- Kategori
- Şiir
Kadırga'da bir güzel
Fotoğraf: Esat Sönmez
I
Basmadan etek giyerdi saçına da taç takardı
Bir yürürdü, rüzgârda sanki güller açardı
Saçları vardı ki kömür siyahı ve uzun mu uzun
Bir baktı mı vallahi insanın yüreğini yakardı.
II
Kadırga'da eski bir Rum evinde yaşardı
Evinde her akşam bir kadeh yeni rakısı vardı
Derler ki bir de sevgilisi vardı ama gören olmadı
Hep yalnız gezer ve hep yalnız yaşardı
III
Kadırga'nın dar sokaklarında taş bir binada yaşadı
Efkârlandı, açtı pencereleri şarkı söyledi
Merakla bakanlara kızdı da küfür bile etti
Akşamları yorgun argın ve yalnız, yatağa düştü
IV
Alışmıştı mahalleli ona, lavanta kokusuna alışmıştı
Sokakta yürürken ayakkabılarının sesini duymaya alışmıştı
Hani durup da köşedeki bakkaldan rakı şiseni alırken görmeye
Kaldırımda göz süzüp de gönül yakmasına alışmıştı
V
Gülistanda gül değildi belki bunu herkes bilirdi de
Zaten gül değildi gülistanda hiç kimse Kadırga'da
Ama yine de bir gül misali saklanırdı mahallesinde
Tanıyanlar da onu öylece tanıtırdı herkese
VI
Bin yıldır hep bu Kadırga'da yaşadığı sanılırdı
Büyük ihtimal ya kendisi bile hep öyle sandı
Çünkü nereden gelip nereye gittiğini bir türlü anlamadı
Ama bir akşam vakti yere yığıldı, elinde rakı şişesi vardı
VII
Adını kimse bilmedi tâ ki musalla taşına kadar
Ne zaman ki sordu hoca "Ayten hanımefendiye haklarınızı..."
İşte o zaman öğrendi mahalleli de adını
Çünkü, kimse merak etmemişti adını ve hep güzel kadın olarak anıldı.