Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '16

 
Kategori
Deneme
 

Kadınların sırrı

Kadınların sırrı
 

‘Sevgilin olduğu için, garip karşılamayacaksan eğer, kışın yanına gelebilirim’ mesajı geldi whatsapp’dan. İlk okuduğumda anlayamamıştım. Sonra tekrar okudum ve anladığım şeyi anlayamamaya başladım bu kez.

Benden yaklaşık 600 kilometre uzakta yaşayan bir kız arkadaşım. İsmi Asuman olsun. Sevgilim olduğunu biliyor. Buna rağmen yanıma gelmek istiyor ve tek engel benim bu durumu nasıl karşılayacağım. Yani ben tamam olabilir dersem gelip bende kalacak.

Peki bunu neden istemiş olabilir? Biraz eski mesajlarına bakınca anlıyorum. Asuman’la çok iyi bir arkadaşlığımız olmuş. Bana her şeyini anlatıyor. Sevgililerini, ailesini, maddi durumunu ve tek arkadaşı kedisini. Aslında gel desem, sevgilimin ruhu duymaz ve Asuman’ la da böyle bir şey yaşamak hiç de fena olmaz. Asuman’la birlikte kış uykusuna yatarız, Nuri Bilge Ceylan bizi uyandırana kadar.

Asuman neden böyle bir şey istiyor olabilir ki, hem de 600 kilometre uzağındaki birinden? Çevresinde onca insan varken… Hem biz en son ne zaman görüştük ki? Hadi canım! Beş yıldır Asuman’ı hiç görmemişim bile.

Tamam hatırlıyorum. Ben İstanbul’daydım, Mecidiyeköy’de yaşıyor, Zincirlikuyu’da çalışıyordum. Taksim’de galiba Balkon isminde bir yer. Asuman ve yanında Alman arkadaşı İnes. Orada tanışmıştık.

Ben yalnızdım ve çekiniyordum. Bu durumdan kurtulmak için tekila içtim. Asuman da galiba aynı duyguları paylaştı ki benden daha fazla tekila içti ve başka kokteyllerle de karıştırdı. İnes canlı müzik yapan solisti baştan çıkarmaya çalışmakla meşguldü.

İnes ile Daniella’yı birbirine çok benzetiyorum. Yoksa tüm yabancı yalnız kadınlar böyle miydi? Ha, Daniella’dan bahsetmedim değil mi? Kendisi Slovakyalı. Fransa’dayken bir gece Bourge en Bresse’den Lyon’a gitmiştik gezmeye. Kızlı erkekli bir grup. Ben Nadin’den etkilenmştim. Nadin Daniella’nın en iyi arkadaşı. Bir bardayken Daniella sürekli davulcuya baktı baktı baktı. Tabi bu durum işime geldi benim. Ben de Nadin’le konuşmuş, duygularımı dile getirmiştim. Davulcu Daniella’ya pas vermedi, İnes’e gelince, solistle tanıştı ama hepsi o kadar.

Neyse Asuman sarhoş oldukça her şeye gülmeye başladı.  Oradan ayrılırken Asuman yürüyememeye başladı ve koluma girdi. Koluma kendiliğinden giren kadınlara hayır diyemeyeceğimi biliyor olmalıydı. İnes’den ayrıldı ve bana geleceğini söyledi. Ben o an tam bir Nostradamus olup Asuman’a tüm geleceğini söylemeye hazırdım.

Asuman eve geldiğinde ona bir oda verdim. ‘Dur gitme’ dedi, konuşalım. O kadar her şey olmaya hazır bir hali vardı ki, o an onunla birlikte olmak istemedim. Hikaye belki herkes için böyle bitmeliydi ama içime sinmeyen bir şeyler hissettim.

