Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı

Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
 

Bir kere, sabah erkenden kalkıyorsunuz. Tertemiz ve telaşsız bir havaya pencererinizi açıyorsunuz önce. Odaya o güzelim havanın dolması gerekli. Hele de konuklarınız varsa ve bu kahvaltıyı biraz abartacaksanız, iki saat kadar önce uyanmanızı öneririm. Kahvaltı hazırlamanın tadı, kahvaltı etmekten çok daha fazladır kanımca.

Çayı en son demleyeceksiniz, acımaması lazım. Onun için hemen çaydanlığa saldırmayın lütfen. Önce masa örtüsünü serin, tabak çatalı yerleştirin ki, ondan sonra mutfakta hazırladığınız her tabağı masaya koyabilesiniz.

Peynir ve zeytin tabaklarıyla başlayabiliriz. Erzincan ve İzmir tulumları, kaşarlar, beyaz peynir, yarım yağlı peynirler, tavuk ve dana jambon hemen el altında bulunabilecekler. Yeşil ve siyah zeytin, ceviz ve fındık, tereyağı, bal, reçeller, helva...Nasıl mutlu olmazsınız!

Haşlanmış ve küçücük doğranmış yumurtaları, yıkanmış ve yine aynı küçüklükte doğranmış bolca maydonozla harmanlayın. Üzerine tuz, zeytinyağı ve limon gezdirin. Salatalık, domates, havuç doğrayın. Masanın üstü şenlenmeye başladı.

Çay için şeker, tuz ve karabiber de masaya konduktan sonra artık çayı ocağa koyabilir ve siz portakal ve narları sıkmaya başlayabilirsiniz. Evet, elbette meyve suyu olmadan da kahvaltı keyifli olabilir ama güne ne kadar keyifle başlarsak öyle devam edecek, düşünsenize...

Meyve suları ve çay aynı zamanda mutfakta mis gibi kokmaya başladı. Sıra ekmeklerde. Kahvaltı ekmeği mutlaka sıcak olmalı. Kızarmış olmayabilir. Fırından yeni çıkmış, insanı deli eden kokular saçan bir francalaya kimsenin “hayır” diyemeyeceğini biliyorum ama biz fırın yakınında değiliz ve çavdar ve sütlü ekmeklerimizi kızartarak kendimizi sevindiriyoruz. Yağ ve balla birleşince, biraz sonra, muhteşem olacaklar.

Börek varsa onların da ekmekle birlikte ısıtılmaya başlanması gerekli. İkinci kez ısıtıldığında, inanılmaz sertleşecek ve can sıkacaklar çünkü. Ve o arada da konukların ve işi olmayan ev sahiplarinin de masaya oturması lazım.

Siz biraz telaşlı ama keyifle boşalmakta olan tabakları izleyip, beğeni dolu sözleri, bir uçtan diğer uca sürüklenen muhabbeti, cam çay kaşıklarının bardakta çıkardığı tınıyı dinleyerek mutlu olabilirsiniz artık.

Kahve, sohbetin bahanesi olabilir, ama kahvaltı bir bahane değildir. Kesinlikle değildir. Kahvaltı sofrası bu özüne uygun özenle hazırlanmalıdır o nedenle.

Kahvaltı ağırbaşlı değil, uçarıdır; güzel değil, sevimlidir; seksapeli yoktur ama çekicidir; her yere yakışır, dağ başına, sahile, balkona, bahçeye...Antep işi örtülerin üstünde de gazete kağıdının üstünde de aynı keyfi alırsınız kahvaltıdan.

Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı...

 
Toplam blog
: 13
: 1247
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Neredeyse 50 yaşıma kadar şehrin hep "yukarısında" yaşadım. Alışveriş merkezleri, kafeler, "şık" mek..