Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '09

 
Kategori
Mizah
 

Kahve molası

Kahve molası
 

Yaşlanmak kaçınılmaz olsada her şeyde olduğu gibi “adam gibi yaşlanmak” lazım diyorum


Evet dediğinizi duyar gibiyim. Pekiyi, neden istersiniz? Bunun bir nedeni olmalı. Acaba okuduğunuz mitoloji kitaplarından mı etkilendiniz? Veya çocukluğunuzdan beri duyduğunuz çoğu masalda sonsuz yaşam övüldüğü için mi?

Bin yıl yaşarsanız, ne yapacaksınız?

Sevmediklerinizin varlığına zor katlandıklarınızın sonunu mu göreceksiniz? Ama o zaman onlar da en az sizin kadar yaşayacaklar. Sevdiklerinizi daha fazla görmek için mi? Ama ne kadar görürseniz görün, yine yetmeyecektir.

Mesleğinizi daha fazla yapmak için de olamaz. Örneğin futbolcu iseniz ve 30 yaşında olduğunuzu farz edelim, yine oynayabileceğiniz süre üç-dört yıl. Kalan 965 yıl ne yapacaksınız? Veya akademisyen iseniz, daha kaç on yıl sağlıkla çalışmayı umuyorsunuz?

Eğer uzun yaşamaktan bütün beklentiniz gökyüzünü seyretmek ise, gözlerinizin kaç yüzyıl daha görebileceğini sanıyorsunuz? Dahası gökyüzünün o kadar zaman sonra görülebileceğinin bile garantisi yok.

Ama 15. kuşaktan torunlarınıza ballandıra ballandıra anlatırsınız;

“Bizim zamanımızda bir hayvan vardı, balık diye. Bayıla bayıla yerdik. Biz o zaman sizin kadar şanslı değildik. Suyla yıkanırdık” diye.

40 yaşında emekli olduktan sonra kalan 690 yıl ne olacak. Ne kağıt oynamakla geçer ne de okeye dönmekle.

Büyük bir ihtimâlle kendi işinizi kurmayı, size uygun bir kimse ile evlenmeyi umuyor olabilirsiniz. Bunu bir ömürde yapamazsanız, bin yılda nasıl yapacaksınız?

Sevgilinizle daha çok bir arada olmak da iyi bir neden olabilirdi, ama hangi sevgili sizi yüzünü kırış kırış olduğu, kemiklerinizin beyaz peynire döndüğü ve iki hemşirenin yardımı ile yatağınızda doğrulup 600. doğum günü pastanızdaki mumları üflerken yanınızda olmak ister. O çoktan 250 yaşlarında bir başkasını bulmuştur bile.

Tıp dünyası sevindirici bir haberle çalkalanıyor; Dünyanın en yaşlı kobay faresi 136 yaşına bastı. ABD’nin Michigan eyaletinde bulunan University of Michigan Tıp Okulu’nda gerçekleştirilen yaşlandırmayı geciktirme deneylerinde kullanılan bir Yoda adlı kobay faresi insan yılıyla 136 yaşına girdi.

Mutlaka bin yılda gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz projeleriniz vardır. Bunun için sizin de zavallı Yoda’ya yaptıkları gibi tiroid bezlerinizi alırlar ve insulin oranlarınız düşürülür, sizde hedeflerinize ulaşırsınız.

Belki de Almanya’daki Freiburg Üniversitesi’ndeki moleküler genetik uzmanları Maren Hertweck ve Ralf Baumesiter’in C-.elegans adındaki solunca buldukları gen sayesinde uzun yüzyıllar yaşarsınız.

Ama farkında mısınız, sizin bir ömürde çözülmeyeceğini düşündüğünüz sorunlar, bu sayede yüzyıllar boyunca sürecek. Örneğin yeni ömrünüzün baharında, şöyle üç yüz- dört yüz yıl sonra da, yine televizyonlarda yarışma programlarındaki jürilere sinir olacaksınız.

Dahası nüfus artışından ve kıt kaynaklardan dolayı başka sorunlar da olacak. Bütün bunlara değecek mi?

Üstelik sizi kızdıran sorunların sorumlusu olarak gördükleriniz de sizinle aynı yaşlarda olacak. Hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü siz değişmiyorsunuz.

Japonların çok güzel bir sözü var: “Sis yelpaze ile dağıtılmaz” diye. Siz sise karşı da bir şey yapmıyorsunuz, yelpazeyi de sallamıyorsunuz. Ama ömrünüz bin yola uzarsa, o yelpaze ile sisi dağıtmayı ümit ediyorsunuz.

Yanlış yapıyorsunuz.

Bin yıl yaşamak hiçbir şey için çözüm değil. Siz olan süreyi iyi değerlendirmeye bakın.

 
Toplam blog
: 13
: 541
Kayıt tarihi
: 19.03.09
 
 

İstanbul' da yaşıyorum... İşletme 3.sınıf devam ediyorum...Bir kamu kuruluşunda Halkla İlişkilerde ..