Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

12 Aralık '07

 
Kategori
Ekolojik Yaşam
 

Kahrolası Çevre Kirliliği!!!

Kahrolası Çevre Kirliliği!!!
 

Emst Haeckel tarafından 1866 yılında ortaya atılan ekoloji terimi şöyle tanımlanabilir:

"Canlı yaratıkların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerinin incelenmesi"... Hayvanlar alemini etkileyen etmenler, iklime, toprağa ve türler arası yarışmaya bağlı olabilir. Bu klasik ve evrim bakımından çok eski etmenlere, büyük ekolojik dengeleri hızla değiştirmiş olan insan faktörünü de eklemek gerekir (toprağı tarıma açma, bataklıkları kurutma, çevreyi kirletme, yaygın tarım...).

Ekolojik bir incelemenin temel birimi "ekosistem" dir (aynı alanda işe karışan, bitkiler, hayvanlar, iklim gibi birçok değişik öğenin birlikte rol aldığı işlevsel birim). Bazı beslenme zincirleri, canlı yaratıkların bir arada bulundukları dünya parçası (biyosfer), hatta bir su birikintisindeki oksijen çevrimi birer ekosistemdir.

Bazen çok çarpıcı boyutlara ulaşan çevre kirlenmesi, çoğu zaman fark bile edilmez.

Kirlenme... Hava kirliliği...

Karbondioksit, sanayide kullanılan yakıtların ürünüdür. Bu gazın birikimi atmosferin ısınmasına sebep olur. Ortalama ısıdaki birkaç derecelik bir yükseliş, büyük çapta jeofizik olaylara yol açabilir. Buzların ve buzulların erimesi, dolayısıyla denizlerde suların yükselmesi, ovaların sular altında kalması gibi... Paris gibi birçok büyük kent ortadan kalkabilir, İskandinavya kocaman bir ada haline gelebilir. Bundan başka, o şartlarda ılıman bazı bölgeler çölleşir ve büyük insan topluluklarının göçüne neden olabilir. Sahra çölünün her sene biraz daha büyüdüğünü burada belirtmekte yarar var sanırım.

Karbonmonoksit, tam yanmamanın ürünüdür (demir- çelik üretimi, petrol rafinerileri)... Atmosferin yüksek tabakalarını kirleten bir gazdır.

Klorofluorokarbon (buzdolapları, aerosoller...), ultraviyole B ışınlarını süzen ozon tabakasına zarar verir. Ozon tabakasının tahribi, artan deri kanseri vakalarının sebebi olabilir. Güney kutbu üzerindeki ozon tabakasında kocaman bir delik açıldığı artık bilinen bir gerçektir.

Radyoaktif atıklar, sözünü edeceğim şu iki durumda atmosfere büyük miktarlarda yayılır... Çernobil, Three Miles İsland tipi kazalar, bir de atom denemeleri. Kazalar, radyoaktif, bulutların yer değiştirmesi yüzünden uzun vadede çevrede yaşayan insanlara çok büyük zararlar verir ve ekoloji açısından facialara sebep olur. Hayvanların, sebze ve meyvelerin zehirlenmesi, kanser hastalığının artması olası ihtimallerdir.

Kükürt ve azot oksitler, fabrika bacalarından ve motorlu araçların egzozlarından çıkarak havayla temas edince, sülfirik ve nitrik aside dönüşür. Büyük şehirlerde, yoğun sisler meydana gelir. Solunum yolu enfeksiyonlarının ve süreğen bronşit vakalarının sayısını artırır.

Suların kirlenmesi... Hava ile su birbiriyle yakından ilintilidir. Mesela, kükürt ve azot oksitler asit yağmurlarına sebep olur. İklim hareketleri, nitrik ve sülfirik asitle yüklenmiş bulunan Batı Avrupa' dan İskandinavya' ya doğru sürükler. Kuzey yarım kürede ağaçlar ölür. Öte yandan ağaçlardan sızan asitler toprağı ve yer altı sularını kirletir. Bu topraklar asitleşince, sular maden tuzlarıyla dolar, balıklar ölür veya besin olarak tüketilmez hale gelir.

Fosfatlar, kağıt fabrikaları, kirli lağım suları, maden işleyen fabrikalar tarafından üretilerek aşırı kirlenmeye neden olur. Kirlenen akarsular denize dökülür, orada oksijen eksilmesi sürecini başlatır. Sularda artmış olan fosfat, su yosunlarının ve fitoplanktonların çoğalmasına ve bütün hayvan türlerinin yok olmasına yol açar.

Nitratlar, gübre şeklinde toprağa atılarak ve özellikle kimya ve besin sanayiinde kullanılarak yer altı sularının kirlenmesinde rol oynar. Midede nitrit ve nitroaminlere dönüşür ve kanserli hasta sayısının artmasına sebep olur. Nitritler alyuvarların üzerinde birikir ve dokuların oksijenlenmesini engeller.

Kuzey denizinin durumu çok ilgi çekicidir... Denize her yıl 30 000 tondan fazla hidrokarbon (ayrıca kaçak olarak yılda 60 000 ton), 77 milyon ton çamur, 100 000 ton kimya sanayii alt ürünü, 1 500 000 ton azot, 100 000 ton fosfor, vb dökülür. Deniz dibinin bu yolla yok olduğu gözlenmektedir. Balıkların, kabukluların, deniz kuşlarının yüzgeçlerinde çürüme, iskeletlerinde yapı bozuklukları görülmektedir. Kara yağlı gelgitlerin de birer facia oluşturduğu ayrıca bilinmektedir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..