Kahve efsaneleri

Bu tatil gününde kahvemi yudumlarken, kendisi gelmeden kokusu gelen, o küçük çekirdeklerinde türlü efsaneler ve geleneklerin saklı olduğu, fincana bıraktığı izlerlerle geleceğe dair yorumların yapıldığı, tüm dünya tarafından tüketilen, içtiğim bu sihirli içecekten bahsetmek istedim. Gecmisi 14. yuzyila kadar giden, dunya yolculuguna Guney Habesistan'dan baslayan bir icecek kahve... Kahvenin keşfedilişi hakkında tarihi, dini birçok efsane vardır. Bunlardan en yaygın efsane, Habeşistan’ın Kaffa yöresinde yaşayan Kaldi adındaki bir çobanın hikâyesidir. Kaldi, sürüsünü otlatmaya gittiği günlerden birinde, bazı koyunların bir takım meyveleri yediğini ve daha sonrasında gece geç saatlere kadar çok hareketli olduklarını fark eder. Sonra kendiside aynı meyvelerden yiyerek enerjisinin arttığını hisseder. Durumu hemen manastırdaki keşişlere anlatır. Hikâyenin gerçek olduğunu anlayan keşişler, kahve meyveleri, daha uzun süre ayakta kalarak daha çok dua etmek ve daha fazla çalışmak için kullanmaya başlarlar. Bir ikinci efsanede, yine Habeşistan da meydana gelmiştir. Burada çıkan büyük bir yangın sonucunda binlerce kahve ağacıda yanmıştır tabi ortaya da inanılmaz bir koku yayılmıştır. Çiftçilerin yapabildikleri tek şey sadece yangından arta kalanları kullanmaya çalışmak olmuştur. İşe yarar tek şey kavrulmuş kahve çekirdekleridir. Efsane doğruysa bu yangın, tüm dünyayi saracak olan bu tadin kâsifi olmuştur. Yemende yaşayan Şeyh Şazili kahveyi ilk içen kişi olduğuna da inanılır. Hatta Anadolu’nun bazı yerlerinde kahve içerken Şeyh Şazili’nin ruhuna Fatiha okunur. 16 yy’lın Arap kökenli yazarlarından Ceziri’ye göre kahveyi ilk “Ez-Zebhani” içmiştir. Hatta her hastalandığında kahve içtiği ve sonrasında iyileştiği söylenir. Son rivayetimiz kahveyi ilk Süleyman Peygamberin içtiğidir. Hz Süleyman Cebrail’in buyruğu üzerine kahve çekirdekleri kavurup bundan içecek hazırlamış ve yolculukları sırasında bilinmeyen hastalıklara yakalanan insanlar bu içeceği içirip iyileştirmiştir. Kahvenin Avrupa’ya, Viyana kuşatması sırasında Türler tarafında bırakılan birkaç çuval kahve ile girdiği söylenir. 15. yy’da, kilise, Papa 8. Clement’i kutsamaya karar verene kadar kahveyi şeytanın içeceği olarak duyurmuştur. 17. yüzyılda bilim adamları kahvenin zehir olduğuna inanmışlardı ve kıyamet gününde, kahve içmiş olanların mezarından kahve kadar siyah kalkacağını söylemişlerdi. 18. yüzyılda İsveç Kralı 3. Gustav yanlışlıkla kahvenin tamamen zararsız olduğunu ispatlamıştır. Zehir olduğuna inanarak insanların kahve içerek idam edilmelerine karar vermiştir. Fakat suçlular aksine kahveyi yüksek dozda aldıkları halde suçlular 80’lerine kadar yaşamışlardır. Yazımı Brezilyalılar'ın kahve ile ilgili sözleriyle bitiyorum. “Kahveyi gece kadar karanlık, cehennem kadar sıcak, kadın kadar tatlı içeceksin”