Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

14 Eylül '16

 
Kategori
Öykü
 

Kahve Sohbetleri 1

Kahve Sohbetleri 1
 

2016 Şubat Başları, Ankarada sıradan pek çok kafeden biri
 
    İhtiyar adam yaklaşık elli yıl sonra bir sosyal paylaşım sitesinden adını gördüğü yazışıp selamlaştıktan sonra buluşup bir kahve içmeye karar verdikleri eski arkadaşını bekliyordu. Odtü den ayni yıl mezun olduktan sonra her ikiside kendi yoluna gitmiş ve bir daha hiç karşılaşmamışlardı. İhtiyar adam , burslu olarak okuduğu askeriye de çalışmaya başlamış, ayni yerde 45 yıllık evli olduğu karısıyla karşılaşmış,   evlenmiş ve birlikte çocuk yapmamaya karar vermişlerdi. Aile içerisinde büyük patırtı çıkaran bu karara,once alışılmış, daha sonra kabul edilir hale gelmişti.  Bu gün neredeyse yalnız, orta yaşın üst sınırında iki yaşlı olarak sakin ve basit bir yaşam sürdürüyorlardı. Arkadaşı ODTÜ iken sıkı devrimci idi, devletle başı pek çok kez derde girdiği için kamu da iş bulamamış ilk günden özel sektörde çalışmaya başlamıştı. İyi bir makine mühendisi olduğundan zaman içerisinde işlerini geliştirmiş eski devrim sloganlarını unutup evlenip çoluk çocuğa karışmıştı. 2015 de artık çalışmaktan vazgeçmiş işlerini boğaziçili ve MİT masterlı makine mühendisi olan oğluna devretmiş, boşandığından iyice yalnız kalıp kendini siyasete vurmuştu. Eski devrimcilik günlerinden tek arta kalan sıkı bir AKP ve CHP karşıtlığı olduğundan, kendi deyimiyle bağımsız siyasetçi olarak kalmış başka bir deyişle 1968 lerde olduğu gibi derdini gene kimseye anlatamaz olmuş, siyasi görüşleri gene havada kalmıştı.
   İhtiyar adam birden kulağının dibinden gelen kalın ve boğuk sesle irkildi, birisi ;
'' Ne oldu ihtiyar derinlere dalmışsın midyemi çıkarıyorsun''
Kafasını cevirdiğinde yıllar sonra görebildiği arkadaşına
'' ne midyesi bu satte diye homurdandı midye sabah çıkarılır, sen nerelisin eleşkirtli mi, bu arada iyice yaşlanmışsın'' yüksek egosunu ağır basarak birde bana bak diye devam etti aramızda yirmi yaş fark var gibi duruyor neredeyse sana ağabey diyeceğim
El sıkışıp sarılırken, arkadaşı
'' Hadi orada ihtiyar diye söylendi arkadaşların  AKP ye girip ihaleler aldı üç beş kere hacca gitti, sen hala bıraktığım gibi gariban oturuyorsun''
İhtiyar adam adeti olduğu gibi cevap dahi vermeyip arkadaşına sarılmak la yetindi.
Bir süre oturup birbirlerini inceleyip hangisinin daha yaşlı ve çökmüş olduğuna karar vermeye çalıştılar. Sonunda ihtiyar adam, 
''kabul et diye homurdandı, ikimiz de birbirimizden boktan görünüyoruz artık bunu içimize sindirmemiz lazım''
Kısa bir sessizlikten sonra arkadaşı kafasını salladı haklısın dedi mal meydanda
Bu arada sipariş almak için bekleyen garsona da tepemizde dikilip durma biz seni çağırırız diye söylendi.
Arkadaşı 
''çok huysuz adamsın diye homurdandı Okuldayken de böyleydin devrimci fikirlerin ateşlendiğ o 60 lı yıllarda baba kitapların hepsini ilk sen okumuştun, biz ise hala devrimi spor sahasına yağlı boya ile yazıp ara sıra polisle çatışmak zannediyorduk, çok iyi bilmene rağmen hiç bir toplantımıza katılmadın hiç bir eylemde bulunmadın , 68 lerde senin ajan olduğuna inanmaya başlamıştık hatta bazıları seni temizlemeyi bile düşündü karşı çıkanlar ise  Hüseyin, Yusuf ben idik bu arada şehir dışında olan Sinan da duyunca kıyameti kopardı, böylece yırttın ihtiyar, sevildiğini bil''
İhtiyar adam omuzlarını silkti ve
'' çok umurumdaydı sanki diye homurdandı. Doğru, baş yapıtlarınızı sizden önce okudum çünki insanların beni siyasetin arkasına saklanarak kandırmalarından hoşlanmam. Eylem ve toplantılarınıza gelince, biliyorsun ben askeriye hesabına okuyordum ve devamlı takip altındaydık. Ailem büyük ihtimalle bursum kesilirse beni okutamayacakıtı, anlayacağın okulu bitirememekten korktum açıkçası. Doğal olarak bu sizin fikirlerinizi desteklemediğim anlamına gelmez, rahmetli Sinan lada Huseyinlede Yusufla da defalarca bunu konuşup tartıştık , özellikle Sinanın telkiniyle beni geniş cephe içerisinde bırakmayı kabul ettiler,geniş cephe o dönemde işçi köylü sınıfını na bürokratları ve sıradan insanları katmak için Mao nun bulduğu bir yöntemdi. Sen bunları bilmiyormusunki bana anlattırıyorsun,ne luzumsuz adamsın
