Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kadınlar ve erkekler ne ister?

Elli yaşıma geldim, hala aynı soru revaçta; genç kızlığımda okuduğum dergilerdeki “Sevdiğinizi ne kadar tanıyorsunuz?” testleri ne kadar iştahla cevaplandırılıyorsa hala da öyle!

Bir kadın erkekten ne bekler? Bir erkek kadından ne bekler?

Yıllar içinde çözülmemiş ki hala banko bu konu!...

******

Biraz da bile-isteye köpürtülen bir konudur bu; her yaş ve her kesimin “Acaba yeni bir şey öğrenir miyim?” sorusuna cevap arayışıdır. Zira her bir erkek ve her bir kadının yaşamında “ama niye?” diye çözemediği bir soru vardır!

Bu durumdan yararlanalar da olacaktır elbet; yoksa dergiler, gazeteler sayfalarını nasıl dolduracaklar?

Hoş, kimse de çıkıp “Ahanda formülü budur!” diyerek bir reçete sunamadığına göre ve hala “ama neden?” tarzında sorular kafalarda dönüp dolaşırken kayıtsız kalmak da olmaz

Yani, dergilerin, gazetelerin suçu ne?

Konuyu köpürtmek olabilir… De, köpürtmeseler de konu mayalanmaya müsait bir şekilde!

Onlar da “Nasıl olsa köpürecek, bari köpüğü ben lüpleyeyim” derdinde…

******

Neyse…

Gerçekten bir kadının sevdiği erkeğinden istediği en önemli şeyi açıklıyorum: Dürüstlük.

Bu kadar basit!

Bir kadın aldatılmayı neden affedemez, bilir misiniz?

Sevdiği adamın teninin bir başka kadının tenine değmesinden, kendisini öptüğü gibi bir başka kadını öpmesinden, iştahla başka bir kadına sarılmasından da öte bir duygu: Kandırılmışlık!

Hiçbir kadın sevdiği adamın bir başka kadına olan sarılmasını, onu öpmesini falan istemez, paylaşamaz!

Bunun altında, bence, aynı adamın zamanında kendisini uçan kuştan kıskanması falan var.

Konuyu dağıtmayayım, bir kadının aldatıldığını öğrenmesi öyle pat diye olan bir durum değildir.

Kadın bir şekilde bir şeylerden kuşkulanmıştır, adam ile kuşkularını paylaşmıştır. Adam “Yok!” demiştir. Kadın inanır, inanmak ister zira!

Başka bir durum olur, kadın kuşkulanır, adam “Yok dedim ya! Saçmalıyorsun!” der, kadın utanır…

Özürler diler, hatta…

Bir başka durum olur, mesela, diğer kadın ille de kendini tanıtmak ister; adam yine yalanlar! Baktı olmadı, itiraf eder…

O kadının tek istediği sevdiği adamın dürüst olmasıdır: Canını en çok yakan şey yalanlar, dolanlardır!

Kandırılmışlığıdır…

Salak gibi, aptal gibi o yalanlara inanmışlığıdır…

Oysa ne salaktı ne de aptal!

Hepsini bilmişti de konduramamıştı…

Gerçi kondurmuştu da “Yok böyle bir şey!” denilerek avutulmuştu!

******

Bir kadının sevdiği adam gelip de kendisine “Üzgünüm, bir başka kadına aşık oldum!” dese, dünyası yıkılacaktır elbet başına, kaçınılmaz!

Ama var ya, aldatılmışlık, kandırılmışlık duyguları kadar yakıcı ve yıkıcı olmayacaktır!...

Sevdiği adamın bir başka kadına aşık olması da bir travmadır, elbet, lakin aldatılma, yalan-dolan ile kandırılma ile birlikte bu gerçeği öğrenmek ile yalnızca tek bir gerçeği öğrenmek arasında dağlar kadar fark vardır!

Demem o ki; kadınlar ilk önce dürüstlük ister!

******

Erkekler ne ister?

Erkekler, elbette, güzel bir hatun olsun, başı-kıçı oynamasın, benim olsun isterler.

En önemlisi “Dürüst” olsun isterler!

Sevdikleri kadının hayatlarında tek erkek olduklarından emin olmak isterler; birileri yan gözle bakmasın, kadını da baktırmayacak şekilde davransın isterler.

Sevdikleri kadını acayip kıskanırlar; değil ten değmesi, rastgele bir göz teması için dahi ortalığı ayağa kaldırırlar!

Açıklamaları da şöyledir: Sana güveniyorum ama etraftaki adamlara değil!”

(Biz kadınlar aslında bu açıklamanın mealini gayet iyi biliyoruz, bakmayın fazla yüzlerine vurmuyoruz. Hoş, vursak da kabul etmeyeceklerini, artık, adımız kadar iyi biliyoruz: Ben erkekleri iyi tanırım. Zira ben de bir erkeğim ve bu adamların ciğerlerini bilirim!)

(Bu demektir ki sen de aynı şeyleri yapıyorsun! Elalemin karısında kızında gözün var!?

******

Öyle an gelir, öyle bir güven duyarsın ki en diplerde saklı olan sırlarını anlatırsın… O anda sevdiğin adam seni kolları arasında sıkar, göğsüne yapıştırır… Bir eli ile saçları okşarken minik öpücükler kondurarak “Hepsi geçti artık tatlım, yanındayım…” der… 

Ağlarsın; bir bölümü acılarına, bir bölümü yakaladığın mutluluğa…

******

Bir an gelir, aynı adam paylaştığın sırrı önüne bir silah gibi koyar; şaşarsın!

“Dürüstlük” dediğimiz şey lafta ucuz gibi görünse de, artık,  pahada fazla ağırdır!

Her insanın taşıyabileceği ağırlıkta olmamakla birlikte beden gücü de kar etmez; yürek gücü gerektirir!

Taşıyabilenlere aşk olsun!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..