Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '12

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Kadınlar Günü kutlu olsun!

Kadınlar Günü kutlu olsun!
 

Yılın özelleştirilen günlerine karşı tepki ve değerlendirmelerimiz farklıdır. Kimimiz bu günleri benimser, kendince kutlar paylaşır. Kimilerimiz de sistemin kültürel ve ekonomik tuzakları olarak yorumlar karşı çıkarız.

Her gönül okşanmak ister, sevdiklerinizden övgü ve sevgi sözcüklerini esirgemeyiniz derim dostlarıma. Bu sözümün uzantısı olan yaşam felsefemden hareketle özel günleri destekleyip paylaşanlardanım.

Her gün daha da ağırlaşan günlük yaşamın sıkıntıları arasında birkaç günlük de olsa, hedeflenen duyguların desteklenmesi ve tepkilerin tetiklenmesi yanında gönüllerin okşanması için sempatik bahaneler olarak değerlendiririm özel günleri. Anılan günlerden daha çok önemsediğim 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve benzer içerikteki Anneler Günü dür.

Özellikle ataerkil toplumsal yaşamla birlikte erkek egemen değer yargıları yaygınlaşıp kadın ikinci planlara itilmiş, horlanmış, ezilmiş. İnsan sevgisinin aşk kelimesi ile özelleştirilen ve göstermelik olarak yaşamın merkezine oturtulan, uğruna soyut dizeler yazılan kadının, gerçek yaşamda ikinci plana itilmesi ve ezilmesini toplumsal çelişkilerimizin en büyüğü olarak görüyorum.

Kadınlara kötü muamelenin, kadına şiddetin yasalarla engellenmeye çalışıldığı günümüzde daha da arttığından bahsedilmektedir ancak bu doğru değildir. Doğru olan; gelişen iletişim ve haberleşme teknolojisi sayesinde kadına uygulanan şiddet ve aşağılamanın daha geniş kitleler tarafından duyulması ve duyurulmasıdır .

Yıllardan beri ülkemizde  kadın çoğunluğunun erkeğinden dayak yediğine, horlanıp  ikinci sınıfa itildiğini duyar ve tanık oluruz ancak sosyo ekonomik koşullar, gelenekler ve inançlar doğrultusunda bazen de çocukları uğruna kadın bunu gizlemeye çalışır, yakın çevresi bile haberdar olmaz çektiği azap ve çileden. Kent yaşamının gelişimine paralel olarak farklılaşan ve iletişimin gücü ile gelişen anlayışlar sayesinde  ve medyanın desteğinde kadına uygulanan şiddet kitleler tarafından  daha net görülür ve duyulur hale gelmiştir.

Kutsal inançlarımızda “cennet anaların ayağının altında” olduğu belirtilir ama inançlara rağmen kadına şiddet uygulanır, önlem olarak meclislerden yasalar çıkarılır. Yasalar uygulanır ve caydırıcı olabilirse geçici çözümler üretecektir ancak yeterli olmayacaktır.

Her konuda olduğu gibi yıllardır kanayan bu yaranın ilacı da eğitimdir. Ebeveynler erkek çocuklarına gösterdikleri anlayış ve hoşgörüyü, kız çocuklarına da gösterene kadar sorun devam edecektir. Ahlak ve namus kavramları kadının cinselliği ve saçının teli ile eşdeğer görüldüğü müddetçe sorun devam edecektir. Okul vb. ortamlarda kız ve erkek çocuklar ayrıştırılmaya çalışıldığı müddetçe bu sorun devam edecektir. Kadınlar da en az erkekler kadar  ve aynı oranlarda iş yaşamına, siyasete ve yönetime katılana kadar sorun devam edecektir.

Kadına şiddeti erkeklerin lütfu ve anlayışı değil bizzat kadınların bilinç, birlik ve dayanışması önleyebilecektir. Öncelikle analar ve balar kızlarını oğulları ile sözde değil özde eşit görebildiği  ve bunu yaşam biçimine dönüştürebildiği oranda kadın kimliğini bulacak, şiddetten korunup kurtulacaktır.

Dünyanın neresinde olursa olsun kadına kalkan her eli, anama, bacıma, eşime ve kızıma kalkmış olarak görüyor ve lanetliyorum. KADINA KALKAN ELLER KIRILSIN diyerek tüm kadınlarımızın özel gününü kutluyor, gönüllerince güzellikler dileğimle saygılar sunuyor, ellerinden öpüyorum.

orhan.yuksel@mmo.org.tr

 
Toplam blog
: 43
: 567
Kayıt tarihi
: 28.06.11
 
 

 Karaman E.M.lisesi ilk öğrencilerindenim. ikinci sınıftan itibaren Antalya Makine Teknisyen okulun..