Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Kadınlar ne halleri varsa görsünler!

Kadınlar ne halleri varsa görsünler!
 

Üzülmek boşa!


Artık bir şeyleri kabullenmemizin vakti geldi. Türban üniversitelere bir daha hiç çıkmamak üzere giriyor. Dahası, hizmet alan, veren hiç fark etmeksizin bütün kamusal alana girmesinin tartışmaları da şimdiden başladı. Kısa bir süre sonra çevremizde türbanlı öğretmenler, hakimler, belediye başkanları cirit atacaklar. Buna kendimizi alıştırmak zorundayız.

Bütün bu gelişmelerin pratikte benim yaşamıma bir etkisi olacağını zannetmiyorum, çünkü kimsenin benden başımı örtmemi isteyeceğini düşünmüyorum. Kadınların beyinlerinin içiyle daha çok ilgilenen biri olarak, onların saçının telini görmekten mahrum olacağım için üzülmeme ise hiç gerek yok.

Beni üzen tek şey, bayan akrabalarım ve arkadaşlarımın çoğunun başörtüsüz olması ve bundan sonra devletle ilişkilerinde bunun bir sorun oluşturacak olması. İktidar partisinin birçok kamu kurumunda nasıl kadrolaştığını, başı kapalı kadınlara ve eşlerinin başı örtülü erkeklere nasıl pozitif ayrımcılık yapıldığını herkes biliyor.

Ancak, üzülerek bir şey söylemeliyim ki başı açık Türk kadınının ekseriyeti böylesine bir durumla karşı karşıya kalmayı hak etti.

Türbanın ‘erkek egemen dünyanın kadınlara dayatması’ olduğunu hemcinslerine anlatamadılar. Hatta, çoğu başı açık kadın başörtülülere hoşgörüyle yaklaşarak erkeklere, “siz ne karışıyorsunuz” şeklinde çıkıştılar.

Bu konuda kadınlara olan tepkimi açıklayacak olması açısından, yıllar önce yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum:

Yanılmıyorsam, 2000 yılıydı. Samsun’da askerlik yapıyordum. Yedek subay olduğumuz için askeriye dışında kalmamıza izin veriliyordu. Birkaç arkadaş birlikte ev kiraladık. Hayatımın belki de en renkli günlerini yaşamaya başlamıştım. Kısa sürede bir kız arkadaş edindim. Barlar, diskolar kafamıza göre takılıyorduk!

Kız arkadaşım bir gün, beni işyerinden bir grup arkadaşıyla tanıştırmak istediğini söyledi. Buluşma yeri olarak disko- bar tarzı bir yerde karar kıldık. Ev arkadaşlarımı yanıma alıp buluşma yerine gittim. Bir süre sonra kız arkadaşım ve arkadaşları da kapıda göründüler.

Arkadaşlarımla birlikte bu kalabalık kız gurubuna bakakaldık, çünkü kız arkadaşımın yanındaki kızların çoğu başörtülüydü. İçlerinde bir tane türbanlı bile vardı.

Arkadaşlarımın suratlarını görmeliydiniz, belki de çoğu, orada bir kız arkadaş edinebilme umuduyla bulunuyordu. Kız arkadaşımı bir köşeye çekip, bunun garip bir durum olduğunu ve böyle bir ortamda eğlenemeyeceğimizi söyledim. Bayanların başlarını örtmelerine karışmaya hakkım olmadığını, ancak dini inançları gereği bu bayanların içkili mekanlara gelmelerinin yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. Arkadaşlarım ve ben bol alkol tüketmeyi seven insanlardık ve kız arkadaşım da bunu biliyordu.

Kız arkadaşım, ısrarla barlara gitmeye ve eğlenmeye onların da hakkı olduğunu, bunun beni neden rahatsız ettiğini anlayamadığını söylüyordu. Tartışmayı fazla uzatmadan yerimize geçtik, yarım saat kadar oturduktan sonra mekandan ayrıldık

Ertesi gün kız arkadaşımla buluştuğumda tartışma devam etti, ona, bunun çok tutarsız bir davranış olduğunu bir türlü anlatamıyordum. Beni sürekli hoşgörüsüz olmakla suçluyordu.

Şimdi düşünüyorum da, başı açık çağdaş kadınlar belki de olayların bu noktaya geleceğini biliyor ve umursamıyorlardı. Biz Atatürkçü erkekler ise kraldan fazla kralcı davrandık. Bırakalım da kadınlar ne halleri varsa görsünler!

 
Toplam blog
: 85
: 540
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

İlk, orta ve lise öğrenimimi Karabük TED Kolejinde tamamladıktan sonra İngiliz Dil Bilimi okumak ..