Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

26 Ağustos '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kahrolsun bankacılık...

Serbest Piyasa ekonomisini benimsediğiniz belirtip özelleştirmelere önem ve hız vereceksiniz ancak ekonominin temel ayaklarından en önemlisi Bankacılık sektörüne saldıracaksınız…

İktidar-hükümet olarak saldırmanız anlaşılabilir çünkü sektör içindeki dev kuruluşlardan birinin kurucusu hiç haz etmediğiniz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür…
Ayrıca aldıkları “dini” eğitim ve telkinler sonucunca da “İslami, bankacılığı” desteklediklerini ve tercih ettiklerini bilmeyen de yoktur. Ancak anlaşılmayan şey ise özellikle bazı bankaları vatandaşlara daha ziyade de kendi yandaşlarına hedef göstermeleridir.

Yeni moda oldu; “Kahrolsun Bankalar…”

Neymiş efendim Bankalar yüksek oranlarda faiz alıyor hemen her işlem için hizmet bedeli adı altında komisyon alıyorlarmış…

***

Ne kadar acıdır ki ülkenin Başbakanı ekranlara çıkıp ülke ekonomisinin geldiği noktalarda çok büyük payı olan Kredi Kartlarını almayın diye de çağrı yapıyor. Daha önce eski bir bankacı olarak yazdım; yerli ya da yabancı bankalar kredi kartlarını hatta taksitli kredi kartı harcamalarını geri çeksinler Türk ekonomisi en geç “yedi gün” içinde felç olur…

Başta küçük esnaflar olmak üzere birden çok kurum ve kuruluş en geç bir ay içerisinde de iflas eder.

Daha da acısı adliye ve İcra dairelerindeki işlem sayısı bugünün tam 27 katını aşar…

Bugün eğer halk rahatlıkla alış veriş yapabiliyor mal sahibi olabiliyorsa bunu devletin verdiği maaşla değil cebindeki kredi kartları sayesinde yapmaktadır.
Elbette her yanlış uygulama ve kullanım büyük zararlara yol açabilir ama bunun karşılığı yok etmek ya da kin ve nefrete davetiye çıkaracak şekilde hedef göstermek değildir ki…

Kafalarına esen hemen her şeyi uygulamaya sokuyorlar, istedikleri kararları alabiliyorlar o halde alsınlar bir karar bu yıldan sonra alışverişlerde kredi kartı kullanımı yasaklansınlar, görelim.

Ekonomi yandaşları sevindirmek hatta aldatmak amacıyla şov yapmaya çok uzun zaman tahammül edemez, Türk ekonomisi kırılgandır, borç batağına gömülmüştür, şu anki varlığı da tamamen “kayıtsız sıcak paraya” endekslidir, her zamankinden daha dikkatli olunmasında yarar vardır.

***

Bilmeyenler için yazıyorum. Bankalar vatandaştan kurum ve kuruluşlardan para, güven ve itibar satın alıp hizmet ve para satan kuruluşlardır.

Bir otomobil firmasının oto satıp satıştan kar etmesi ne kadar normal ise Bankaların da para ve hizmet satıp kar etmesi son derece normaldir.

Eğer bu ülkede devlet “halkın” parasıyla yaptığı köprülerden barajlardan oto yollarından geçiş ücreti alıyorsa ve bundan tam 35 senedir vazgeçmiyorsa bankaların hizmet yollarından ücret alması neden yadırganıyor anlamakta zorlanıyorum. Eğer sıkıyorsa göreyim köprü ve otoyollardan “hiçbir zaman ücret almasınlar…”

Şikâyet edebilirsiniz ama Bankaların başka kazanç kapısı yoktur. Bankalar sizlerden aldığı güven ve itibarı paraya tahvil edecek onu da satacak, mudilerinin taleplerine göre hizmet verecek ve verdiği bu hizmetler karşılığında da hakkı olan ücreti alacaklar.

Bir emlakçı beş kuruşluk emeği katkısı olmayan her hangi bir mahalledeki adresteki bir daireyi satıyor en az %3 komisyon alıyor hiç kimse yadırgamıyor. Ancak bankalar hesap saklamasından sır saklamasına, güven ve teminat vermekten ticari işlemlere, yurt içi yurt dışı işlemlere aracılık etmeye, alıp satmaktan ve temsil etmeye varan hizmetleri için komisyon ya da masraf talep edince anında “İslami Banka” heveslileri tarafından dışlanmaya çalışılıyor hatta yandaşlarına açıkça hedef gösteriliyorlar.

Bu nasıl ticaret anlayışı nasıl bir insanlıktır anlamak mümkün değil. Ayrıca; vatandaşları da anlamak mümkün değil. Bir hesap açıyorsunuz, paranızı yatırıyor aman saklayın diyorsunuz, senelerce o para saklanıyor. Paramı şuraya şuna, şu hesaba gönderin diyorsunuz gönderiliyor.

