Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Kadınlar öldürülüyor, Türkiye seyrediyor

Kadınlar öldürülüyor, Türkiye seyrediyor
 

Adama kadını verdik. Eti de kemiği de senin dedik. Sınırlarını çizmedik. Bu kadına ne yapmaya hakkı olduğunu söylemedik. Her şeyi yapmaya hakkı olduğunu sanıyor.

Erkek, kadın üzerinde her şeye hakkı olduğunu bilerek basıyor nikâhı. Benim diyor, bu kadın her şeyiyle benim malım. Ona istediğimi yaparım. Din destekliyor. Töre destekliyor. Devlet destekliyor. Biz destekliyoruz.

Kuzuyu kurda teslim ettik. Nikâh denen ilkel saçmalığın elinde kadının bütün insanlık haklarını elinden aldık. Onu kandırdık. Kocanla eşitsin dedik.

Dinle destekledik. Kocaya, elimizde Kuran “sözünü dinlemeyen karını dövebilirsin” dedik. Kutsal kitap izin veriyor.

Paranın, mevkii ve eğitimin gücüyle Türkiye’de kadınlara verilen bu aşağılık yaşantıdan kurtulmuş hanımlarımız hiç konuşmasınlar. Kadın sorunlarına dikkat çekmek için film yapıyorlar. Kitap yazıyorlar. Toplantı, dernek gibi faaliyetler düzenliyorlar. Yüz yıllık hikâye bu. Gösteriş. Kaç kadını kurtardınız?Sadece siz bir milyonsunuz.Çıkın meydanlara.Yürüyün Türkiye'nin her yerinde.Titresin katil kocalar ve vurdumduymaz yöneticiler.

Türkiye’de karısını öldüren koca normal cinayet işlemiş katil gibi görülmüyor.”Aile sorunları yüzünden” diye geçiştiriliyor.

Sevgili halkım, kadınlar siz katil kocalara tepki göstermediğiniz için ölüyorlar. Bugüne kadar ülkemizde binlerce kadın kız öldürülmüş. Hiç birisine tepki göstermemişsiniz. "Kadının adı yok" kitabı yazmakla bu iş olmaz. Rahmetli Duygu Asena'nın mezarını çiçeklerle dolduruyorsunuz. Öldürülmesine engel olamadığınız talihsiz kadınlarımızdan birinin mezarına bir çiçek bıraktınız mı? Katil kocaların niye yakalarını peşlerini yırtmıyorsunuz? Bu kadar vefasızlık olamaz!

Kadın erkek eşittir diyorsun. Karısını öldüren kocayla mezara giden kadın nasıl eşit olabilir? Diyanet görevlin diyor ki kadın kocası istediği zaman yanına gitmek zorundadır. Aynı şeyi erkek için demiyor ama.

Seviyormuş. Benim diyor. Ya benim ya kara toprağın diyor. Biz de sevdik. Hem de ölümüne. Kardeşimsin dedi. Ağladık sızladık evimize gittik. Sen aşkıma karşılık vermeye mecburdur diyorsun. Talihsiz kadın konuşuyor kutulamıyor. Yalvarıyor kurtulamıyor. Kaçıyor kurtulamıyor. Ve sonunda öldürülüyor. Yetmiş milyonluk Türkiye’den bir tek kişi bile “Allah belanı versin” demiyor.

Tamam. Dayanılmaz aile sorunları kocayı çıldırttı. Kadını niye çıldırtmıyor? Hep öldürülen kadınlar. Kadınlar niye kocalarını öldürmüyorlar? Ben de diyorum ki kocalar karılarını erkeklik egolarını tatmin için, zevk için öldürüyorlar.

Türkiye’de her yıl elliden fazla koca karısını öldürüyor. Bunun nedeni önce devlettir, kanundur. Kadınlar gelip bize şikâyette bulunsun diyorlar. Kadınlar korkuyorlar. Aşağılık kocaları her an peşlerinde. Bunu yapamazlar. Sen onu bulundukları yerde koruyacaksın. Sonra halkımızın duyarsızlığı. Kümeste ölen tavuğuna daha çok üzülüyor. Sonra basınımız. Üçüncü sayfada sadece reyting amaçlı çarpıcı fotogarflar. Türkiye’nin en ünlü köşe yazarı otuz yıldır sakallının sakalını yazıyor.

Aile sorunları yüzündenmiş. Seviyormuş. Ben güzel bir kadınım. Biri bana âşık olsun. Onu istemedim diye beni öldürsün. Ve öldüren devlet tarafından da, halk tarafından da, entel Duygu Asena’lar tarafından da katil olarak görülmesin. Eğer insanlıklarından utanmıyorlarsa benim mezarıma koyacakları çiçekleri de katilime versinler.