Sabah kahvaltı yaptık, birbirimize sarılıp Sünger Bob ve diğer çizgi filmleri izledik. Akşam Amelie filmini ikimiz de kaçıncı kez izlediysek artık, replikleri bile söyler olmuştuk birbirimize. Buna rağmen Asuman’la sarılarak izlediğimizden galiba film bizi bayağı sardı. Sonraki sabah Asuman gitti. Benim de işlerimi halletmem gerekiyordu. Haliyle 1 hafta görüşemedik.

Bir hafta sonra görüştüğümüzde Asuman çok sıcak davranmıyordu. Sarılmak istedim, karşı çıktı. Saçlarına dokunmak istedim, onu Amelie filmini izlerkenki gibi öpmek istedim, ama istemediğini belirtti. Oysa ben o geceyle ilgili tüm hazırlıkları yapmıştım. Ona daha yeni alışmıştım. Onun sarhoş hallerinden faydalanmamıştım.

İnes’le konuştuğumda  Asuman’ın yeni biriyle çıkmaya başladığını öğrendim. Bu kadar kısa süreli bir ilişkide bile ne kadar fazla acı çekilebiliyorsa çektim. Terkedilmiş gibi hissetmiştim kendimi ki benden hoşlanan da oydu. O gece benim olmalıydı Asuman. Bunu çok istiyordum ve o bunu çok iyi biliyordu. İstanbul’ un saçma sapan trafiği, iş yerindeki saplantılı insanlar yetmezmiş gibi, bir de adı aşk olmasa da tadı aşk acısı olan bir dudak dilimin ucuna değdi.

Ben hiç aramadım Asuman’ı bir daha. O düzenli olarak kendinden ve yaşadıklarından bahsetmeye başladı. Üzerinden 5 yıl geçtiği halde hiç iletişimimiz kopmadı. Ve şimdi Asuman 5 yıl önce yaşanmamış o gecenin yaşanması için elinden geleni yapıyordu. Takdire şayan bir davranış.

Benim Fransa’dayken çok hoşlandığım ve Lyon’dayken tüm gece birlikte kaldığım Daniella’nın arkadaşı Nadin vardı ya, o da o gece benimle birlikte olmayı istememiş (muhtemelen Daniella’nın davulcu hikayesi olumlu bitmedi diye) , ama Fransa’dan ayrılacağımız son gece, ta yatağıma kadar gelmiş yanıma uzanmıştı. Hatıra Resmi çektirir gibi son gece hatrına benimle yatmak istemişti. ‘Olmaz’ demiştim, ve dünyalar güzeli Nadin’i içim sızlaya sızlaya reddetmiştim.

Asuman whatsapp’ıma gönderdiği mesajına cevap bekliyordu. ‘Seninle güzel bir arkadaşlığımız var, bozulsun istemem Asuman’ yazıp gönderdim. Uzun bir süre cevap gelmedi. ‘Yani ben istiyorum ama sen mi istemiyorsun?’ diye sordu. Cevap vermedim.

Bu iki olay aklıma Serpil’ı getirdi. İki yıldır tanıdığım görüştüğüm bir arkadaşım kendisi. Ancak görüşmelerimiz hiç ama hiç arkadaşlıktan öteye gitmiyordu. Benim için çok da önemli değil, ben onunla sinemaya, tiyatroya gidiyor ve kahve içiyordum. Böyle olunca da çok konuşmasını tolere ediyordum.

Serpil bir gün bana ‘ben hiç Ürgüp Göreme’ye gitmedim. beni oraya götürür müsün’ deyiverdi ve ekledi: ‘sana hayatının en güzel günlerini yaşatacağım’ . Yok artık diye içimden geçirdim. İki yıldır birçok paylaşımda bulunduğum arkadaşım Serpil demek bunca yaptığımız paylaşımı anlamlı bulmamış ve 2 günlük geziyi 2 yıla tercih edebiliyordu. Ben ‘olmaz’ dedim. Sonra Serpil birkaç gün sonra tekrar bana gelip ‘Yıldız Tilbe konseri var ve ben onu çok seviyorum. Beni konsere götürürsen sende kalabilirim, geç biteceği için’ deyiverdi. Vücudunu bir etkinlikmiş gibi görüyor olmalıydı.

