Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kadınlar

Kadınlar
 

Derler ki Hz. Adem’le Hz. Havva dünya ya indikten sonra kırk yıl birbirini aramış, gözlerde yaş gönüllerde hicran yalnızlığın verdiği mahsunlukla sürekli dua etmişler, etmişler, etmişler...

O muhteşem gün geldiğinde kavuşma anı, vuslat anı , ilk önce Havva görmüş Ademi ve hemen saklanmış bir ağacın altına, oturmuş, oysaki hasretinden ölüyormuş Ademin. Adem gelene kadar beklemiş , Adem havayı görür görmez yanına koşa koşa gelmiş ama Havva mağrur bir ifadeyle bende şurada biraz serinliyordum sen mi geldin demiş Adem’e...

İlk yaradılan insan dan sonra yaratılmış kadın, ilk yasak meyveyi yemiş kadın, fizyolojisi, psikolojisi, anatomisi, ile bambaşka yaratılan kadın.....
Kimi zaman bir gülün yumuşaklığında, kimi zamanda bir kartalın sert bakışların da gizlenen kadın, aşkların yaşanası tarafı kadın, kokusun da aşk olan , teni ipek, saçları sırma olan kadın, aşk şarkılarının kahramanı kadın, uğruna dağlar denilen kadın, çöller aşılan kadın, hayatı boyunca fedakar olması gereken kadın, fedakarlıklarını hiç bir zaman diline dolamayan kadın, ismi anne olan kadın, cennetin ayaklarına serildiği kadın, ismi bacı olan kadın...

Öncelerinde köle pazarlarında para karşılığı satılan kadın, bir yandan anne dediğimiz, bir yandan aşık olduğumuz, bir yandan hayvani duygularımızın tatmin noktası kadın...

Hayatın en vazgeçilmezi kadın, olmasa olmazı kadın, yeri geldiğinde bir minicik gül için gönül veren kadın, yeri geldiğinde hazinelere doymayan kadın, kafasına taktığı hemen hemen her şeyi elde edebilme gücüne sahip olan kadın, dır dırı bol olan kafa ütüleyen kadın...

Ben böyle saydıkça sizde arkanıza yaslandınız okuyorsunuz dimi, özellikle kadın okuyucular, saysay bitmiyor ne kadar çok, ne kadar fazla sıfatlarınız varmış, ne kadar fazla toplumlarda dejenere edilmiş, kimi zaman ne kadar sahipsiz kalmış, kimi zamanda bizim zaten kimseye ihtiyacımız yok tavırları ile meydan okumuşsunuz hayata…

En basitinden düşünüyorum, benim karnıma yaklaşık 2 kilo ağırlığında bir taş bağlasalar ve dokuz ay karnında taşıyacaksın deseler, ben zaten kelim ya bu süreç içinde kemoterapi görmüş hasta gibi vücudumda tüy falan kalmazdı sanırım.

Bu işin bir yanı, ya öteki yanı, tüm fizyolojileri bozuluyor, tüm anatomileri değişiyor, sinirler geriliyor, mideler bulanıyor, vs.vs... Biz erkeklerde övünüyoruz dimi çocuk sahibi olduk diye 5-10 dakika zaman ayır çocuk yapmak için ve ondan sonra kadın doğurana kadar çeksin sıkıntısını

Hadi diyelim yaradılış gereği bunu yapmak zorunda kadın, ya sonrası, toplumlarda en fazla dejenere edilenler değil mi kadınlar, erkeklerin hegemonyasında azınlık gibi...

Yaşamıyorlar mı bence hem evet hem hayır nasıl bir azınlıksa kadınlar çoğunluk kısmının bağımlı oldukları özel değerler. Bu durumda çoğunluk bir noktada azınlığa bağımlı ve vazgeçemiyor, geçemez de.

Bütün bunların üstüne bir de namus denilen kavram üzerlerinde ne kadar ayrı bir yük taşımak zorunda kaldıklar vazgeçilmez değer. İş te bu noktada tezatlar başlıyor işte sadece kadın olarak düşünelim bir anlık ön isim vermeyelim...

Kadın Anne olduğunda kutsal, bacı olduğunda daha çok korunan, sevgili olduğunda uğruna dünyalar bağışlanan, çok af edersiniz hayat kadını olduğunda da gözlerden düşen dışlanan sözüm ona iğrenilen bir canlı, sözüm ona diyorum çünkü biz erkekler böyle garibiz hem iğrenç deriz hemde para verip gidip beraber oluruz .. Bu ne perhiz bu ne lahana turşu değil mi?

Bu karmaşanın içinde de sürekli var olma savaşını vermiş ve sürekli toplumlarda olması gereken yerleri almaya çalışmış ve bana göre de almayı başarmışlardır kadınlar, belki bunu genellemeye koyarsak hala daha ezilen, şiddete maruz kalan, bir mal gibi alınıp satılan, kadın ama.

Oysaki aynı ruhu taşıyoruz biraz farklılıklarımız da olsa aynı beden yapısına sahibiz, ilk önce yaratılmanın verdiği egomudur, yoksa artık süre gelmiş erkeğin genetik yapısının güçlü olmasından kaynaklanan avantaj mı desem bir şekilde bir yerde eksik bir şeyler var sanırım. Yok sa bu yaşadığımız zaman da hala daha kadın hakkı nı savunacak kadar ayrımcı isek hala daha kadınlarımız, barınma evlerinde kalmaya zorlanıyorsa, hala daha kadınlarımızın benlikleri sömürülüyorsa, bunun tek sorumlusu vardır arkadaşlar. Bana hiç kimse kızmasın ya da darılmasın ama bu konuda ikiyüzlü davranan biz erkekler baş sorumludur…

Belki bana saldıracak şimdi benim erkekdaşlarım ama olsun doğrusu bu, bu konuda nedense hep egolarımızla ön plana çıkıyoruz,

Şimdi bu yazının sonunu nasıl toparlayacağız onu düşünüyorum. Gerçi ben toplasam da hemen ardından yine dağılacak kimileri bizi suçlu hain ilan edecek, kimileri de övgüde bulunacak, uzun lafın kısası sonu gelmez bu sorunun

Hadi bu gün dünya milliyet günü olsun, herkes yanındaki değerli olan bir bayana, bu annesi olabilir, kardeşi olabilir eşi olabilir, aşkı olabilir, iş arkadaşı olabilir her zaman kinden bir fazla gülümsesin her zaman kin den bir fazla öpücük versinler. Yâ da tam tersi tüm bayanlar yanındaki değer verdiği, babaları olabilir abileri olabilir çocukları olabilir, kocaları veya sevgilileri olabilir, bir fazla gülümsesin bir fazla öpsün…

BAĞLAYA BİLDİM Mİ SONUNU BİLMEM Kİ?

 
Toplam blog
: 18
: 711
Kayıt tarihi
: 27.11.06
 
 

1972 İstanbul doğumluyum. Dekorasyon işleri yapmaktayım. Amatörce de olsa hayata dair sevinçlerimi e..