Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '08

 
Kategori
Mizah
 

Kafada itinayla cetvel kırılır.

Kafada itinayla cetvel kırılır.
 

Cetvelin önemli bir yeri vardır eğitim sistemimizde.Ölçme, biçme dışında tabii ki. En azından bizim zamanımızda öyleydi. Tenefüslerde eli cetvelli nöbetçi öğretmenler dolanırdı. Koşanlara bağırır... “Koşmaaa! Koşmaaa!” şeklinde uyarırlardı...yanlarından koşarak geçerseniz cetvel kıçınızda patlayabilirdi ya da kolunuzu sıyırıp geçerdi.

Nöbetçi öğrenciler vardı...Kollarında kırmızı nöbetçi öğrenci bandı taşırlardı ve onların da ellerinde cetvel olurdu...Pek te bir havalılardı...ellerindeki de sanki cetvel değil süper ultra bir silahtı.

Neyse işte...benim asıl unutamadığım durum ise öğretmenlerimizin çok konuşan ya da soruların doğru yanıtlarını bilemeyen arkadaşlarımıza olan yaklaşımıydı(!).
Tabii ki yine ellerinde cetveller vardı ama tahta olanından...başlarlardı dövmeye. Artık bir nokta gelirdi ki öğretmen hızını alamaz ve cetveli “ÇOTANKK!!” diye arkadaşımızın kafasında kırardı.

Hakikaten kırılırdı.

Sonra sınıfa dönüp “cetveli olan var mı arkadaşlar?” diye sorunca...sınıfta herkes birbiriyle yarışırdı, cetvelini öğretmene verebilmek için.

Bazılarımız demir alüminyum karışımı bir cetvel çıkarıp verirdi. Yani o noktada “YUH!”diyesi gelmeliydi insanın...ama bir şey denmezdi tabiiki. Sonra öğretmen kaldığı yerden devam ederdi bazen de bırakırdı, o kadar dövmek yeterdi herhalde.

Şimdi düşünüyorum da...daha biz ilkokul 3-4 filandık. Kafalarımızda cetveller kırılarak öğreniyorduk okumayı da yazmayı da. Okulu da pek bir seviyorduk tabii ki.

Şahsen benim kafamda cetvel kırılmadı ama kulağım çekildi.

Kulak çekilmesi de ayrı bir belaydı. Öğretmen çektikçe parmak uçlarımızda yükselir...suratımıza da en ekşi limonu yemenin büzüşüklüğünü kondururduk. Sonra öğretmen şöyle bir savururdu bizi...hani “yürü git sırana hadee”! diye.

Biz de kulağımız kopmasın diye hocanın kafamızı fırlattığı doğrultuya atardık kendimizi.

Cetvel kırılırken “Örtmenim...örtmenim benim cetveli alın” diyerek yaptığımız düşüncesizliğin altında öğretmene yaranmak ta var mıydı acaba? Hani kalemi olan var mı derken ki hızımızla cetvellerimizi çıkarıyorduk ya.

Sonra bilemediğimiz sorular için dayak yediğimizden olacak...büyüyünce her şeyi bilir olacaktık. Hem de hiç bilmediğimiz şeyleri bile bilmeye başlayacaktık.

Bilmemek ayıptı...bilir gibi yapmak lazımdı.

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..