Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

29 Kasım '13

 
Kategori
Eğitim
 

Kahrolsun dershaneler (İhtiyaçtan mı ticari kaygılardan mı kurdular?)

KAHROLSUN DERSHANELER…

Bizim zamanımızda dershane var mıydı inanın ben hatırlamıyorum. Hoş olsaydı benim için hiçbir şey değişmeyecekti çünkü benim ailemin dershanelere verecek hiç parası olmadı o günlerde…

Kendi kendime soruyorum;

Özel Dershaneler ve Özel okullar ihtiyaçtan mı doğdu yoksa ticari amaçlarla mı, diye,

Eğitim sistemimize bakınca kesinlikle ihtiyaçtan diyorum. Ticarette temel kural arz talep meselesinin zamanlamasının ve planlamasının doğru zaman ve yerde yapılmasıdır…

***

Neredeyse bir asra varan zaman sürecinde eğitim sisteminizi bu ülkenin insanlarının yaşam biçimine aile yapısına ve ahlakına uygun düzenleyememiş, ilmin ve bilimin ışığında kendi eğitim sisteminizi oluşturamamışsınız,

Çağdaş ve gelişmiş ülke çocuklarının aldığı eğitim ile bizim eğitim sistemimiz arasındaki derin uçurumu kapatmak için hiçbir şey yapmamış devşirme kararlarla çözüm üretmeyi seçmişsiniz…

Bu nedenle de gelecek ve iş kaygısı duyan ailelerin talebine istinaden yani ihtiyaçtan “özel dershaneler” kurulmuş devlet buna daha ilk zamanlarında müdahil olma gereği duymamış hatta bütçesini yaparken bu kurumlardan alınacak vergi tutarını alacak hanesine yazmış…

Şu anda amacı ve hedefi belli olmayan bir şekilde sadece bir kişinin talebi doğrultusunda hiç kimseye sormadan araştırmadan danışmadan; dershaneleri kapatacağız, diyorsunuz…

Bence çat kapı karar vermek yerine öncelikle dershanelerin ” ihtiyaç” olmasını ortadan kaldırmak gerekirdi.

İkincisi ise milyonlarca öğrencinin ve binlerce öğretmenin “sıkıntıya” düşeceği düşünülmeliydi…

Özel Okullara ya da Halk eğitim Merkezlerine dönüştürülmesinin hiç kimseye zerre-i miskal kadar yararı olmayacaktır…

Dershanelere verilen para ile özel dershanelere verilen para arasında dağlar kadar fark var.

Bugün açıklandığı üzere anlaşılan o ki;  %85 i orta gelirli ailelerin çocuklarının gittiği dershanelerin özel okula dönüşmesi halinde çok öğrenci bu okullara gidemeyecek…

***

Bir başka hatta en önemli husus da şudur; çoluk çocuğunun eşinin akrabalarının nafakasını çıkarmak için “kebapçılık, balıkçılık” yapmak isteyenlere nasıl ki “hayır” diyemiyorsanız “özel dershane” açmak isteyen ticaret erbaplarına da “hayır” diyemezsiniz…

Serbest piyasa ekonomisinin olduğu, çalışma ve iş kurmanın anayasal bir hak olduğu ülkemizde;

Hem özel okullarınız olacak hem de “özel dershaneleri” kapatacağım diyeceksiniz, ne iş?

Bence çıkarın baklayı dilinizin altından olsun bitsin bu iş…

Niye bu milletle dalga geçiyorsunuz ki?

Bu ulusun çocukları sizin herhangi bir kişi veya kurum kuruluş ile olan “muhalifliğinize, uyumsuzluğunuza“ kobay” olmak zorundalar mı?

***

Şu sıralarda televizyonlarda Milli Eğitim bakanlığının görevlendirdiği bir takım adamların bazı illerde yaptıkları temaslara yer verilmektedir.

