Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '21

 
Kategori
Tarih
 

KAHRAMAN 190.ALAY

30,Ağustos,1921 Büyük taarruzdan tam bir yıl önceki gece 190 ıncı alaydan 1000 Türk askeri Çal dağını muhafaza etmek üzere koşarcasına tepeye tırmanıyordu. Tepeyi yedek kuvvetler gelinceye kadar tuttular. 100 nefer kalıncaya kadar çılgınca savaştılar.

Hikayesi şöyledir;

29,Ağustos,1921 ; 5 gündür güçlendirilmiş Yunan 7. tümeni Polatlı’yı almak için uğraşıyor, ancak 29 Ağustos günü de saldırıyı sürdürmelerine rağmen, Polatlı’ya varmalarına kuş uçuşu 8 kilometre daha vardır. Ezineli köyü Yunanlılarca işgal edildi. Gün doğarken Ezineli köyü geri alındı. Toydemir köyü

Yunanlılar Gece yarısı Çaldağ yakınlarındaki küçük bir tepeyi ele geçirdi.. 

İngiliz haber alma örgütünün Anadoludaki uzantısı Black Jumbo Türk askeri sırlarını saati saatine İstanbul’a aktarmaya devem ediyor onlar da bu bilgileri Yunan Küçük Asya Orduları komutanı Popoulas’a bildiriyordu. Türk’ün ölüm kalım savaşı verdiği günlerde, satılık kişilerin cephe yakınlarına sızmış olmaları çok acıydı. geçirdiler. 15 Tümen 56. Alayı tepeyi geri alabilmek için çabalıyordu. 2.Taburdan Harun çavuş sorumluluğunda 15 fedai el bombalarıyla Tepeye sızdı. Yunan Makineli tüfeklerini susturdu. iki şehit vererek geri döndü. Alay Soğulca sırtlarına mevzilendi.

Bu kanatta Haymana kaplıcası ve çevresi, büyük bir hastaneye dönmüştü. İleri birliklerden sürekli yaralı kafileleri geliyor, operatörler uyumaya zaman bulamıyorlardı.

30,Ağustos,1921 ; Bu günün önemli savaşı 4. Grup cephesinde oldu. Bu grubun karşısındaki Üçüncü Kolordu, yüzünü kuzeyden doğuya, Çaldağı yönüne çevirmişti. Bu yönü kapatma görevi, 4. Grup emrine yeni girmiş olan 1. Süvari Tümeni'nindi. Sayıca çok azdı, savunmak zorunda olduğu cephenin genişliği ise sayısına göre fazlaydı: 8 km. Aksi gibi taarruz da gittikçe şiddetleniyor-du. Bu tehlikeli durum Cephe kurmaylarını çok tedirgin etti. Yunanlılar Çal'ı ele geçirirlerse Türk cephesinin gerisine hâkim olurlardı. Dağdan cephe gerisi tabak gibi görünüyordu. Bu da yenilgi demekti. Çal'a mutlaka takviye yetiştirmek gerekiyordu. Ama nereden?

İsmet Paşa tehlikeyi göze alarak 15. Tümen ile 24. Tümeni Çal'ı korumakla görevlendirdi Saatler geçtikçe durum daha tehlikeli olmaktaydı. Çal'ın batı eteğinde 1. Süvari Tümeni canı pahasına dayanıyordu.

Hava kararırken 190. ALAY yetişti. Ama Süvari Tümeni'nin takati tükenmişti, alaya bir görev veremeden çözüldü, emrindeki bazı küçük piyade birliklerini de birlikte sürükledi, adeta dağılarak kuzeydoğuya (Karayavşan'a) çekildi.

