Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '16

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Kadınlar çalıştırılmasın

Kadınlar çalıştırılmasın
 

Çok radikal, bir o kadar da şimşekleri üzerime çekebileceğimi tahmin ettiğim bir başlık attım bloğuma. "Kadınlar Çalıştırılmasın"... 

Günümüzde artık kadın eskiye nazaran çok daha fazla bir şekilde çalışma hayatının içinde. Gerek kamusal alanda, gerekse özel sektörde. Öyle gerektiriyor çünkü günümüzün koşulları. Bu belki büyük oranda maddiyat kaynaklı olsa da, yani ev ekonomosini artık ancak iki kişinin çalışmasıyla rayında tutabiliyorsak da, tek sebep değil elbette. Artık kadınlar sadece eve bağımlı, ev işlerinden anlayan bir konumda olmak istemedikleri için de çalışabiliyorlar. Yani kadın, maddi durumu gayet yerinde olsa da çalışmayı tercih edebiliyor. Okuduğu senelerin hakkını vermek istiyor bazen. "Boşuna mı dirsek çürüttük onca sene?" diyor.

Öyle yüksek okul, üniversite falan okumadıysa da çalışmayı isteyen ve tercih eden çok kadın var. Bir zanaatı var elinde. Pasta, börek işlerinden iyi anlıyor mesela. Kendine küçük bir yer açıp işletmek istiyor. Ya da inci boncuk, takı, örgü işlerine yatkın eli. Değerlendirmek istiyor haliyle. Yani ev işlerinden başka işlerde de pekala başarılı olduğunu, olabileceğini göstermek istiyor. Haklı da... 

Çalışma karaını veriyor kadın. Ama maddi gerekçelerle ama başka gerekçelerle... İşte sorunlar, çözülmesi gereken problemler de bu noktada başlıyor. Hele de kadın evliyse ve dahası çocuk sahibiyse... Birden fazla çocuk sahibiyse zaten buyurun cümbüşe... Şimdi kilit soruyu soralım: Çocuk(lar) n'olacak? Hımmm, düşünüyoruz... "E tatlım annen(annem) bakacak tabi ki!" Süper! Hele de babaanne (anneanne) buna gönüllüyse... Sorun halloldu giti. Artık kadın gönül rahatlığıyla çalışmaya başlayabilecek. Gerçi çocuğu sabahleyin babaanneye ya da anneanneye götürmenin de kısmen zor tarafları var. Ama eğer onlar eve geliyorsa yeme de yanında yat!

Bunu hallettik, bu iyi güzel. Şimdi anneanne, babaanne, hala, teyze olmaması durumlarının senaryolarına bakalım. Mesela aile her iki taraftan da uzakta bir ilde yaşıyorsa... O zaman da önümüze iki seçenek açılıyor: 1- Kreş 2- Bakıcı... Her ikisinde de çocuğun memnuniyeti meselenin en büyük çözümü. Çocuk seviyor ve istiyorsa eğer kreş de bakıcı da sorun olmaktan çıkıyor. (Sabah evden çıkana kadarki hengameyi saymıyorum) Ama çocuk sevmiyor ve istemiyorsa... İşte çalışmak isteyen bir annenin karabasanları... Her sabah bakıcıya gitmemek ya da bakıcının gelmemesini isteyen çocuğunu bırakan bir anneyi düşünebiliyor musunuz? O kadın ne kadar mutlu ve verimli olacak? Aklı devamlı evladında, eli telefonda. Ya da kreşin kamera kayıtlarını telefonundan takip eden anne, çocuğunun bir kenarcıkta öyle mahzun mahzun durduğunu görüp "Amaaan" diyebilecek mi? 

İşte kadınları çalışma hayatında daha baştan bir sıfır mağlup eden en önemli etmen. (Bana göre tabi)

Şimdi gelelim naçizane hayalini kurduğum ütopik düşüncelerime... 

Her işyeri için, her fabrika için, her kamu dairesi için, orada çalışan kadınların çocuklarına yönelik oluşturulmuş bir kreş hayal ediyorum. O kurumda çalışan anneler, sabahları evlatlarını gönül rahatlığıyla orada bırakabilecek, aklı kalmayacak, bir şey olduğunda hemen müdahale edebilecek yakınlıkta olacak, akşam iş çıkışı çocuğunu alıp dönebilecek ve nihayetinde kadın hem çalışan, hem de huzuru yerinde olan bir anne olacak. Hatta bir servisle evlerine de bırakılsalar harika olur. Kışın soğuğunda çocuklar madur olmamış olur.

Şimdi bu düşüncem çok mu ütopik, imkan dışı mı bilemiyorum. Ama çevremde -kendim dahil- o kadar çok huzursuz anne var ki çalışan... Evladını bir şekilde uzakta bırakan anne huzursuz oluyor, n'apsın... Sonra da vicdan muhasebeleri sıraya diziliyor annenin beyninde: "Çalışma! Bak, çocuğun mutsuz. Seni istiyor. Sevmiyor bakıcıyı. Ona eziyet ediyorsun. Kreşe gitmek istemiyor. O çocuğun psikolojisi bozulursa senin yüzünden. Çalışma, çalışma,çalışma!.." Sonuç: Kadın depresyonda... 

O yüzden diyorum, "Kadınlar Çalıştırılmasın" . Kadınlar zor koşullarda çalıştırılmasın. Esneklik sağlansın onlara. Doğum izinleri, süt izinleri artırılsın ve özel sektörü de kapsasın. Daha erken paydos etsin falan.. Pozitif ayrımcılık yapılsın yani. Yapılsın kardeşim! 

Esen kalın... 

 
Toplam blog
: 6
: 151
Kayıt tarihi
: 08.08.12
 
 

Ben Ferda... 2017 yılı itibariyle 37 yaşındayım. Gazetecilik mezunu, kitap ve yazma sevdalısıyım...