Kadınlar ve erkekler

Bir kilidi yalnızca ait olduğu anahtar açabilir.

Ancak bazı anahtarlar sahibinin elinde değilse, bir yabancının kullanması durumunda dahi, ait olduğu kilidi açamayabilir.

Bunun için anahtarın gerçek sahibi olmanız gerekebilir çünkü. Sebep?

Bir tanıdığınıza evinizin ya da iş yerinizin anahtarını verdikten sonra hâlâ , “anahtarı kilide tam sokma, biraz geri çek sonra çevir, o anca öyle açılır” dediğiniz ya da buna benzer bir komut verdiğiniz olmuştur. Aslında o anahtar o kilide aittir.

Ancak, işte öyle anlar olur ki, birisinin kilide ait anahtarı elinde bulundurması, o kilidi açması için yeterli olamayabilir.

O kilide nasıl yaklaşacağı, hangi sertlik derecesinde, hangi yöne, hangi şiddette baskı uygulaması gerektiği gibi, mekanik iç dengeleri kuşatan hassas ama minik ipuçları gerekebilir. Bütünün içinde gizli olan, ama bir sır niteliğinde minik detaylardır bunlar.

Her kilit, fabrikasından, ait olduğu anahtarın kendisini rahatlıkla açabileceği şekilde tasarlanıp üretilerek satışa sunulur.

Fakat, süreç içerisinde kullanıla kullanıla, malzeme kaybı, malzemenin ömrünün azalması gibi sebeplerden meydana gelebilir bu tip minik sapmalar.

Kilit metaforunu kullanarak izah etmeye çalıştığım insandır. Anahtar ise, her insanın ilk anda hayır diyemeyip çözüleceği zafiyetlerinin toplamıdır.

Para, güzel sözler, çekici bir kadın, bakımlı yakışıklı seksi bir erkek…Bunların hepsi bir anahtardır ve bir kilit kadar gizemli olan insanı normal koşullarda etkiler. Mevzu şudur ki; sayılan bu anahtarlar, her kilidi açamayabilir, her insanı etkilemeyebilir.

Üzerinde rafting yapılabilen azgın dalgaların olduğu ve daralan bir kanyonu andıran iki bacağını, tam orta yerindeki merkezden eşit uzaklıkta açmış bir kadına hangi erkek hayır diyebilir ki?

Olmaz demeyin, bazen öyle sert kayaya çarpılır ki; şâyet kadın, elindeki bu en değerli anahtarla, karşısındaki erkeğe nasıl yaklaşması gerektiğini bilmiyorsa o erkeğin kapısını açamayacak ve anahtarı elinde patlayacaktır.

Kadın için de durum değişmez.

Bir erkek, sahip olduğu maddi servet anahtarıyla her kadının kalbini açabileceğini sanıyorsa tarihsel bir yanılgı içerisindedir. O anahtarlar, kadının ya da erkeğin kalbine gitmek için belki gerekli bir koşuldur ancak yeterli değildir.

Yaşam süreci içinde bazı kadın ya da erkeklerin maruz kaldıkları olaylar ve bu olayların dayattığı duygusal malzeme kayıpları, mukavemet eşiklerinde yaşanan değişikler onların hemen çözülmelerini engellemiştir.

Onlar, fabrika ayarlarındaki kilitler gibi değildirler yani. Sahip olunan anahtar her ne kadar karşı konulamaz gibi görülse de, karşı tarafın kilidini her koşulda açabilip, illâ da muvaffakiyet sağlanabileceğini sanmayın.

Bazı insanlar da fabrika ayarlarını kaybetmiş kilitler gibidir. Onları çözmek ve fethedebilmek için sadece anahtar yetmez.

Onu uygun bir şekilde konumlandırıp, karşı tarafın duygusal iç dengelerini de kuşatan hassas, sıra dışı, ama minik ipuçları gerekir.

Sabrın sonu ile