İnsan seyrederken utanıyor; bu ülkeyi bizler kimlere emanet etmişiz meğer diye…

“İkna odaları” tabirini bu parti ve yandaşları çıkarmıştı “türban” eylemleri sırasında, şu anda da devletin kendi “özel dershane” sahiplerine “ikna odaları” kurmuş…

Dershane sahiplerinin ve burada görev yapanların hiç birinin bu konudan haberi yok, kimse kendilerine “niye dershane açtınız” diye bile sormamış ama “ben kapattım” diyor…

Dünyanın neresinde hangi ülkesinde hatta hangi ilkel kabilesinde bile böyle bir şey var?

Kurulurken ne verdiniz ki kapatılmasına karar verme hakkını kendinizde buluyorsunuz?

Eğer işletme sahibi gerekli kazancı ve verimliliği sağlamazsa zaten sizi beklemeden kapatır, salak mı?

Bir tek sizin mi kafanız “ticarete” yatıyor acaba?

***  

Maliye bakanlığının da açıkladığı gibi; özel dershanelere giden öğrencilerin çoğu gelir düzeyi düşük ailelerin çocukları, zaten zengin çocukları özel dershanelere bile gitmeden “özel öğretmenler” tutarak “eğitim” noksanlığını telafi edebilmektedir.

Özel dershanelerin kapatılması halinde zenginler için hiçbir şey değişmeyecek; ama olan yine  fakir fukara gelir düzeyi düşük ailelere ve çocuklarına olacak…

Devletin görevi vatandaşlarını mutlu etmek refah düzeyini artırmak, dünya medeniyetinden pay almasını sağlamak değil midir?

Şu anda devletin “iktidarın” bunu sağladığını söylemek mümkün mü?

O halde nedir devletin halkına reva gördüğü bu “eğitim işkencesi”

***

Hadi bunlar böyle, kendi kafalarının doğrultusunda gidiyorlar. Peki, bizlere ne oluyor?

Görmüyor musunuz bu hükümet halkını vergi ve borç sarmalına hatta batağına sokarak dünya nimetlerini ve medeniyetini yaşamasın, diyor…

Almanya da 18-20 Bin Euro’ya yani yaklaşık 50 milyara satılan bir aracın alınan vergiler yüzünden Türkiye’deki satış fiyatı 150-180 Milyar liradır…

Evet, haklısınız tuvalete bile arabayla gitmeyi seven bir ulusuz, ama dünya insanlarının rahatlığını neden yaşayamıyoruz, diye sormuyoruz inanın ben merak ediyorum…

İktidar onla bunla ters düştü kavga ediyor falan gibi hikayelere girmeyeceğim. Benim derdim dershanelerin kapatılması halinde bu işin “özel öğretmenler” bağlamında “merdiven altına” ineceği, ayrıca;

Milyonlarca öğrencinin yaklaşık 900 bin öğretmenin göreceği zarardır…

***  

Kısaca isterseniz alternatif eğitim isterseniz paralı eğitim isterseniz tamamlayıcı eğitim deyin hiçbir şey ifade etmez, çünkü dershaneler bugünün reva gördüğünüz eğitim sisteminde “büyük bir ihtiyaçtır”

Ve eğitimi “dershanelere” muhtaç edenler de bizler değil sizlersiniz…

Bir takım kişi ve oluşumların talebini karşılamak için “Kapatacağız” diyorsanız ya bence “kapatamazsınız…”

***

Ha sorun bazı güç odaklarının varlığından duyulan rahatsızlık ise; milyonlarca öğrencinin binlerce öğretmenin ne suçu var? Sıkıntıya sokmadan kavga ve kargaşa çıkarmadan buna çözüm üretmenin hiç mi yolunu bulamadı yüzlerce danışmanınız merak ediyorum…

Anne ve babalara sesleniyorum; hadi anladık “ülkenize” değerlerinize kazanımlarınıza bayrağınız andınıza topraklarınıza sahip çıkmayı beceremediniz, bari “çocuklarınıza” ve onlarına “geleceklerine” sahip çıkın ve gereğini hiç vakit kaybetmeden yapın…

Ya da ağlamaktan sızlanmaktan “vazgeçin…” Ne şiş yansın ne kebap, kaldı mı böyle bir yaşam…

Hayırlı CUMALAR…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..