Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '14

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kadınlar ne ister ?

Kadınlar ne ister ?
 

Boş boş konuşup da adamın sinirlerini zıplatma”. Bu sözü duymayan hanım var mıdır?

Erkeklerin birçoğuna göre kadınlar, çok konuşur ve boş konuşur. Çünkü kadınlar, erkeklerin duymak istemedikleri ama bir o kadar da doğru olan konulara değinirler. Zeytinyağı gibi üste çıkma çabalarının performansı sonucunda,” Bir sus artık”, “Saçmalama”, “ Ne alakası var” gibi kısa cümlelerle, suçluluk durumunu örtbas etmeye çalışırlar.

Bir feminist değilim ve aslına bakarsanız feministliğin gelip geçici bir olgu olduğunu düşünenlerden biriyim. Erkek egemenliği diye bir durum gerçekten söz konusu ancak bu baskın karakterlerini, karşı cinsi anlama ve onun duygularını hissetme şeklinde kullanmak yerini, kadınları değersizleştirmek, sözlü ve fiziksel şiddetler uygulamak şeklinde ifade ediyorlar.

Kadınları anlamak zordur diyerek işin içinden çıkmak işlerine geldiği için, onların duygusallığını, sevgi ve ilgi isteklerini çocukça ve saçma buluyorlar. Aslında elalem ne der sözünün kapsamı alanına giren, kadınlar değil erkeklerdir. Eşine ya da sevgilisine yardımcı olan erkeğin, kılıbık olarak nitelendirilmesi en çok korktukları konudur. Taş fırınlık lakabını yere göğe sığdıramayan bu cinsler, annelerinin şefkatli kollarındaki hallerini ne çabuk da unuturlar. Ergenleşerek kabalaşan tek canlı erkektir diyebiliriz.

Hâlbuki hayatında kadınına destek olan erkek kılıbık değil, kalbi ılık erkektir.

Kadın ve erkek, birbirini tamamlayan insanlardır. Birlikte bir bütün olduklarında hayat anlam kazanır. Huzurlu ve mutlu yuvalar, bu bütünlük sağlandığında ortaya çıkar.

Şiddetin bahanesi olmaz. Şiddetin sebebi olmaz. Hiçbir kadın şiddeti hak etmez. Erkek, gücünü ve otoritesini, eşine karşı değil, o yuvaya dışarıdan gelecek zararlara karşı kullanmalıdır. Evine karşı, sevgi ve muhabbet dolu olduğu kadar, dış etkenlere karşı da bir o kadar sert olmayı bilmelidir.

Aslında en büyük suç biz hanımlarda. Çünkü o kadar çok ince düşüncelerimiz var ki, küçük ayrıntılara önem verip, aynı önemi karşımızdaki insandan da bekliyoruz. Hâlbuki erkeler çoğu kez düz mantık hareket ederler. İnce ayrıntılarla uğraşmazlar. Doğal olarak da bizim ne düşündüğümüzü anlayamadıkları için onlara göre anlaşılmaz oluruz.

Biz, onlara küçük şeylerle mutlu olabiliriz sinyalleri yolladıkça, onlar ısrarla frekanslarını bu sinyallere ayarlamazlar. Mesela, bir kadın “seni seviyorum” kelimesini sık sık duymak ister. Çünkü kadın tıpkı küçük bir çocuk gibi ilgi ve sevgiye muhtaçtır. Ama erkeğe göre bu utanılacak bir durumdur ve ne hikmetse biz severiz ve belli etmeyiz mantığı taşırlar. İyi de be kardeşim kadınlar müneccim mi ki, ne bilsin senin onu sevdiğini? Sevgiyi ilan etmek ayıp değildir. Bir ilişkiyi ayakta tutan sevgi ve muhabbettir.

Başka bir misal, hanımlar, beğenilmek, takdir edilmek ister. “Bugün ne kadar güzelsin”, “Eline sağlık canım yemek harikaydı”. “Tüm gün evin işi, çocuklar bir de benimle uğraşıyorsun, Allah senden razı olsun. Sen olmasan ne yapardık biz” gibi hanımların ruhunu okşayan sözler, onları evlerine ve yuvalarına daha da bağlar. Bilir ki, kendisini seven ve takdir eden bir erkeği vardır.

Aslında basit bir ayrıntı gibi görünen bu davranışlar, birçok yuvayı boşanmanın eşiğinden döndürdüğünü söylediğim zaman hiç de abartmış olmam.

Bugün bir değişiklik yapın ve eşinize, sevgilinize onu ne kadar çok sevdiğinizi ve hayatında olduğu için Allah’a şükrettiğinizi söyleyin ve bunu hayatınızın bir anlamı olarak yaşayın ve taşıyın. Sonuçlarına şaşıracağınıza emin olabilirsiniz.

Sevgi ve muhabbet dolu nice güzel günler sizlerle olsun..

 

E_MAİL: nuran_cal@hotmail.com

WEB: www.nurancal.com

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 35
: 501
Kayıt tarihi
: 30.04.14
 
 

1976 Denizli doğumlu olan yazar; ilk-orta-lise eğitimlerini Denizli'de tamamladı. Eskişehir Anado..