Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '16

     
    Kategori
    Deneme
     

    Kadınların uğradığı şiddet sanata nasıl yansıyor?

    Yasemin Tüzün’ün oynadığı ‘’Kül Kedisi Öldü’’ adlı oyunu; Kadının maruz kaldığı fiziksel ve kültürel şiddetin yine kadının psikolojisinde yarattığı tahribata dikkat çekmek amacıyla yazılmış bir metindir. İzlemenizi tavsiye ederim. Öteki Beriki Tiyatronun kurucularından Yasemin Tüzün ile kadına şiddetin sanatta ki yansımasını araştırırken, röportajımızı da gerçekleştirdik.

    Kadına şiddetin en temel nedeni olarak eğitimi gösterebiliriz. Eğitimin, her alanın da noksan olduğunu kimse yadsıyamaz. Özellikle bizim gibi doğu ile batı kültürü arasında sıkışmış bir toplumda bu şiddetin; kayın valide, kardeş, baba, oğul, ağabey,  elti, kayınbaba, kayın birader ve öteki akrabalar tarafından da gerçekleştirildiği görülmektedir. Ev kadını; Ev işleri ile ilgilenen ve erkeğine hizmet etmek için ezilen, bir algıya dönüşmüştür. Ev kadınları, sosyal ilişkilerini, komşuları ve akrabaları ile giderebilmektedir, kuşkusuz bu da gelişme sürecini baltalamaktadır, tiyatro, sinema ve kitaplardan uzak kapalı bir yaşam.  Ülkemizin acilen bilinçlenmeye ihtiyacı var, bilinç aşılama noktasında sanatın büyük rol oynayacağı kanısındayım. Tiyatro sanatçısı Yasemin Tüzün ile yaptığımız röportajda, kadınlarımızın uğradığı şiddetin sanat çevrelerinde nasıl yankılandığını irdelemeye çalıştık. Yasemin Tüzün’e şöyle bir soru yönelttik; Ülkemiz de kadını konu alan tiyatro oyunları rağbet görüyor mu? Yasemin Tüzün: ‘’Üç, dört sezondur kadın sorunlarına yönelik oyunlar oynuyorum, iki senedir tek kişilik iki ayrı kadın oyunu oynuyorum, bunca tecrübemin içerisinde üç büyük şehrimiz de dâhil olmak üzere, kadına dair hiçbir kurumun, kadın oyunlarına karşı bir ilgi beslediğini görmedim bir türlü kadın derneklerinin ve STK’ların gündemine girememiş durumda. Hep gündemlerinin daha farklı olduğunu belirtiyorlar, bunun dışında normal seyircinin de özel olarak kadına dair bir oyun yapıyor olmamızla ilgilendiğini görmedim, maalesef. ’’ Oysa İslam öncesi Türk destanlarında kadın, İlahi bir varlık olarak tasvir edilir. Oğuz Kağanın ilk karısı, karanlığı yararak gökten inen mavi bir ışık olarak tasvir edilirken, günümüzde kadının yeri ‘’cinsel objeden’’ ileri gidememektedir. Kadın ve erkeğin sosyoekonomik açıdan eşitsizliği de sorunlardan yalnızca bir tanesi; Yasemin Tüzün: Sosyoekonomik olarak eşit olamaması sistemimizden, geleneklerimizden, alışkanlıklarımızdan geliyor. İnsanoğlunun varoluşundan bu yana; Taş devri dönemine baktığımız zaman, erkek avlanmaya çıktı, kadınsa o yaşanan alanın düzeni ile ilgilendi ve çalışmak erkeklere ait göründü, tabi erkeklerde bu konuda baskı altındaydı; ‘’ Erkek adamın eli ekmek tutmak zorunda ve kadınına bakmak zorunda gibi bir düşünce yapısı oluştu. Lakin şartlar ve zaman değişti, artık evin içinde de, dışında da şartlar eşitlenmeye başladı. Para kazanan kadın parasını özgürce harcayamıyor, genelde parasını kocasına teslim ediyor, o yüzden güç her zaman erk kavramında olmuştur. Yasemin Tüzün: Her alanda kadına dair çalışmalara şahit oluyoruz. Özellikle son iki yıldır ülkemizde kadına dair yasalar, sanatsal eserler, her şey çok yoğunlaştı. Kadına dair bir şeyler yapmak, modaya dönüştürüldü ‘’aman dostlar işbaşında görsün de’’ yapılan bu çalışmaların birçoğunun içi boş, gerçek hedef noktalarına ulaşamıyor bu etkinlikler. Sekiz Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutlayacağız, biliyoruz ki bu konudaki derneklerimiz; İki tane değerli hocamızı sohbet için alıp istatistikleri sıralayıp bitirecekler ve akşam topuklu ayakkabılar ile geçen ‘’ ayaklarım ağrıdı, bugün çok çalıştık’’ denilecek ama hiçbir şey değişmeyecek yarın. Kadınlar ölmeye devam ediyor… İstatistiklerde neden hiçbir şey değişmiyor?  Neden hiçbir erkek o eli kaldırırken düşünmüyor?

     
    Toplam blog
    : 1
    : 65
    Kayıt tarihi
    : 19.02.16
     
     

    1992 doğumlu Vahap Halat Yeni Yüzyıl Üniversitesi oyunculuk bölümü mezunu...