Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kadınlar günü ve kadın ölüsü

Kadınlar günü ve kadın ölüsü
 

Bazen " Ölülerin ardından konuşmak iyi değildir." diye büyüklerimiz bizi uyarır ve susturur. Hele bir de ölü evindeyseniz. Rahmetli iyiydi diyip susmak en iyi şükrandır belki de. Hem yaradılışa hem de yaratılmışa ...

Ama bazen, ölü konuşması yapmak ruha iyi gelecektir. Nasıl olsa ölmüş ve gitmiştir. Ne var canım konuşsak...

Ölü konuşması yaparken vicdanen rahat olmak gerekir ki bu konuşma sizi yormasın. Kurduğunuz cümleler bir çırpıda çıkarken kocaman " oh be" der yüreğiniz. Bu iç hesaplaşmadır aslında. Hesabını veremeyeceğiniz bir çok detay arasından biridir bu ölü ve onun ölümü...

Ölüler ikiye ayrılır. Kadın ölüler ve erkek ölüler diye. Erkek ölüler genelde çok dürüst, çok mert, çok yakışıklı, çok yalancıydı diye kendi içinde ayrılırken kadın ölüler daha bir tuhaf sınıflandırılırlar. Çok namuslu, çok terbiyeli, çok geveze, çok hamaratlı, çok dengesizdi rahmetli diye sınıflandırılır. Ölü kadınların ardından konuşulanlar bir çamaşır ipine kendini asacak kadar çok sıfatlıdır. Yaptığı, ettiği, yediği, içtiği bir yana bu ölü kadınlar önce namuslu, terbiyeli diye diğerlerinden ayrılır. Ürettiği, tükettiği kendine kalır. Ve gömülürler bu fısıltılar, ikilemler, bölünmeler eşliğinden. Çiçek koyarlar toprak renginden çekindikleri için. Böylesi daha iyidir en azından vicdanen rahatlatır. Göz zevki budur.

Ölü iki kadının ardından konuşulanlar canımı çok sıkmıştı. Duygu Asena. Aysel Gürel.

Bazen sınırları tutmak zorlaştığında etraf yetişir imdada. Hu hatun ne yaparsın sen diye kulaktan çekiverirler. Yüreğin sınırı yok ki büzesin. İşte bazı yürekler böyle, siz kıssanızda, bağırsınızda ya da çok görseniz de onlar vurmaya devam eder.

"Vur durma yüreğim vur, olan olmuş ne olur hayata bir daha vur!" der ve devam ederler.

Umut ederler. düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman umutsuzluğa kapılmana gerek yok diyen Kafka Amcalarını yad ederler.

Biri feminist, yalnız öldü işte diyerek Duygu' yu yorarken, bir diğerinin Aysel'in yaşına başına bakmadan yaptıklarına, giydiklerine bir baksana, iyi oldu öldü işte diye ölümü onaylandı. Bunlar bilinen ölü konuşmaları bir de içlerinde gebere gebere imrendikleri özgürlük var ki o da onları kanatan en büyük ödül.

Ortada tek gerçek var. "Onlar inandıkları yolda ilerlediler." Bu gerçeğe sırt çevirmek de ne ola!!!

Kadın olmanın dayanılmaz hafifliliğinden, gördüğü hoyratlıktan, şiddetten, nefretten, cinsellik fantezilerinden bahsetmenin anlamı yok ölü konuşması yapamazken, canlı üzerine methiyeler dizmekte ne cüret ister sormayın.

Kadınlar günü veya kadın ölüsü ne fark eder ki?

 
Toplam blog
: 11
: 1003
Kayıt tarihi
: 22.03.07
 
 

Ben sema. çok uzaklardan istanbul şehrine göç edenlerdenim. Meslek gazetecilik; ama gazeteci olmayan..