Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '11

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Kadına Şaşı Bakan İlahiyatçı

Kadına Şaşı Bakan İlahiyatçı
 

İnsanları anlamak, kolay olduğu kadar da zor. Çünkü kimileri olmadık bir yerde, olmadık bir sözle, “pişmiş aşa su katar”, ortalığı karıştırır, düzgün giden işlerde aksama yol açar.

Hoş, bunun tersi de olur! Bakarsınız, zor durumda olan, beklenmedik bir gelişmeyle düze çıkar.

Kimileri, nerede olduklarını, konumlarını düşünmeden, “kahve ağzı”yla konuşmayı, “ifade özgürlüğü” sanırlar. Bir de arkalarında siyasal bir güç olduğuna inanmışlarsa....

Onlar ki...

Meydanı boş bulmanın hevesiyle olmalı, “gemi azıya” alırlar. Düşünme, düşünerek konuşma/ yazma yetileri köreldiği için de, ne söylediklerinin farkında değildirler.

Onlar ki...

Aslında yalnız değildir; kendilerini alkışlayanların övgülerine “mazhar” olurlar. “Bizim söyleyemediklerimizi söylüyorsun” türünden “gaz verme”leri, doğru yolda olduklarına yorarlar. Övgülerin etkisiyle olsa gerek, ipe sapa gelmez sözleri de, “düşünce özgürlüğü”, “akademik özgürlük”le savunurlar.

Öyle bir algı oluşuyor ki, ne düşünürsen düşün, bunları dile getirmende bir sakınca yok; çünkü memlekette “düşünce özgürlüğü” var.

(Yıllar önce, bir fabrikanın yöneticisi olduğunu, 10 kişiyi idare ettiğini söyleyen, çocuğunu özel bir okulda okutan, “paralı eğitime” karşı olan, “parasız sağlık hizmeti” olması gerektiğini savunan bir yurttaş, eğitim özgürlüğünden söz ediyordu.

Ona bir soru sordum:

“Eğitim özgürlüğü var değil mi? İsteyen, istediği okulda parasız okumalı değil mi?

“Evet!”

“Memlekette gezi özgürlüğü var değil mi?

“Evet!”

“O zaman, bir THY bürosuna gidin, şunu söyleyin: Gezi özgürlüğü var, otobüs fiyatına İstanbul’a uçak bileti istiyorum.”

“....”
)

*****

Özgürlük, akla her geleni söylemek değildir.  

Özgürlüğü kafalarına göre anlayanlar, “kafa”sı başka türlü çalışanlardır.

Oysa “kafa” ile “mantık” arasında bir bağ kurmaya, bunu “gönül”le destekleme, sağlıklı düşünmeyi sağladığı gibi, kişiye “saygınlık” da kazandırır.

“Olumsuz tip”ler, kimden yana olursa olsun, hangi düşünceye destek veriyor görünürse görünsün, aslında “zararlı” dır.

Böyleleri, uzun vadede, “tehlikeli madde“ gibidir. 

***** 

Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Orhan Çeker, kamuoyunda “’Hadım Yasası” diye bilinen tasarıyla ilgili olarak Haber Türk’te görüş “beyan” ederken, saldırıya uğrayan kadınlara hakkında ilginç bir yorum yapıyor:

“Kardeşim, sen dekolte giyinirsen, bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra, sonucundan şikâyet etmen makul değildir. Bu konuda suçu işleyenleri savunduğum anlaşılmasın. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Bu konuda tabii ki erkek suçludur, ama kadının da suçu göz ardı edilirse meseleyi çözümde yanlış adım atmış oluruz. Bu olayda her iki taraf da suçludur.”

Prof. Çeker, CNN Türk’ün canlı yayınında, yurttaşlardan destek aldığını söylüyor, daha bir kararlı konuşuyor: 

"Sözlerimin arkasındayım, kurumsal anlamda konuşmadım."

YÖK, inceleme başlattı.

Sonuç ne olur?

Bekleyip göreceğiz. 



TURGUT ÇELİK/ Mersin 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..