Çaldağı yönü açılmış oldu. önünde bir engel kalmayan 10. Yunan Tümeni rahatça ilerlemeye başladı. Cephenin bütünlüğü ve güveni tehlikeye girmişti. Hava kararınca durumu öğrenmek için dağa keşif kolları yollandı. Askerler çay için küçük ateşler yakarlarken Haymana'lı kadınların eşliğinde erzak dolu üç kağnı ağır ağır gelip ordugâhın kıyısında durdu. Askerlere erzak dağıttı. Teyemmüm ederek yatsı namazını topluca kıldılar. Helalleşip gece yarısından önce yola çıktılar. Çaldağı'nın güney yamaçlarından yukarı tilki gibi sessizce tırmandılar. Baskın için yayıldılar ve zirvedeki Yunan birliğinin içine birkaç noktadan birden süngüleriyle hışım gibi daldılar. Zirve ve çevresini temizleyip mevzilendiler.

31 Ağustos 1921 ; İsmet Paşa Başkomutan'ın yanına, 31 Ağustos 1921 günü saat 01.00'den sonra gelebildi. Yorgun ve sıkıntılıydı:

“Çal'da bu gece sadece bu alay var. Öbür birlikler ancak sabaha yetişebilir. Bu gecemiz çok kritik. Çaldağı'nın elden çıkması olasılığını dikkate alarak Kızılırmak'ın doğusuna çekiliş planlarını hazırlamaya başladık."

Gözler Başkomutan'a döndü. İsmet Paşayı, başını önündeki haritadan kaldırmadan dinlemişti. Şimdi başını kaldıracak, gerçekçi bir insan olarak herhalde karargâhın yaptığı hazırlıkları onaylayacaktı. Sonra da geri çekilişin ayrıntılarını konuşacaklardı. O kadar emekle ve ümitle kurulmuş ve bugüne kadar ölümüne direnmiş olan gazi orduyu çekiliş yollarında düşündü. Millet bu ikinci çekilişin acısına ve yüküne katlanabilir miydi?

Nefesler tutuldu.

M. Kemal Paşa başını kaldırdı. Yoğun düşünce anlarından sonra gözleri koyulaşıyordu. Şimdi de öyle olmuştu: "Çaldağı elden çıksa da çekilmeyeceğiz" dedi.

Kâzım Paşa şaşırdı:

"Nasıl olur Paşam?"

Başkomutan nasıl olacağını anlattı.

YUNAN 10. TÜMENİ sabaha karşı taarruza geçti. 190. Alay, arka arkaya süngü hücumları yaparak Yunanlıları önce durdurdu, sonra zirveden iyice aşağıya sürdü.

Alay hayli kayıp vermişti ama savaş azmi azalmamış, tersine artmıştı. Zirvedeki bu çılgın alay yüzünden 10. Tümen ilerleyemez oldu. Çal'ı ele geçiremiyordu 190.Alay toplar ateşe başlar başlamaz korunaklı yerlere çekildiler. Zirve kızıl ateş ve kara duman içinde kaldı. Dağ uyanmış bir yanardağa benzedi. 190. Alay'in mevzilerini bir saatten fazla top ateşine tuttuktan sonra 10. Tümen harekete geçti. Alay çok kayıp vermiş, sığınaklar yıkılmış, siperlerin çoğu allak bullak olmuştu. Sağ kalanlar ve yaraları ağır olmayanlar silah başı ettiler. Savaş başladı. Sakalar, ağırlıkçılar, sağlıkçılar, aşçılar, tabur imamları, flamacılar, borazanlar da sahipsiz kalmış tüfekleri alıp savaşa katıldılar. İlerleyemeyen 10. Tümen taarruza ara verdi. 24., 15., 57., 8., Tümenlerimiz yetişti ve çaldağ’ın batısındaki tepeler haricinde çaldağ geri alınmıştı.

Kahraman 190 ıncı alayı rahmetle anıyoruz. 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 119
: 225
Kayıt tarihi
: 04.12.17
 
 

İlgi duyduğum alan tarih. Milli mücadele ve Osmanlı tarihine  odaklandım. Gözden kaçan tarihi şah..