Kadınlar: Gününüz kutlu olsun!

Türkiye'de kadınlara verilen değer son derece az ve kadına yönelik şiddet ürkütücü boyutlarda. Her gün kadınların çeşitli tacizlere uğradıklarını, tecavüz haberlerini, kadına yönelik şiddetin korkutucu boyutlarda olduğunu, onlarca kadının töre cinayetlerine kurban gittiğini ve kadınlara karşı daha bir çok olumsuz davranışların yaşandığını duyuyoruz, görüyörüz ve öğreniyoruz. Gerçekten bu yaşananlar çok üzücü ve buna karşı devletin aldığı önlemler yetersiz kalıyor.

Öncelikle kadın-erkek eşitliği bilincinin eğitim yoluyla çocuklara ve gençlere aşılanması gerekiyor. Elbette ki kadın ve erkek, doğası gereği birbirinden farklı ve eşit değildir. Fakat bu farklılığı sosyal hayatta görmezden gelebilmeyi öğrenmek ve öğretmek gereklidir. Günümüzde erkeklere, kadınların sadece erkeklerin arzularını tatmin eden bir varlık olmadıkları, aslında erkeklerin varolma sebebinin kadınlar olduğu anlatılmalı ve bu önemli kavram her fırsatta dile getirilmelidir.

Fiziki yönden kadınlar erkeklere oranla daha güçsüzdür. Bu nedenle erkeğin aslında yaradılış sebebi de kadını korumaktır. Bu yüzden en yüce kurum olan evlilik kurumunun ne denli önemli bir kurum olduğu ve evlilik sorumluluğu bilincinin de aynı zamanda zihinlere yerleştirilmesi gereklidir. Özellikle gençlere, evliliğin sadece aşktan ve sevgiden ibaret olmadığı, bu kurumun kadın ve erkeğe çeşitli ve ağır sorumluluklar yüklediği, evliliğin her iki tarafın da özgürlüğünü bir nebze olsun kısıtlayan ve kadın ve erkeği birbirine, aynı zamanda karşılıklı olarak ailelerine karşı sorumlu kılan yüce bir kurum olduğu anlatılmalı. Evlilik için gerekli olan ekonomik özgürlüğün ve sorumluluk alma duygusunun gelişimi sağlanmadan evlilik yapılması, çeşitli sorunları da beraberinde getirir. Bu sorunları aşabilmenin yolu kadına şiddet uygulamak değildir. Aksine kadının ve erkeğin el ele vererek bu sorunları aşabileceği bilinmeli ve şiddete başvurmanın hiçbir sorunu çözmeyeceği öğrenilmelidir. Her şeyden önce karşılıklı hoşgörü ve anlayış tüm sorunları çözdüğü gibi evlilikteki sorunları da çözebilir.

Gençlerin kadın-erkek ilişkilerine bakıldığında, bu eşitlik bilincinin aslında büyük oranda yerleştiğini görüyoruz. Çeşitli mekanlarda kadın ve erkeğin birarada olmasının çok normalleştiği günümüzde, eskiye nazaran epeyce yol almış durumdayız. Arkadaşlık ve flört, gençler arasında iki ayrı kavram olarak durmaktadır. Fakat "Ya arkadaşımsın ya flörtüm" düşüncesi günümüzdeki yanlışlardan bir tanesidir. Ayrıca her flört arkadaşlıktan başlar düşüncesi ve her arkadaşlığın flörte dönüşebilme ihtimali ve yargısı her iki taraf adına da olumsuz sonuçlar doğuran ve kavgalara neden olan sebeplerdendir. Kısacası gençlerdeki aşırı flört arayışı ilişkilerin bozulmasına en büyük sebeptir. Uzun süren ve evlilikle sonuçlanmayan flörtler erkekten çok kadına zarar vermektedir. Kadın bunun bilincinde olarak hareket etmeli ve bu durumdan dolayı ilişkilerine çok dikkat etmelidir. Fiziki olarak erkeklerden güçsüz olan fakat kendini savunabilecek güce de sahip olan kadınlar, özellikle de genç kızlar kendilerini korumasını bilmelidirler. Her tehlikenin içine girmek yerine tehlikelerden nasıl uzak durulacağını öğrenmelidirler.

Bu sorunlar sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde yaşanmaktadır. Bizim ülkemizde yaşananları azaltmak için devletin alabileceği önlemlerin en başında eğitim geliyor. Ayrıca yazılı, görsel ve işitsel basın sayesinde de bu sorunların çözüm yolları halka anlatılmalı.

Kadınların sorunlarının ve sıkıntılarının çok fazla olduğu dünyamızda, onların sorunlarına hiç değilse 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kulak vermek ve birlikte çözüm yolları aramak hepimizin görevidir. Daha mutlu bir dünya için, daha mutlu kadınlar ve daha mutlu aileler için bugünü mutlaka kutlamak gerekiyor. Her ne kadar bir anda çözülmese de tüm sorunlarınızın çözülebilmesi dileğiyle... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nüz kutlu olsun... Bugün tüm kadınlar mutlu olsun!