Serpil sadece bundan ibaret olmamalıydı. Belki söylenmemesi gerekirdi ama bir gün tekrar görüştüğümüzde şöyle dedim: ‘Serpil seni beğeniyorum ama birlikte olmamız için tek imkan ya şehir dışına seni götürmem veya bir konsere gitmemiz mi? Yani bunlar olmadan olmaz mı? Bak seninle şimdiye kadar neler neler yaptık. Sadece Yıldız Tilbe’ ye veya Ürgüp Göreme’ye mi bağlı bizim sevişmemiz. Çok saçma. Şimdiye yüz kere giderdik ama sırf böyle bir bakış açın var diye ne Yıldız Tilbe’yi ne de Ürgüp’ü göremeyivereceksin. Senden hiçbir şey beklemiyorum. Lütfen artık ne elimi tut ne de sarıl’

Serpil düşündü biraz ve ‘bugün işin yoksa sende kalmak istiyorum’ dedi. ‘İşim var’ dedim. ‘O halde yarın, kimseye randevu verme, sendeyim’  dedi. Yarın oldu Serpil beni arıyor gecenin bir yarısı olmuş saat. ‘Evden izin aldım. Şimdi eve de gidemem. Arkadaşımda kalacağımı söyledim onlara sende kalmak için. Beni sokakta bırakmayacaksın herhalde, değil mi?’ Biraz düşündüm ve ‘Tabi ki bırakacağım. Ben düşündüm taşındım ve seninle birlikte olmayı beynimin istemediği soncuna vardım. Hiç içimden gelmiyor Serpil, hem de hiç.’ Serpil, tıpkı Nadin sonrasında Asuman gibi şaşkınlık, kızgınlık ve üzüntüyle karışık bir ifade ile sustu ve bir şey söylemeden kapattı telefonu.

Kadınlar bana, birkaç yılıma mal olsa da, hiçbir yerde öğrenmenin mümkün olamayacağı önemli bir  sırlarını paylaşmışlardı: Hangi kadın olursa olsun, ne kadar güzel ne kadar çirkin, ne kadar fakir, ne kadar zengin, ne kadar cahil ne kadar bilgili, ne kadar yerli veya yabancı, ne kadar bekar, ne kadar evli, ne kadar akıllı ne kadar deli, eğer bir kadını gerçekten, içten ve tüm samimiyetinle, gözlerindeki güven ve masumiyetle, ihtirasla, şehvetle istediğini belli edersen, o kadın bunu hayatı boyunca unutmaz ve zamanı geldiğinde kendini bir hediye paketi gibi senin kollarına bırakır, başta talebini reddetmiş olsa bile.

Bense böyle kadınları reddetmeyi sevdim hep. Çünkü o yoğun duyguları, tutkuyu ve heyecanı hissettiğim an benim yanımda olmayan bir kadının, tozlanmış anılarımızı ıslak bir beze benzeyen gözlerle silmek istemesini kabullenmek, hiç tanımadığım bir kadına ‘merhaba’  demekten çok daha zor geliyor bana. Bir tohum eker gibi tüm hoşlandığım kadınlara şehvet bakışı atıp da, bakışlarımı nadasa bırakıp filiz vermesi için haftalarca, aylarca belki de yıllarca bekleyemem. 

Kolera Günlerinde Aşk romanının kahramanları arasından ne ben Florentino’yum, ne de şimdiki kadınlar Fermina,

Bugün de yalnız yatacağım. 

Öylesine çelişkilerle doluyum ki Garcia… 

Sevda Kuşu

21.10.2015

Saat:03.57v

 

 
Toplam blog
: 69
: 1030
Kayıt tarihi
: 12.12.15
 
 

Üniversite mezunuyum, İngilizce ve Fransızca biliyorum, bir firmada yönetici olarak çalışıyorum. ..