Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kadınca bir serzeniş

Doğumuyla birlikte, bir yazgıya imza atan kız çocuklarımız, yarının eşleri, anneleri, çalışan üreten kadınlarımız. Bunca zor görevleri, başarıyla üstlenen, ama başarılarından hiç bahsedemeyen ev kadınlarımız. Çalışan, aynı zamanda anne ve eş olan, fakat evde söz hakkı olmayan kadınlarımız. Anne, kardeş, eş, hala, teyze, olsalarda, aslında hepsi önce KADINLAR.
 
Vermeye programlanmış yapıları, onlara, kendi duygularını yaşama olanağı vermiyor. Annede olsa eş de olsa, sevilmek ilgi görmek, kadının genetiğinde var olan şeyler. Genelde evlenip anne olan kadınlar, annelik içgüdüleriyle, duygularını, ikinci plana atarak, kendilerini evlerine çocuklarına adıyorlar.  Duygularını, bastırarak yaşayan kadınların, duyguları, ya zamana yenik düşüyor, ya da ilerde kendilerinden hesap soruyor. Bu sorgu, çocuklarının sorumluklarının azalmasıyla, vakit bulan kendilerini fark eden kadınlarda, çıkıyor çoğu zaman. En zor olan şey, insanın kendinle hesaplaşmasıdır. Bu hesaba verecek, cevap bulamazsa kadın,  sorunlarda başlıyor demektir. Kadının, iç çatışmalarıda, tam bu devreye rastlıyor. Evliliklerdeki ayrılıklarda, istatistiklere göre, bu yıllarda daha fazla görünüyormuş.
 
Çoğu zaman, şu sözlere kulak misafiri olmuşsunuzdur. “Bu saatten sonra ayrılıyorlarmış”. Empati kurmadan, yapılan bu yargılama, aslında yargıyı yapan insanlarında, sorunu olduğunu gösterir bize. Kadın ya da erkek, kısaca insanın var olma sebebinde, mutlu olmak yatar. Mutlu olmanın zamanı olurmu sizce? Mutlu huzurlu olmadan, yaşanan yıllar, mutlaka bir gün, sorun olarak çıkar karşımıza. Evliliklerdeki en büyük yanılgılar, sahiplenmektir. Bir insana, sahibi gibi davranmaya başladığınızda, o insana verebileceğiniz fazla bir şey kalmamıştır. Çünkü onu elde etmenin zaferi sizi sarhoş etmeye yetmiştir. Elinizde saydığınız, insan içinde hiçbir çabaya gerek duymazsınız. O zaten hep vardır ve var olacaktır. Tabii ki size göre.
 
İşte yanılgılar böyle başlar. Özellikle kadın, yaradılış itibariyle incedir narindir. Sevilme ve saygı duyma ihtiyacındadır. İlgi eksikliği içinde bulunan kadının,  hayatını sorgulamaya başlamasıyla birlikte, çözüm bulunmazsa eğer, üzücü sonunda gelmesi kaçınılmaz olur. Kadına verilen değer, Kuranı kerimde şöyle anlatılmıştır. Bir kadını, ağlatırken çok dikkat edin, çünkü ALLAH kadının dökülen gözyaşlarını sayar. Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından değil, göğsünden yaratıldı eşit olsun diye, kolun biraz altından yaratıldı, korunsun diye, ALLAH kadını kalp hizasından yarattı sevilsin diye.
 
Bu nedenledir ki, kadın sevmek ve sevilmek ister. Güzel olan, tek bir söze kanacak kadar çocuksudur. Sevgi verildikçe bu sevgiye emek veren büyüten kadındır. Yeterki sevmeyi bilin. ALLAH, onları o kadar sevgi dolu yaratmış ki, onlar, her çocuğuna bu sevgiyi eşit verebilecek yetenekteki nadide varlıklardır.
 
İnsan, zaten sevilmeye layık varlıklardan biridir. İnsanı insan olduğu için severim yaratandan ötürü sözü insanın değerini anlatır bize. Kadını, önce sevilmeye layık bir insan olduğu için, sonra, anne olmaya aday olduğu için, en önemliside KADIN olduğu için daha çok sevin. Bu sevgiyi, her fırsatta ona hissettirin. Hiç bir şey baki değildir. Yaşamın bile sonu olduğuna göre, hiç bir şeyin garantisi olmadığını bilin. Yanımızdakilerin değerini elimizdeyken bilelim. Daha sonraki pişmanlıklar hiç bir işe yaramadığı gibi, gidenleride geri getirmiyor.   
 
SEVGİYLE KALIN
 
Toplam blog
: 47
: 402
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

İzmir'de doğdum.  Adana!da yaşıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Uzun zaman bir gazetede köşe y..