Kadınlar, Kadınlar, Kadınlar ( Part – 2 ) …

( 1. bölümün devamı … ilk kısmı kaçırdıysanız buradaki linkten yazının ilk parçasına ulaşabilirsiniz… )

Anne olma isteğinden bağımsız özgür bir hayat buluyor önünde ve kadınlığını sorgulamaya başlıyor… Toplum onu hangi gözle görmeye çalışırsa çalışsın, bütün önyargılı bakışları umursamadan çöpe atıyor ve bedeniyle sakin ve dengeli bir iletişim kurmayı başarıyor…

Ve ne ilginçtir ki, soru – cevaplar ile ortaya çıkan acımasız bir sonuç var ki, işte araştırmanın can damarı tam da bu satırların altından geçiyor… Kadınların verdiği yanıtlar gösteriyor ki, bir çoğu gerçek anlamdaki ilk orgazmını 38 – 47 yaşları arasında tadıyor…

Yani tatmin anlamında yıllardır kendisini aldatıp durduğunun farkına 38 inden sonra varabiliyor kadın… Arzularının gücünü kabullenen kadın, kendisiyle barışık bir ruh hali içinde ondan kaçmayı bırakarak yaşam gerçeğine, şehvet duygusuna dört elle sarılıyor…

Şimdi geri çekilerek büyük resme tepeden kuşbakışı bir açıdan bakmak istiyorum… Ve kendime şu soruyu soruyorum : Bütün bu bilimsel ( ! ) araştırmaların sonunda şu acı gerçeğe ulaşmış olmuyor muyuz acaba?..

38 yaşına varmadan önce evlendiğimiz tüm asil ve biricik kadınlarımız, farkında olmadan bizleri kendi kaybolmuşlukları içerisine çekerek ömürlerimizi tüketmiş oluyor ve ortaya çıkan bütün sorunların yegane sorumlusu olarak biz erkekleri suçluyorlar…

Acaba bu bilgiler ışığında gerçekten de 30 lu – 35 li yaşlardan önce evlenmemeli mi ve eşimizi seçerken daha olgun partnerler mi aramalı?.. Yani bir yuva kuracaksak 20 li evlenme yaşları ve partner seçimleri çok mu tehlikeli duruyor?..

Sanırım öyle ne yazık ki… Gazetelerin 3. sayfa haberleri hep böylesi trafik kazalarıyla dolu ve tüm erkekler aynı dertlerden yakınıyor… Aslında bu trajedileri sadece kadınların başına yıkmamak gerek…

Benzer türden bir araştırma erkekler için de yapılsa, hiç de farklı bir manzarayla karşılaşmayacağımızı düşünüyorum… Al birini vur ötekine deyimini haklı çıkaracak şekilde biz erkekler için de benzer sonuçlara ulaşılacaktır…

Bana göre hemcinslerim de sütten çıkmış ak kaşıklar olarak masum masum fink atmıyorlar hayat içinde… Ne azgınlarımız ve acımasızlarımız var ve kadınlarımıza hayatları zindan ediyoruz…

Belki de psikoloji dergilerinin erkekleri de kapsayan geniş çaplı araştırmalar yapmaları lazım… İşte o zaman, tüm gerçekler ortaya serilmiş olacak… Ben tavsiyelerimi yaptım… Tercih her zamanki gibi sizin…

Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL

www.hayatveinsan.com/kadinlar-kadinlar-kadinlar-part-2/