Kocası tarafından öldürülen kadınlara dua okumayın. Onu siz mezara yolluyorsunuz. Sizin bağnaz, tutucu anlayışlarınız yüzünden bunlar oluyor. Her durumda kocayı haklı görüyorsunuz. Kocanın eline kılıcı vermişsiniz ve kadını kurbanlık koyun gibi onun önüne itmişsiniz. Hangi yüzle bir de kalkıp dua okuyorsunuz? Madem köpek gibi öldürülmelerini seyrediyorsunuz öyle de gömün.

Türkiye’de kocasına ihanet eden kadınları kocalarının öldürme hakkı vardır. Bununla şu şeriatçı dediğiniz kimselerin zina yapan kadınları taşlayarak öldürmeleri arasında ne fark var? Sen mi yarattın o kadını? Seni sevmiyor. Bırakmıyorsun ayrılamıyor da. Ne yapacak?”Namusuyla otursun oturduğu yerde”Sen niye oturmuyorsun?

Ve sen karısını, sevgilisini ya da sevgilim diye elin karısını, kızını öldüren aşağılık adam. Zevkini çıkar yaptığın işin. Nasılsa karşında kimse yok. Hele de bir ortada namus meselesi varsa heykelini dikerler. Kanlı bıçağını salla halka doğru. Ben erkeğim, de. Seni alkışlayacaklardır. Çünkü onlara göre seven adam böyle yapar. Karısını öldürür.

Bu düzen senin. Bu gün senin günün. Yap yapacağını. Ama unutma saltanatın bitiyor. Ağaç Hareketi’nde de göreceğiz seni. İntikam değil, kin değil ama çok kızgınım sana çok. Yeni düzende eğer sana Fatma kızın ayaklarını öptürtmezsem yazıklar olsun bana!

Ölen suçludur. Sen kocanın pis kokan ayaklarını yıkamamışsındır. Gece gündüz ayyaş sarhoş kumarbaz serseri yanına çağırdığında gitmemiş, içki kokan iğrenç dudaklarından öpmemişsindir. Çocuklarını bilmem kaçıncı defa aç sefil bıraktığı zaman artık dayanamayıp ayrılmak istediğinde ona diklenmiş, yalvarmamışsındır. Seksenlik hacıdan daha mı iyi biliyorsun? Suçlusundur işte. Konuşma, yat mezarında.

Katil keneler yüzünden yılda belki 20–30 vatandaşımız ölüyor. Oysa katil kocalar yılda en az 50 kadınımızı katlediyor. Türkiye’de kadınların üçte biri cahiliye devrinde diri diri kumlara gömülen kız çocukları gibi savunmasız ve sahipsizdir. Kadınlar, erkekler tarafından yıllardır sürekli öldürülüyor. Ve bu toplumda bu olaya karşı bir bilinç oluşmuyor. Konuya evlilik ve ilişkiler çerçevesinde bakılıyor. Biz bu ülkede suçsuz yere karısını öldüren kocaya tepki gösterildiğini görmedik.

Kadınlar sadece kocaları tarafından öldürülmüyorlar. Alçak namus manyakları da bu ülkede kadınları katlediyorlar. Bu ülkenin devleti beni korumuyor. Özgür irademle yaşamak istediğim, hakkım olan hayatın bedelini kanımla canımla ödetiyorlar. Benim hayatım bana ait değil. Hayatımı bana vermiyorlar. Ben bu ülkede birey değilim. Vatandaş hiç değilim. Bu ülkede insan bile değilim. Daha yirmime basmadan sevdiğim insanla el ele yürüyorum diye öldürüyorlar beni.

Katil kocalarımızın, anne baba kardeş yakınlarımızın bizleri öldürme sebeplerine bir bakın lütfen! Adam gizli gizli sigara içiyor diye karısını öldürüyor. Ve bu ülkede halk da devlette tepki göstermiyor. Nerede yaşıyoruz biz ya? Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Böyle bir nedenle adam öldürülür mü? Hiç bir nedenle öldüremezsiniz. Devlete de düzene de hiçbir şekilde inanmıyorum. Çünkü bizi koruyamıyorlar demiyorum, korumuyorlar.

Biz cahiliye devrinde diri diri kumlara gömülen kız çocuklarıyız. Hiçbir farkımız yok. Yeryüzünde yapayalnız, kimsesiz ve sahipsiziz? Tanrım bizi sen mi yarattın? Senin kulunsak bilelim. Senin kulunsak sana hesap verelim. Burada hesabı başka türlü kesiyorlar. Huzuruna bile çıkmamıza izin vermiyorlar.

