Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kadından anneliği alınca

Kadından anneliği alınca
 

Geçen gün, "Kadından anneliği çıkarırsanız geriye kutsal bir şey kalmaz " diye başbakanın bir söylemi olduğunu internetten öğrendim. Ne önemli bir söylemmiş ki, o günden beri hep bunu düşünüyorum. Çok kalbime dokundu. Kadından anneliği alınca, vitamini alınmış bir meyve gibi posamız kalabilir mi acaba?  Ayrıca Allah kadına anneliği layık görmüşse neden alalım?

Hayattan rengi alırsak geriye ne kalır ki? sloganıyla bir boya reklamı var son günlerde biliyorsunuz. Kadın, hayattaki en önemli renktir, bence. Kadınım diye söylemiyorum.Kadın, içinde erkeği, kadını, anneyi, babayı, çocuğu, işçiyi, emekçiyi, gözyaşı şişesini, savaşçıyı, askeri, doktoru, dekorasyoncuyu, aşçıyı, temizlikçiyi, muhasebeciyi, öğretmeni, psikologu, oklavacıyı, dokuz canı v.s. barındıran karmaşık bir insandır. 

Kadından anneliği alınca, geriye erkeğe bile eşit olmayan, ondan çok daha güçlü ve üstün bir kadın, bir insan  kalır. Anneliği koyarsanız, pozitif ayrımcılığı hak eden bir kadın. Çıkarın, erkeğe gene eşit. (Değil de babalarımıza ayıp olmasın.) Neyse, bir an için anneliğimi çıkardığımızı farz edelim, geriye eşimden farklı olarak, küvet ovan, yemek yapan, cam silen, toz alan, misafir ağırlayan, gelin-kaynana muhabbetlerine giren, çocuğu yuvaya gönderen, yuvadan alan, işe giden, işte anneliğin devamı olarak çocuğu merak etmeye devam eden, işimle ilgili dilekçeleri yazan, kalem işlerini yapan, müvekkillerle sürekli telefonda ve yüz yüze görüşmeler yapan, müvekkilin kocası ve damadıyla sorunlarını dinlemeye devam eden, fakslar alan, onlara cevap veren, yollarda sürünen, eve gelince eşim gelene kadar çocuk bakımı dahil- pardon anneliği almıştık değil mi ama yapışmış çıkmıyor ki- her türlü iş yapan, hatta eşim eve gelince "Bugün o kadar çok yoruldum ki diye başlamış yatana kadar uzayıp giden iş mevzularını dinleyen, ona olan sevgimden ve saygımdan dolayı kalbim el vermediği için  kahvesini yapan, bugün altının nekadar yükseldiğini ve ne kadar düştüğünü anlatan ve altın yükselse de düşse de muhakkak bir nedenden üzülen eşini dinlemeye devam eden,  ondan sonra da koltukta salisenin onda biri gibi zaman diliminde, aniden sızıp kalan bir bir kadın kalıyor. Gördüğünüz gibi, "anneliği alınmış bir kadın, klasik erkekten bile daha güçlü ve saygıdeğer."

Liste buradan uzaya kadar uzar, gider. Başka bir yazımda, anneannemin bundan 65-70 sene önce neler yaptığını işleyeceğim. Aklınız hayaliniz durmaya devam eder.

Eşinden ayrılmış, eşini kaybetmiş olan, hayatta tek başına mücadele veren kadınları ise hiç söylemiyorum. Bütün bunlara ek olarak türlü sıkıntılara göğüs gerip, çocuklarının mutluluğu için gözyaşlarını çoğu zaman kalplerine akıtıyorlar.

Kadınlar ise, erkekleri de dünyaya getirdikleri için, bütün merhamet duygularıyla, kendilerine ne söylenirse söylensin, kulakları dünyaya sağır, çoğu zaman kendi haklarından feragat ede ede, bütün dünyayı omuzlarında taşımaya devam ediyorlar.

O kadar meşguller ki kendi haklarını sökmeye zamanları bile yok.

Allah, merhamet sıfatından kadınlara biraz daha fazla katmış.

Sonuç olarak, her erkek bir Herkül' e eşit değildir. Ancak bir kadından  anneliği alsanız bile geriye  en az bir Herkül kalır.

Hatta Herkül bile Herkül olduğuna isyan ederdi. Eminim.

Anne olsun olmasın, Allah, kadınlarımızı başımızdan eksik etmesin.  Bütün ölmüş annelerimize rahmet etsin.

 
Toplam blog
: 82
: 6114
Kayıt tarihi
: 20.05.12
 
 

Hukukçu bir anne.  Hayatta her şeyin kontrol edilemeyeceğini zor da olsa öğrendim.  Hayat, kısa b..