Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kadınerkek Erkekkadın

Kadınerkek Erkekkadın
 

Ne kadar yılı garanti edebilirsiniz bir insanın huyları, davranışları ve karakteri için? Ölene kadar aşık kalmak kolay mı? Aşık kalmasını beklemek? Sizin değiştiğinizi görmeden, onun değişmemesini istemek doğru mudur sizce? Sevgili kalmak ve beraber yaşlanarak ölmek için yapılacak şeyler çok zor değildir oysa. Beraberliklere yeni bir hayat oluşturmak gözüyle bakmamak lazım. Beraberlikler iki hayatın uyumlu yürüyüşü olmalıdır ki yol uzun ve el ele olsun. Aksi takdirde en küçük engebede tökezlememek mümkün değildir.

Bir insanı değiştirmeye çalışmak için çaba göstermek, dünyanın en nafile çabasıdır, sonuçsuzdur. Olduğu gibi kabul etmediğiniz , etmeyeceğiniz insanlarla sağlıklı beraberliklerin imkansız olduğunu yaşayarak görenler oldukça fazladır. Ben bu insanı nasıl olsa değiştiririm anlayışı ile bir beraberliğe başladığınızda, beraberliğin niçin bittiğini anlamakta zorlanırsınız.

Çevrenizdeki uzun süren beraberliklere bakınız, mutlu beraberliklerin özünde tarafların birbirlerine, kişiliklerine ve huylarına saygısı yatar. Mutsuz ama uzun süren, hayatın sonuna kadar süren beraberliklerde ise, bir boş vermişlik, ekonomik özgürlük yokluğu, toplum baskısı gibi sebepler yatar.

Aşk bitti, o nedenle ayrıldık mazereti bana göre palavradır. Aşk zaten çabucak biter. Sonsuz aşk yoktur. Kadınlar hep sonsuz aşk arar ama yoktur. Başlangıcı olan her şeyin mutlaka sonu vardır. Sürekli,ve yaşamın sonuna kadar sürecek beraberliklerin özünde sevgi yatar, hoşgörü yatar, bunlar yanlış değildir. Hoşgörü her şeye göz yumma anlamına gelmez, ama insanı anlamak anlamına gelir, insanı anlamaya çalışmak arızaların giderilmesi anlamına da gelir. Bir makineyi anlamak onu tamir etmek için çaba göstermek çabasını gösteriyorsak, insan için de bunu yaptığımızda birliktelikler uzar.

İnsanlar da arıza yapar, bu arızaların ne olduğunu anlamak önemlidir. Bazı arızaların düzeltilmesi imkansız olabilir, o zaman beraberliklerin bitirilmesin de sakınca yoktur, zaten beraberlik sürdürülmek istense bile sürmez.

Beraberlik tek taraflı değildir. Bir kadını anlamak kadar bir erkeği de anlamak çok önemlidir. Erkeğin his dünyası yokmuş gibi davranmak, onu tanımanın anlamanın, onunla olmanın yeni bir dünyaya girmek olmadığını sanmak bana göre yanlıştır. Biz erkekler de, duygu dünyası olan, duygularını yoğun yaşayan, yaşadıklarına anlam vermeye çalışan canlılarız. Erkekleri belden aşağı bir şey düşünmeyen müptezeller gibi düşündüğünüzde erkekleri anlamanız imkansız hale gelir.

Öykülerimde anlattığım tüm olaylar bu duyguları yaşayan ve fakat ifade edemeyen arkadaşlarımın sıkışmışlıkları ile ilgiliydi. Onları kadınların anlaması hep zor oldu. Ben anlamaya çalıştım ve hayatlarını, yaşadıklarını öyküleştirdim.

Erkeklerin hep belden aşağısını düşündüklerini söylemek, erkeklerin hoşuna gidiyor olabilir mi? Belki. Yalçın Peşken “The Türkler” adlı kitabında, “erkekler günde bir kez kadın düşünür o da yirmidört saat sürer” yazıyordu. Bunu bir erkeğin yazması bundan hoşlanıyor anlamına gelebilir mi? Ya da şöyle yorumlanabilir mi; erkekler o kadar iyi ki hep kadınları düşünüyorlar.

Bir çok kadın, kendisine ilgi gösteren , yakınlık gösteren erkeğin içinde, sevgi, arkadaşlık duygusundan çok “şunu bir yatağa atsam” duygusunun yaşadığını sanıyor. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum.

İki kişilik hayatlarda, iki kişinin yaşadığı olaylarda, tek kişilik kabahat pek nadir ortaya çıkar. Asıl sıkıntı ne biliyor musunuz bana göre, erkelerin zafiyeti akıllı kadınla beraberlik sürdürmeyi becerememektir. Erkekler, biz gariban erkekler yıllarca ataerkil büyümenin rahatlığında yirmibirinci yüzyılın kadınların yüzyılı olduğuna inanmadan buralara geldik. Evlenenlerin yüzde yetmişi ayrılıyormuş, sebebi ne biliyor musunuz, bence akıllı kadınlarla beraberlikleri sürdürmeyi beceremeyen erkeklerdir.

Ahmet Atlan ve başka aşk yazarlarının yazdığı gibi kadın artık dünyası gizemli, zayıf bir canlı değil, oyalanacak, sevgi sözcükleri ile avutulacak biri de değil, bizatihi toplumun içinde eşit haklarla paydaş olmuş bir birey. Bu bireyin aklı ile beraberliğin öğrenilmesi gerekiyor eğer öğrenilecek bir şey varsa. Kadının da şimdiye kadar “itaat et, rahat et” geleneğinden, “ben de varım” noktasına gelirken, sanki yeni karşılaşmış gibi erkeği anlamaya çaba göstermesi gerekiyor.

Ne dersiniz.

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..