İnsanlığını yitirmiş kalabalıklarda başım önümde yürüyorum. Bu mübarek Ramazan ayında oruç tutan yürekler, beyinler beni sahurda katletmeyi planlıyorlar. Tanrım benim canımı sen verdin, onlar alıyorlar. Bunlar Müslüman olamazlar! Bunlar insan olamazlar! Biz yanlış bir dünyaya doğduk!

Halktan, devletten, töreden, aşiretten, dinden, ulemadan destek görmeseler hiç bunu yapabilirler mi? Üç kuruşluk teneke telefonu çaldı diye hırsızı linç etmeye kalkıyorsun da on sekizinde hain eller tarafından boyunu kırılarak öldürülen dünyalar güzeli Zeyno kıza gıkın çıkmıyor.

Bu ülkenin halkında çok büyük bir sorun var. Sadece duyarsız değiller; üstelik göz yumuyorlar. Biliyorlar ki tepki gösterseler durum başka türlü olacak. Devlet insanına sahip çıkacak ve katil kocalar daha bir çekingen olacaklar.

Doğuda terör için bütün Türkiye ayaktadır. Evlatlarımız bir bir toprağa düşüyor. 2008 yılında 140 askerimiz şehit olmuş. Aynı yıl tam 850 kadınımız hunharca öldürülmüş. Elbette kıyaslamıyorum. Onlar vatan için öldüler. Bir yıl içinde yüzlerce cenazede on binlerce insanımız gözyaşı döktü, yürüdü, ağladı, teröre lanet okudu.850 kadınımızın cenazelerini bile görmedik. Türkiye kadınları elinize kına yakın!

Eşinden ayrı yaşayan koca karısını ve kayınbiraderini vurarak öldürdü.

İnternette okey oynayan karısını öldürdü.

Gizli gizli sigara içen karısını boğup öldürdü.

“Chat”laşıyor diye karısını öldürdü.

Karısını barışma bahanesiyle çağırıp öldürdü.

Aldatılan koca karısını öldürdü.

İçki parası için karısını öldürdü.

Alkollü koca kendisini yatakta reddeden karısını boğarak öldürdü.

Boşadı diye eski karısını öldürdü.

Binlerce örneği içinden seçtiğimiz bu insanlık dışı katliamlar ve yapanlar bir yana, halkımızın ve devletimizin bu olguya nasıl baktığını ben duyarlı bir vatandaş olarak merak ediyorum. Olaylardan ziyade halkın anlayışında ve devletin uygulamalarında çok ciddi bir sorun var.

*****Halk tarafından, karısını öldüren bir koca “katil” olarak algılanmıyor mu?

*****Devlet tarafından bu kimseler ciddiyetle aranıp yakalanmıyor ve cinayet suçuyla yargılanmıyorlar mı?

*****Türkiye’de koca, karısına her şeyi yapma hakkına sahip mi?

*****Kadın kocasının sözünden çıkamaz mı? Ülkemizdeki evlenme yasası bütün hakları kocaya mı veriyor?

*****Bir erkek bir kıza “seni seviyorum. Benim olacaksın. Yoksa seni yaşatmam” dediği zaman kız şikâyette bulunduysa devlet ne yapıyor?

*****Adam diyor ki”Benim olacaksın, benden ayrılmayacaksın. Yoksa öldürürüm”Tek çarem idamlık mahkûm gibi onun beni öldürmesini beklemek. Bu ülkenin başbakanına sesleniyorum”Ben yaşamak için ne yapayım?”

Beni seviyormuş. Bana ne! Ben onu sevmiyorum! Zorla bana sahip olmak istiyor. Karşı koyduğum zaman da beni öldürüyor. Nasıl tepki göstermezsiniz ya! İnsan mısınız siz?

Erkekler güçlü. Onlara gücümüz yetmiyor. Haksız da olsalar bizi dövüyorlar. İşkence ediyorlar. Psikopat herif sırtımda sigara söndürdü. Muayenede ortaya çıktı. Hapse attılar. Altı ay yattı çıktı. Gelince yine sırtımda sigara söndürdü. Biz ne yapacağız ya?

Bu devletin bir şeyi öğrenmesi gerekiyor. Bunlar normal suçlar değildir. İnsanlığa karşı işlenen suçlardır. Rahmetli Bergen’i dinliyorum.Yine böyle bir olayın kurbanı olup gencecik yaşında toprağa girmişti..

