- Kategori
- Aşk - Evlilik
Kadınlar evlenir çünkü..
Evilik ağacı
Evlilik kadının geninde var çünkü doğurganlık sıfatı kadına verilmiş. “Anne olma” içgüdüsünden dolayı yuva kurmaya programlanmış. Ve kadın bütün bunları gerçekleştirebilecek birini bulduğuna inandığında evlenmek ister. Aşkta önemli bir faktör tabi belirtmez isem haksızlık olur.
“Erkeklerin aklı, ev kadını arar, ama kalbi ve hayal gücü başka özellikler peşindedir.” Goethe
Bu yuva kurma, evlilik özlemi daha çocuk yaşta başlar. Bütün kız çocuklarının, mutlaka bir evcilik takımı ve bebekleri vardır, bunlarla yemek pişirir, akşam gelecek kocasını bekler, bebeklerini ayaklarında sallayıp onlara mama yaparlar vs…
Her zaman gelinlik giyme, büyüyünce gelin olma hayalleri vardır, hatta her fırsatta gelinlik giyerler. Ben daha hiç bir erkek çocuğunun “damatlık giymek istiyorum” dediğini hatırlamıyorum. Bir keresinde sadece beş yaşındaki çok sevdiğim bir kız çocuğu bana evlenince hangi model gelinlik giyeceğini bile anlatmıştı.
“Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir, ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.” Simone De Beauvoir
Bu yüzden kadınlar evlilikten çok şey daha doğrusu, erkeklerin beklediğinden daha fazlasını bekliyorlar. Erkekler kadınlar gibi duygusal bakamıyor olaya. Sonrasında da çoğu kadının evlilikten sonra söylediği “kocasının yeterince kendisine ilgi göstermediği”, “işine daha önem verdiği” gibi yakınmalar. Aslında değişen hiçbir şey yoktur; eşe gösterilen her zamanki ilgi, alaka; her zamanki iş yoğunluğu.
Sorun nerede mi o zaman;
Kadın sevgisini göstermeye başladı mı her şey değişmeye başlar, her erkek çok sevilmeyi kaldıramaz, beceremez. Kadın karşısındaki değiştirmeye, sahiplenmeye başlar. İlk başta belki erkeğin hoşuna gider, eve gelince hazırda bir sofra, sabah işe giderken giyilmek üzere ütülenerek hazırlanmış kıyafetler, erkeği toparlayan çekip çeviren bir hayat. Erkek taviz verdikçe kadın bunlarla yetinmez; erkeğin hayatını eline geçirmeye başlar, hayatını onun yerine planlar; arkadaşlarını, telefon markasını seçer.
“Bir kadın ya sever, ya da nefret eder; ortası yoktur.” Pubillius Syrus
Aslında erkeğin ekonomik olan sevgisine uygun olmayan bi durum bu. Erkekte başlar karşılık vermeye. Artık ikisi de ilk başta birbirlerine benzemeyen o farklı, çok sevdikleri yönlerini törpülemeye başlarlar. Amaç karşısındakini kendi istediği şekle sokmak. Fakat ikisi de böyle birini istemiyorlar, ilk tanıştıkları o farklı kişiye aşık olmuşlardı aslında.
Sonrası hepimizin aşina olduğu hikaye.
Karşımızdakinin hayatını ele geçirmeye çalışmadan, o farklı kişiyle yaşadığımızda daha mutlu olacağımızı unutmadan sevmek dileğiyle…