Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kadraja bıraktığınız her zaman içten bir gülümseme olsun...

Kadraja bıraktığınız her zaman içten bir gülümseme olsun...
 

Kadraja bıraktığınız her zaman içten bir gülümseme olsun...


Kadraja bıraktığınız her zaman içten bir gülümseme olsun...

 

 

    Zaman zaman insan kendisine ve çevresine bakar ve zoraki bir yarım gülümseme ile  "kimler bir yalanı yaşıyor? Kimler gerçeği ?" düşüncesine dalmaz mı?.. O inceden  gülümsemenin içinde güven duygusu ile bir zar gibi sarılı hayalleriniz, gerçekleriniz, umutlarınızın kırıklığı yok mudur?


 
      Her defasında birinizin diğerinden biraz daha, biraz daha uzaklaşmasına neden olan, diğerinin biraz daha batmasını sağlayan pembe, beyaz, sarı veya her ne renk ise işte o yalancıklar, yalanlar, tutarsızlıklar... 
 

 
      Evet,  işte o yalanın ortaya çıkmasa birçok şeyi öyle alıp götürür ki, kalan tek şey "sahte bir yaşam" duygusudur.


 
      Kocaman bir şok yaşatır insana. İşte o an hissettiğin o "güven" depremi, ortada mutluluk, sevgi adına ne varsa silip süpürürken, umut kalelerini içten içe kemirir, masal kahramanlarına sitem eder, yalnızlaşır, sessizleşerek sitem eder, sitem eder. Ve böyle bir yalan yaşamında yaşamak ise çok zordur. Susarsın, dilsiz dalgalar gibi kıyılara vurursun.  O andan itibaren birçok duyguların, yağan yağmurlar gibi yalanlarla ıslanan bir yoldur; kaygandır her zaman.


 
      Hiç bir şey yalan gözleri görmek kadar acı ver(e)mez insana. Yolda yürürken bile onlarca “sen”le karşılaşırsın, onlarca “sen”le çıkar karşına... Şu cafedeki garson kız, köşe başında duran kadın, tiyatro sahnesinde tango yapan kadın, otobüs bekleyen insanlardan biri... Ve onlarca “sen” işte.
 

 
      Oysa sık sık gözlerin hiçbir zaman yalan söyleyemeyeceğini anlatırız. Ve gün gelir, zaman içinde içine bir ürperti gibi doğan ve bastırdığın duygulardan sonra ilk defa böylesine yalan söyleyebilen birinin, öylesine “aldatabilen gözlerini” görürsün. 


 
      O güzel gözlerin ardında birçok şey seçilebilir. En umulmadık, en beklenmedik zamanlarda çıkar karşına, güneşli bir yaz günü yağan yağmurlar gibi ve her şeyin ötesinde hayatınızda uzun, çapraşık, pek iç açıcı olmayan aptalca yalanlarla dolu bir yol olur…
 

 
      Labirentlerden oluşan bir yol, kendisinin de içinde kaybolacağı bir yol…
 

 
      Peki; "Çiçeği solduran sahibi değil midir?”
 

 
      Ve sonrasında o kurumuş çiçekler kitap aralarında saklanır; bir anı, bir yaşam, bir masal olur romanın sarı sayfalarına düşmüş...


 
      Neden? Sadece bir yalancık… Pembe, beyaz, gri veya hangi renk ise bir yalancık, bir tutarsızlıktır.


 
      Siz siz olun, kadraja bıraktığınız her zaman içten bir gülümseme olsun.

 


 
(Erol ASLAN)

 
Toplam blog
: 110
: 811
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

Hayatta iki şey vardır; masallar ve sonuçlar. (Erol Aslan)      ..