Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '10

 
Kategori
Deneme
 

Kağıttan gemiler yaptım bu gece

Kağıttan gemiler yaptım bu gece
 

KÂĞITTAN GEMİLER Kaynakça: İnternet


Bu gece kâğıttan gemiler yaptım... Gemiler... Çünkü, bu gece düşlerim özgür, kanat taktım düşlerime... Ve bu düşleri ancak gemiler taşır. Bu gece içimden geldiği gibi düşler kurdum... Biraz çılgın, biraz uçuk kaçık. Sonuçta düşlerim bana ait. Birer birer düşler denizine bıraktım kâğıttan gemilerimi. Dümende kalemim, ağır ağır yüzdürdüm kalemimle gemilerimi.

Düşler dedim işte... Düş gemilerimin ilkine kızım, eşim ve kendimi koydum. Pupa yelken uçarcasına yol alıyorduk düşler denizinde. Aklın haritasında ne kadar olumsuzluk varsa, bırakmıştık düşlerin rüzgârına. Doğaya, doğallığa, derinlere, gökyüzüne, güneşe, özgürlüğe, coşkuya kucak açmış pupa yelken bir yolculuk... Küçük neş'eleri biriktirip, büyük mutluluklar yaratmak için. Mutluluklar her şeyi kutlamaya değer yaşamak için birer bahane değil midir sonuçta?

Duyumsallığın sınırlarını zorluyordu düşlerim. Düşünen aklın yerini, duygu ve heyecanlara bıraktım bu gece. Dünyayı değiştirebilme arzusunun getirdiği çocuksu heyecan ve bilinmezlik duygusu... Biraz dikbaşlı, biraz hesapsız, biraz gizemli ama oldukça cesur... ve biraz tılsımlı...

Ufukta çok güzel bir ada göründü, gemimiz yavaşlayıp demir attı. Küçük çocukların kâşifliğini yaşamak istercesine indik gemimizden. Herkes pırıl pırıl gülümsüyordu bu adada, kimsenin kimseyle bir derdi yok. Onun yaptığını ben de yapabilirim, hatta ben daha iyisini yapabilirim diye bir kaygıları yok. Herkes birbiriyle dost, kimse kimseyle yarışmıyor. Biri diğerinin ayağını kaydırmaya çalışmıyor. Kimsenin diğerinin yaşamıyla, yeteneğiyle bir kavgası yok. Başkasının mutsuzluğunu görev edinen, ancak böyle mutlu olabilen insanlar yok. Hiç tanımadığımız, bir anda, bir şekilde hayatımıza girip, hiç ilgimiz olmadığı halde bizimle uğraşan insanlar yok. Yalan yok, riya yok, dost görünen düşmanlar yok. Haksızlıklar, mutsuzluklar yok. İlk gemimi yaktım. Düşlerim o adada kaldı. Çünkü en iyi yaşayabilecekleri yerdi orası...

İkinci gemimde dostluklar vardı. Yol alırken düşler denizinde onlar da aynı adaya demir attı. Dostluklar güçlüydü, vefalıydı, dostluklar sonsuzdu, en önemlisi gerçekti. İkinci gemimi de yaktım. Dostluklar da orada kaldı. Onların buna ihtiyacı vardı.

Üçüncü gemimde yazılarım vardı. Hani şu çok istediğim gazetecilik sevdamı koymuştum kâğıttan gemime. Yol alıp uçarcasına onlar da gelivermişti sonunda bu muhteşem adaya. Burada hayallere yer vardı. Umut, mutluluk, sevgi kokan yazılar kimseyi korkutmuyor, yabancı gelmiyordu. Onlar değişimin küçük şeylerde başlayacağına inanıyor, bunun için çaba harcıyorlardı. Hayallerim gerçek olmuş, yazılarım ulaşması gereken yere ulaşmıştı. Üçüncü gemimi de yaktım. Onların yeri zaten hep orasıydı... Sırada umut, sevgi, coşku, adalet yüklü gemiler vardı.

Evet, kâğıttan gemilerimi yaktım bu gece. Zaten ilk adım hayal edebilmekti. Hayal edebilmek başarmanın yarısıdır. Ve... hayaller birgün mutlaka gerçek olur. Bunun için gemilerimi yaktım. '' Hayal gücü; Güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır.'' diyordu PASCAL.

Ve... Unutmayın ki; '' HAYALLER GERÇEKLEŞTİRİLMEK İÇİNDİR!... ''

REZZAN SAİTOĞLU

 
Toplam blog
: 34
: 1133
Kayıt tarihi
: 18.04.10
 
 

Hayatım boyunca yazı yazmayı çok sevdim. Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. Kızıma öğr..