çerçevelediği bir hayatın içinde durulmasını ifade etmesi gerekirken, kadının bacak arasına sıkıştırılmış bir kavram olarak anlam bulan bizim gibi cahil toplumlarda, bir darbe de Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığımızdan gelmiştir.

Mor Çatı Kadın Sığınağına devlet desteği kesilmiştir, üstelik de yasalarda 50 bin nüfusu geçen belediyelerin sığınak açma yükümlülüğüne rağmen. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKLU, 2005 de kurulan Beyoğlu Mor Çatı Kadın sığınağının, ilgili kaymakamlığın maddi desteğini çekmesi sonucunda kapatılma gerçeği ile karşı karşıya kaldığını, yasalarda yer almasına rağmen bütçe ayırmadıklarını, yüzü kızarmadan mecliste açıklayabilmiştir. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, kadını korumayacaksa neden vardır.

Kadın kimdir ki, o bir birey bile kabul edilmemektedir. Kadının yeri, ya kocasının evi, ya babasının evidir. Koca zulmünden baba evine gidebilenler, orada yaşadığı işkence gibi hayata rağmen şanslı olanlardır belki de. Ya sığınacak baba evi bile olmayanlar, ya da babası ve kardeşi tarafından öldürülecek kadar insanlık suçu(!) işleyen kadınlar, onları öldürme kararı alan ailesine nasıl sığınacaktır. Üstelik bu aile, namusunu temizledi diye toplum nezdinde el üstünde tutulacakken. Ne kadar çarpık ve iki yüzlü bir yapı...

Kadınların sığınacak, tutunacak dalları olmasın ki, kölelikleri devam etsin. Kadınlar, mutlu olmak için evlendikleri ve kurdukları hayatlarının içinde ezilerek yaşarken, sığınacakları bir yer olmasın ki, baş kaldıramasınlar. Onlar da bilsin ki, sokaklarda köpekler gibi öldürülürler, şayet zulüm içinde olan yaşamlarına boyun eğmezlerse. Sırtlarını dayayacak bir kurum güvencesi olmadan, kendilerine biçilmiş rollerde, kendilerine dayatılmış yaşamlarda, kendilerini yok sayarak, egemen güçlere boyun eğerek yaşamaları gerçeğini unutturmamak mı yoksa, bakanlığın görevi. Sokak hayvanları için bile ayağa kalkan halkım nerde? Nerde sivil toplum kuruluşlarım, sokak köpekleri gibi sokak ortasında katledilen bedenler serilirken yere.

Yoksa, biz kadınların, sokak hayvanları kadar bile değerimiz yok mu toplumumuzun gözünde. Kim biçti bize bu rolleri, kim ezdi- boyun eğdirdi bize böyle, kim unutturdu herkesin de sadece insan olduğunu ve eşit olduğunu ve herkesin kendi hayatı üzerine sözü olduğunu. Bazen isyan edesim geliyor, ben de erkek olmak istiyorum diye.

İnsan olamayan ne erkek olur, ne de kadın oysa... Bütün mesele, insan olabilmekte... O nedenle, aklımı başıma topluyorum yeniden ve iyi ki kadın duyarlılığında bir insanım diyorum...


 
Toplam blog
: 75
: 1357
Kayıt tarihi
: 27.12.06
 
 

Her daim doğa ile yaşayan biriyim.. Çünkü işim doğa ile iç içe olduğu gibi evimizde de doğa ile bera..