- Kategori
- Psikoloji
Kafayı yemenin birinci şartı kafayı bir şeye takmaktır
“Kafayı yemek” kolaydır. Bunu düzeltmek ise zordur.
Psikiatriste, psikologa onca para yatırırsınız. O kadar ilaç kullanırsınız, ama yine de dengenizi bulamazsınız.
Kafayı yemenin birinci şartı kafayı bir şeye takmaktır. Sonra bunu takıntı haline getirmektir.
Takılan şeyin ne olduğu hiç fark etmez.
Önce kafayı herhangi bir şeye takacaksın ki, “kafayı yemek” için bir gerekçen olsun.
Mesela Milliyet Blogdaki yazıları inceleyin.
Bir çok yazarın kafayı bir şeylere taktığını görebilirsiniz.
Çoğu da üç aşağı beş yukarı aynı şeylere kafayı takmış durumdalar.
Aşk, ayrılık, karşılıksız sevgiler, ihanetler, nostaljik durumlar, analar, babalar, çocuklar, ölümler, sevgisizlikler, ertelenmiş yaşamlar, yalnızlıklar kafaya takılan şeylerin başında geliyor.
Kafayı yemek istemiyorsanız, kafaya bir şey takmayacaksınız, “toka”dan başka desemde takacaksınız.
Çünkü bu hayat kafayı takmadan, canının sıkılmadan, üzülmeden geçmiyor.