- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kahraman askerler ve fareler
Televizyon seyrediyoruz. Salonda. Hanim; "bir sey gecti gordunuz mu?" diye sordu. Hayir. "Vallahi gordum. Mutfaga dogru gitti..." Bir sey gormedik. "Televizyonun sesini kisiversenize?..." Mutfaktan tikir tikir sesler. "Bu evde fare var!..." Hadi canim sende...
Televizyonu seyretmeye devam.
"Fare!..." diye bagirdi. Birde baktim, kirk yillik asker, kendimi sehpanin ustune atmisim... Nerede? Hani? Nereye gitti?...
Ev sahibine soyledik. Ertesi gun "Fare uzmani" kapimizi caldi. Orta boylu. Sisman bir adam. Bizim hanim neredeyse adamin boynuna sarilacak: "Kurtarin bizi..."
Fare uzmaninin ismi Mike. Hanimlarin gozunde ne kadar kiymetli ve kahraman oldugunu biliyor. Evin erkekleride korkak ya? Bir havalarda... Elinde aletleri evi dolasiyor. Kisa kisa sorular... Erkeklere yuz vermiyor. Evin hanimi ile ilgili. Merak etmeyin, diyor. Hallederiz...
Mike da emekli asker degilmiymis! "Silah Sistem Operatoru" imis. Birakmis isini. "Fare yakalama uzmani" olmus. Cok seviyorum isimi diyor. Iki isinin temelinde de; dusman var. Oburunde insan, bunda fareler...
Bana sordu. Ne is yaparim? Emekli asker...
Mike isini halletti. Alti-yedi de kapan kurdu. Kapana fare yakalanirsa, ne yapacagimi anlatti. Talimatlarini verdi. Basustune, dedik. Cekti gitti.
Oturuyoruz.
Cattt...
"Fare..."
Yine hepimiz sehpanin uzerine ciktik. Coluk cocuk gozumun icine bakiyor. "Mike yok. Hadi gorelim seni..." der gibi. Gittim. Bizim kucuk misafirimiz kafasini "kapana" kaptirmis. Cirpiniyor. Bende karisik duygular: Korku. Tiksinti. Acima. Goz goze geldik bizim istenmeyen misafirle. Sanki; "ulan ne yaptim size? Bizimki de karin doyurma kavgasi degil mi?" diyordu.
Birazdan gozlerindeki isilti kayboldu...