Hesap ve para saklanırken bir kayıt yapılıyor o kayıt yeri sizce Bilişim ve iletişim servislerinden bedava mı alınıyor?

Hemen her gün milyonlarca müşteri bir nedenle telefonla aranıyor sizce bu telefon ücretleri bedava mı?

Bankalardaki hesabınızdan gece gündüz demeden hizmet almanız için her köşe başına konulan “bankamatik” türü aletler bedava mı ithal ediliyor?

Şu anda 57 milyonluk bir sayıya ulaştığı tespit olunan Kredi kartlarının ham maddeleri bedava mı alınıyor, Bankalar gerek bankamatiklerin gerekse kredi kartlarının basımlarından dağıtılmalarına kadar geçen işlemlerin karşılığında hiç ücret ödemiyor mu?

Sabahın körüne kadar 24 saat kesintisiz elektrik su matbua harcanıyor, araç kullanılıyor emek sarf ediliyor yakıt harcanıyor, şubelerin kiraları ödeniyor.
Her şeyden önce tamamen ülkenin çocuklarından oluşan milyonlarca personel çalışıyor ve onlara da maaş ikramiye ödeniyor, eşinin çocuklarının yakınlarının sağlık giderleri ödeniyor. Bedava hizmet veren bir tek hastane doktor adı sayamazsınız, yok çünkü…

Söyler misiniz sadece yüzde birini bile saymadığım bu masraf ve giderleri kim nereden ve nasıl ödeyecek bilen var mı?

Hangi kurum kazanmadan vergi öder kazanmadan akla hayale gelmeyecek büyüklükteki giderlerini karşılayabilir?

Bir başka ifade ile hangi kişi ve kuruluşlar “kar” edemeyeceği bir işe yatırım yapar?
Siz yapar mısınız?

***

Haklısınız, masraf ve komisyonlardan az ücret alınabilir ama sizler “ kaliteli hizmeti” hak etmediğiniz mi düşünüyorsunuz da “kendini bilmez” şov peşinde koşan duygu sömürüsü yapan, çıkarları için insafsızca saldıranların lafına itibar ediyorsunuz.
Ne ilginçtir ki normal ticari bankalar 35-60 TL aralığında yıllık aidat alılarken “Faizsiz” bankacılık daha doğrusu “İslami bankacılık” yapan kurumlardan alınan 1.200 TL limitli kredi kartı için yıllık aidatı bedeli olarak tamı tamamına 345 TL’si ödenmektedir. Günün iktidardan kaynaklanan devir ve koşullarına bakılarak bu kurumların adı “iktidar” tarafından bir kere bile telaffuz edilmemektedir.

***

Eski bir bankacı olarak sektörü savunduğumu, ya da aklamaya çalıştığımı sanabilirsiniz ama bunlar gerçeklerin ta kendisidir. Biraz empati yaparak biraz da gözlerinizi açarak düşünürseniz içinde düşülen bir ticari yanılgıyı düzeltmeye çalıştığımı görebilirsiniz.

***

Umarım “kahrolsun bankalar” “bir daha adım atarsam ne olsun,” demeden önce bir kez daha düşünürsünüz. Gelin;

Paranın kıble olduğu, çıkarlar olmasa selamın bile verilmediği ülkede kendi ayaklarımıza kendi milli değerlerimize kurşun sıkmaktan vazgeçelim.

Ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde bir ülkenin Bankacılık sektörü önemli ölçüde etkilenmiyor, bir banka dünya bankaları arasındaki yerini alıyor, hatta devleşiyor ise bundan o ülkede yaşayan herkesin onur duyması gerekir.

Örneğin iktidarın kurucusundan dolayı hoşlanmadığı bir “milli bankamız” bugün dünyanın en saygın en güçlü en çağdaş bankalarının arasında yer almaktadır.

Bugün onun kuruluş yıl dönümü…

Bunun anlamı da şudur; verdiğiniz paralar boş yere gitmiyor aldığınız kaliteli hizmetler ise boşuna değilmiş…

Maalesef biz ulus olarak birinin peşinden gidiyor gerçeklere ve güzelliklere gözlerimiz kapatıp haksız yere eleştiriyor kin ve nefret duygularımızı kusuyoruz…

***

Bir ülkenin ekonomisine yön verenler dil, din, ırk mezhep gözetmeksizin ekonominin tüm ögelerine eşit aralıkla yaklaşmak zorundadırlar. Ülkelerarası ilişkilerde ve ticarette ise “duygusallığa” hele hele kin ve nefrete yer yoktur, çıkarlar yüzünden kazanımları yok etmek ülkenin temeline dinamit koyup patlatmaktır.

Sanırım buna hiç kimsenin hakkı olmadığı gibi bu kafalarda olanları engellemek de hepimizi “ulusal” görevidir diye düşünüyorum.

İyi haftalar…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..