Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Engin Şahin Karadeniz

http://blog.milliyet.com.tr/shaka35

15 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kadınlar, kasaptaki et ve salatalık

Kadınlar, kasaptaki et ve salatalık
 

Cinsellik içeren yiyecek.


Zamanın, mekanın birinde bir cin çıkar bulunan şişeden. Cin "oh be" der. "Dile benden ne dilersen" der şişeyi bulana. Muzip şişe bulucumuz da söyler bir bir istekleri. Test eder cini ve kuvvetini.

- "Ey cin madem bu kadar güçlüsün bana büyük bir şato yap". Anında yerine getirilir dilek.

- "Beni dünyanın en zengin ve güçlü adamı yap". Anında hokus-pokus yerine gelir istekler.

- "Peki bana amerika ile avrupa yakası arasında bir köprü yap".

- "Yok daha neler, o kadar da değil. Ohaaaa" der cin.

- "Peki o zaman kadınlar ne ister onu söyle bari" der şişenin sahibi cine.

- "Cin düşünür, düşünür, ıkınır ve istediğin köprü nasıl olsun" der. Zor gelir kadınların isteğini bilmek cine. Dev bir köprü bile daha kolaydır.

Zordur şu kadınlar. Erkekler ise basit mi basit. Hadi canım oradan bizde ne istediğini bir türlü bilemeyen ayran gönüllüler ordusu değilmiyiz?

Peki, kadınlar neden açılır ve saçılırlar? Cin bilememiş ben nereden bileyim. Fikir yürütürüz üstlerinde. Teşhircilik genlerinde vardır deriz. Beğenilmekten hoşlanırlar deriz. Müşteri bulmak kolay olur deriz de, bilemeyiz gerçekleri. Ahkam üstüne ahkam keseriz onların üstünde. Olanca olgunluğumuzu takınır ve başlarız "Dekolte, bir parça olabilir belki ama kasaptaki et gibi kendini göstermeleri?". Ben kadın olsaydım kasap yakıştırmasına satırla koştururdum. "Nasıl yani dekolte sana göre biraz fazla olunca kasaptaki et kadar çıplak mı görüyorsun beni" derdim. Aslında kasaptaki et kadının değil onu görenlerin fikridir. Ucundan acıcık gördük mü hayallerimizi süsler tüm çıplaklığı.

Ucundan acıcık fikirler başlatırız. "Hadi canım o kadar da açık olma. Acıcık kapat ayıp olur." İşte başladık ucundan acıcık. Hafiften retuş yaparız dekolte ye. Peki sonra benimsenir dekoltenin kapalılık ölçüleri. (Bende bu ölçütlerdeyim. Fazla dekolte erkeği bozar.)

Gel zaman git zaman dekolte ölçüleri de batar bize yeni bir dekolte ölçütü yaratırız. "Kadın kısmısının saçı bile görünmemeli. Tahrikkar davranmamalı" deriz. Bakış bu ya habire emirler yağdırırız kadınlar üstüne. Kadın bu saçı uzun aklı kısa. Nereden bilecek erkeklerin neler düşündüğünü, ne içler geçirdiğini. Nereden bilsin o masum kadınlar gerçekleri. Aslında hin mi hin, cin mi cin olan bizler nice tuzaklar kurmazmıyız onlara. Evleneceğim seninle, aşığım sana, tapıyorum sana. Ya sonra zinhar saçın bile görünmeye. Elma şekeri alır fikri küçük aklı kaçıklar, kandırır masum mu masum küçücük çocukları. Tepinirler sapmış fikirleri ile üstünde. Ne yapmıştır o küçücük kız. Nereden bilsin dekolteyi. Sapık fikir almıştır onun benliğini bedeninden. O zaman kapatın kardeşim kızlarınız koruyun sapık fikirlerden. Haydaaa! Sapıkları kapatmak gerekirken ne için masumları kapattık şimdi. Ucun ucun korkularımız, fikirlerimiz kapatır gerçekleri.

Yetmez bize bunlar. Onları kapattıkça tahrik oluruz üstündeki giysilere bile. "Çarşafa bulayın kendinizi, gözünüz bile görünmeye" deriz peşi sıraları. Kapatırız kadını ölçüsüz, renksiz giysilerler ile, kanunlar çıkarırız bizim fikrimizdeki ölçülerle. Yıkarız beyinlerini onlarda yapamaz artık. Din böyle emrediyor deriz, korkar allah korkusu ile. Kapanırlar kendinin sandıkları isteklerle. Sonra eve gelir koca kapanmayı emrettiği karısına açıl da aganigi der. Korku kapatmamış mıydı kadınların duygularını. Nasıl açılacaklar şimdi. Nasıl yaşayacaklar allahın verdiği cinsel dürtüyü.

Tatminsizlik ölçüsü ile artık kadınlar ile uğraşmayı geçeriz de hıyarlar ile pardon salatalık ile uğraşmaya başlarız. Başlamıştır Irak'taki dar görüşlü el kaideciler. Tatminsizdirler, tatmin edememişler karılarının cinsel dürtüsünü de salatalığa kabahat bulurlar.

- "Şu salatalık var ya üstad ne kadar çok benziyor p...'e değil mi?"
- "Üstad kafayı yedin heralde. Yenge almadı mı seni yatağa?"
- "Yok ya baksana iri mi iri, diri mi diri bizde bile yok böylesi."
- "Valla haklısın bre, yasaklayın hıyarı!"

Yasaktan haberi olmayan bir bayan yanaşır pazarcı esnafına.
- "Kardeş bir kilo hıyar ver bana" der.
- "Tabi abla dur kırmızı poşete koyayım. Birde TC kimlik noyu verde şu deftere imza at" der. İşini seven pazarcı esnafı.
- "Ne imzası kardeş, ne TC nosu?"
- "Abla sen bilmezsin. Müstehcen sebze bu hıyar. Kanun var. Gençleri koruma kanunu, imza atacan. Bildiricez seni".
- "Hadi oradan sapıklar nereden çıktı bu fikri bilmez işler". der ablamız.
- "Ben bilmem abla kanun bilir. Hıyarı nasıl alırsın be abla dilimlimi, bütün mü?" der pazarcı esnafı sinsice gülerek.

Allasen nereden çıkarıyoruz bu sapıkça fikirleri. Eksikli miyiz bizler? Aklımız yok mu? Nereden alıyoruz, onun bunun uçkuru ile mi? Yoksa onun bunun fikirleri gereği ile inanıyormuyuz inaçlı gözüken inançsızlar ordusuna.

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 42
: 5769
Kayıt tarihi
: 14.07.08
 
 

Bazen icatci, bazen inatçı, hayatın her tonunda yürüyüp giden biriyim. Amatör fotoğrafçılık son m..