Türkiye’nin üçte biri yani en az on milyon kadınımıza sesleniyorum. Yeni düzen kuruluncaya kadar kocalarınıza karşı gelmeyin. Ne derlerse yapın. Unutmayın bu ülkede yapayalnızsınız. Ne devletin koruması var ne de halkın desteği, tepkisi, duyarlılığı. Eğer sizi öldürecek karakterde bir kocanız varsa(Bu arada ülkemizdeki her üç erkekten biri karısını, sevgilisini, anasını, kız kardeşini, yakınını öldürecek karakterdedir.)hiç şüpheniz olmasın ki kesinlikle sizi öldürecektir. Bu ülkede sizi koruyacak hiçbir şey yoktur. Kanuna şikâyet ettiniz. Onu çağırırlar. Bir iki nasihat edip yanınıza yollarlar. Kişilere yönelik tehditler bu ülkede kanun tarafından asla ciddiye alınmaz.

Oysa gerçekten size karşı böyle bir şey varsa devlet devlet olsa onun burnundan fitil fitil getirir. Olayı derhal araştırırım. Tehlike varsa kişiyi gözaltında tutar yerlerinizi ayırırım. Peşine adam takarım. Adım adım izlettiririm. Her gün arar, çağırır karşısında devletin gücü olduğunu ona hissettiririm. En önemlisi de eğer böyle bir şey olursa bugünkü gibi on on beş yıl yatıp çıkamaz. Hapishanede yaşlanır ve orada ölür. Seni öldürüyor sonra en fazla 20 yıl yatıp yaşamaya devam ediyor. Şu kanuna bak ya!

Öfkeli koca. Cinnet geçiren koca. Kadınlar hiç öfkelenmiyorlar. Hiç cinnet geçiren kadın yok. Sanki hayatın yükü sadece onların sırtında. Kadınlar yan gelip yatıyorlar. Allah Allah. Yok, kardeşim işin özü böyle değil. Erkeğe toplum ve töre hatta kanun bu görevi vermiş. Karın senin kölen. Ona istediğini yaparsın, demiş. Ölen kadınların istisnasız hepsi kocasına karşı geliyor haklıysa hakkını savunuyordur. Ben sesi çıkmayan bir kadının kocası tarafından öldürüleceğine inanmıyorum. İşte erkekçikler bunu hazmedemiyorlar.

Bir kısım kaynana kaynatanın da bu ölümlerde payı var. Oğullarına elin kızını kötüleye kötüleye bu faciayı hazırlıyorlar. Aslında bu tür bir olayın olduğu yerde kanunun onları da ciddi şekilde sorgulaması gerekir.

Erkek kadından ayrılmak istiyor. Kadın erkeği hayır ayrılamazsın deyip öldürüyor mu? Olayların hepsinde ölen kadınlar kocasından ayrılmak isteyen kadınlar. Mahkemeye gidiyorlar. Hâkim ayırmıyor. Erkek bunu görüyor. Bak hâkim de ayırmıyor sen niye ayrılıyorsun diyor basıyor tetiğe.

Türkiye’de hâkimler büyük büyük okulları bitirmiş olabilirler. Ama doğru fikir, ileri görüş tahsil dışında başka özellikler de gerektirir. Ülkemizde mahkemeler tarafların ikisi de istemeden boşanma kararı vermiyorlar. Oysa bu anda ölümcül bir hata yaptıklarını görmüyorlar. Boşanma müracaatı bazı durumlarda eşlerin birbirleri için tehlike haline geldiği anda zorunlulukla yapılır. Hâkim her iki tarafı da karşısına aldığında bunu hisseder. Ama yine de kişiliğini ortaya koyamaz ve bu eli bıçaklı iki kişiyi evlerine yollar. O gece büyük ihtimalle koca, karısını delik deşik edecektir.

Kerim Korkut söylüyor. Boşanma dilekçesi fakir güçsüz kadın tarafından veriliyorsa çaresizliktendir. Bu devlete sığınmadır aslında. Kanun elveriyorsa onu derhal kocasından boşayınız. Ayrıca kocasının tehlike olması ihtimaline karşı kadını ve çocuklarını koruma altına alınız. Evine yolladığınız zaman bilin ki bu durumu haber alan kocası tarafından öldürülecektir.

Bu yazıyı böyle değil de şimdiye kadar ülkemizde olduğu gibi sadece duygulara hitap edecek şekilde bir tepki yazısı olarak yazabilirdim. Okuyucularımla ah vah çeker karşılıklı ağlaşırdık. Eğer etkili duygulu dokunuşlar yapmışsam belki yazımı çok fazla kişi okurdu. Ama ben insanların olaylar karşısında duygulanıp gözyaşı dökmelerini değil kızıp tepki göstermelerini istiyorum. Bu tepkiler yüreklerde giderek yerleşecek ve zamanla ülkemde çelik iradeli halkım ortaya çıkacak. Ayrıca olayın nedenlerine ve çözümüne de eğilmeye çalışıyorum.

Bu yazımı okurken belki de sıkılacaksınız. Ama sonunda eminim şu anki halinizden farklı bir düşünce ve duyguya sahip olacaksınız.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..