Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '12

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Kadınlarımız iş yaşamından niye uzaklaşıyor?

Kadınlarımız iş yaşamından niye uzaklaşıyor?
 

 ‘İleri Demokrasi’ye geçtiğimizden beri, kadınlarımız üretime daha az katılıp, daha çok çocuk yapma ve çocuk bakma işleriyle meşguller!

Ülkemizdeki yönetimin zihniyeti, kadınlarımızın genelde evde oturmasını istiyor. Ve en az üç çocuk yaparak, çocuk bakmasını ve bulaşık yıkamasını arzuluyor.

Kadının çalışması halinde çocuk bakımı, ev işleri gibi maliyetlerin, elde edilecek gelirin önemli bir bölümünü oluşturması, kadınların işgücüne katılımında engel oluşturuyor.

Maliye Bakanlığının Yıllık Ekonomik Raporuna göre, genel işgücüne katılım oranı OECD genelinde yüzde 70'ler düzeyindeyken, Türkiye'de bu oran yüzde 48,8 ile yaklaşık yirmi puan daha aşağıda yer alıyor.

Türkiye'de işgücü piyasasında işgücüne katılım ve istihdam oranları cinsiyet ve kent-kır ayrımına göre büyük farklılıklar gösteriyor. Kırsalda işgücüne katılım oranı kente göre daha yüksek olmakla birlikte, toplamda erkek işgücüne katılım oranı, kadın işgücüne katılım oranının neredeyse 3 katına yakın düzeyde bulunuyor.

Geçen yıl Türkiye'de 22 milyon 594 bin kişi istihdam edilirken, bu rakamın 16 milyon 170 binini erkek, 6 milyon 425 binini ise kadın çalışanlar oluşturuyor.

Tarım sektörünün hâkim olduğu ve ev ile iş yaşamının üst üste geldiği kırsal kesimlerde tüm aile üyeleri üretken faaliyetlere katılırken, kentte işler daha özelleşmiş durumda. Kadınlar ev işleri ile meşgulken erkekler gelir kazanan grupta yer alıyor. Özellikle kentsel alanlarda olmak üzere üniversite eğitimi almamış kadınlar, genellikle düşük ücretli, uzun çalışma saatlerine sahip işlerde çalışıyor.

Türkiye'de kadınlara, sosyal ve kültürel etkenlere bağlı olarak çocuk bakımı ve ev işleri gibi birtakım görevler yükleniyor. Kadın çalıştığı takdirde bu işlerin yaptırılması için aile bütçesinden ayrılması gereken bir maliyet kalemi oluşuyor. Söz konusu maliyetlerin kadınların çalışması durumunda elde edecekleri gelirin önemli bir bölümünü oluşturması, kadınların işgücüne katılmasında bir engel oluşturuyor.

Türkiye'de vasıfsız işgücünün toplam işgücündeki payı oldukça yüksek! 2010 yılında okur-yazar olmayanlar dâhil olmak üzere, lise altı eğitimlilerin işgücü piyasasındaki payı yüzde 63,7, lise ve dengi okul mezunlarının payı yüzde 20,4, yükseköğretim mezunlarının payı ise yüzde 15,8.

Geçen yıl Türkiye'deki işsizlerin eğitim düzeyine bakıldığında, yüzde 60,3'lük oran ile işsizlerin büyük bir kısmının, okur-yazar olmayanlar dâhil olmak üzere, lise altı eğitimli olduğu görülüyor.

Kalifiye olması açısından lise ve dengi okulları ile üniversite mezunlarının mesleki eğitim aldıkları kabul edilirse, bu okulları bitirenler, toplam işsizlerin sırasıyla yüzde 25,1 ve yüzde 14,6'sı kadarını oluşturuyor. Dolayısıyla işsizlerin önemli bir kısmı mesleki eğitim almamış vasıfsız kişilerden oluşuyor.

Türkiye'nin sanayileşme ve gelişme sürecinde olması, bazı yapısal sorunları da beraberinde getirirken, bunlardan en belirgin olanı tarım kesiminin istihdam içindeki payının yüksekliği. Türkiye'de halen her 4 kişiden biri tarımda çalışıyor.

Türkiye'de tarım sektörünün istihdamdaki payı 1990'lardan itibaren hızlı bir şekilde düşüş seyrine girmiş olmakla birlikte, söz konusu oran krizle birlikte tekrar artışa girdi. Gelinen nokta itibariyle sektörün payı diğer ülkelere kıyasla hala yüksek düzeyde bulunuyor.

Tarım sektörü istihdamdan, ABD'de yüzde 1,6, Avro Bölgesi'nde yüzde 3,3, G-7 ülkelerinde yüzde 2,3 pay alırken, Türkiye'de yüzde 25,2 pay alıyor.

Türkiye'de sanayi ve hizmetler sektörlerindeki istihdamın payı da artıyor. Ancak, hizmetler sektörü gelişmiş ekonomilerde istihdamda yüzde 70-80 oranında pay alırken, Türkiye'de hala bu düzeye ulaşılabilmiş değil.

Türkiye'de işgücünün sanayi istihdamına doğru geçişi devam ederken gelişmiş ekonomilerde sanayiden hizmetlere doğru bir kayma yaşanıyor.

Bu durum bizde tam tersine işliyor. Gelişmişlik oranı yükseldikçe ve işsizlik arttıkça, tarım sektörüne doğru bir kayma var. Bu kaymanın iki nedeni olabilir. Birinci neden; işsizliği azaltmak için tarımda çalışanı çok göstermek, ikincisi ise evine ekmek götürmek isteyen işsizlerin en kısa yoldan para kazanmasını sağlayacak bir çözüm olarak tarım alanında çalışmayı görmeleridir.

Bu hızla gidersek, tüm dünyaya örnek olabiliriz! Belki de Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde, çalışan kadınımız kalmaz ve nüfusumuz birilerinin istediği şekilde artar. Kadınlarımız da çocuk doğurup, yemek yaparak, bulaşık yıkayarak, ev hizmetleri ile ömürlerini geçirir!

Bizlerde toplum olarak ekonomi konuşurken, 4 milyon Norveç kadar üretemiyoruz diye yakınır dururuz! Oysa toplumun yarısından fazlasını oluşturan kadınlarımızın çalışmasına izin vermediğimizi görmezden geliriz.  Bu durum bizi yönetenlerin de işine geliyor! İşsiz sayısından kadınları çıkarttığımızda, geriye işsizimiz kalmıyor. Hatta dışarıdan erkek işçi (!) bile ithal edebiliriz!
 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..