Arkadaşı huysuzlanma dedi ve ilave etti sana kalsak biz kahvede içemiyeceğiz  ve gülümsedi, senin şimdi üç aylık bitmiştir bırak ta ben ısmarlıyayım
İhtiyar adam terslendi haddini bil diye homurdandı ben senden hem bir yaş büyüğüm hem de burası benim evime yakın, edepsizliği bırakta şu dikilip duran adama ne istediğini söyle
Arkadaşı inadına hay allah dedi bari ucuz bir şey seçeyimde bütçen zorlanmasın. gelen garsona  İrlanda kahvesi istiyorum dedi bailey  ile hazırlayın, sakın başka bir şey koymayın hemen anlarım ve sana zorla içiririm sonra sordu; sen ne içiyorsun ihtiyar  double espresso dedi ihtiyar adam yanında Konyak napolyon vsop olsun. Sıradan konyak getirirsen hemen anlarım ve seni ona teslim ederim sakın deneme.
Garsonun, bu iki tuhaf ihtiyarın davranış biçiminden ödü kopmuştu, en iyisi siparişleri getirip görünmemek diye düşündü.
Arkadaşı'' senle görüşmeyeli zevklerin incelmiş ve ve iyice rafine olmuş bunları karşılayabilecekmisin ihtiyar ancak bu sefer homurdanmadan cevap ver senin ağzından homurtudan başka birşey çıkmazmı
İhtiyar adam, baileyli irlanda kahvesi sipariş etmeden bunları düşünecektin homurtulara gelince senin orta kulakta bir problemin var galiba, bütün konuşmaları homurtu olarak algılıyorsun.
Kısa bir sessizlikten sonra arkadaşı, istersen sana görüşmediğimiz 50 yılda sana ne yaptığımı anlatayım. Ihtiyar adam sokuşturdu doğru dedi devrim için nasıl büyük kapitalist olduğunu dinlemek enterasan olacak
Arkadaşı aldırmadı ve devam etti
'' ODTÜ den mezun olduğumuz gün, devrim olacağına kesin inandığımızdan diploma törenini engelledik seni dahi o gün göremedim. Sonra iş aramaya başladım polisteki kaydım nedeniyle hiç bir devlet kurumuna beni almadılar ben de ata sanayide bir torna atölyesinde çalışmaya başladım Ustam iyi adamdı bana bildiği herşeyi öğretti ancak çıraklara ödediği parayı ödedi,tipik sömürü düzeni anlayacağın. Bir gün dükkana çalışmayan çok eski bir motor getirdiler ve çalışması için o güne göre epeyce para teklif ettiler usta bana baktı ne dersin dedi bu motoru daha önce görmüştüm yavaşça işi al usta dedim ben hallederim.Ustam bak mühendis dedi beceremezssen itibarım mahvolur ben de seni bir temiz döverim. Al usta yaparız dedim ve usta bir süre tereddütten sonra motoru aldı. Ben üç gün hiç uyumadan motoru dağıtıp kırılan parçayı buldum ve ustaya gösterdim, baktı ben bu parçayı yaparım  dedi,yaptıda .Sonra motoru toplayıp işi teslim ettik.Usta belli etmiyordu ama o gün beni oradaki kebapçıya götürüp döner ısmarladı ancak beş kuruş para vermedi. Daha sonra bu tip işler hep geldi ve her seferinde hallettim.Usta bana ufaktan para da vermeye başlamıştı.Bir  sabah tuhaf bir şekilde bana çay ısmarladı ve artık kendi işini kurmalısın evlat dedi. İyi de usta dedim verdiğin parayla ben on beş gün geçinebiliyorum birde iş nasıl kurarım. Usta devam etti arka sokakta ismailin torna atölyesi var .İsamailin ölümünden beri kapalı karısıyla konuştum o dükkanı sana tutacağız tezgahları iyidir, bakımlarını da beraber yaparız. Motor işinden epey para kazandım bunların yarısını senin için bir kenara ayırmıştım o parayla altı aylık kiranı ödedim yarın sabah beraber gider dükkanı açarız bu arada dün bir motor  daha geldi oda senin ilk işin. Ustayı hayretle dinlemiştim benim bildiğim o beni sömürecekti ben ona çırakları ayartıp başkaldıracaktım ve kendi düzenimi kuracaktım, kitaplarda böyle yazıyordu, işte ihtiyar o gün devrimci söylemleri daha farklı anlamaya  başladım.
İhtiyar adam dayanamadı, ''bu kapitalist olmaya başladığın tarih herhalde dedi keşke bir yere kaydetseydin''
Arkadaşı '' Kopasıca sivri dilin bunca seneye rağmen yuvarlanmamış, edepsizlik etme de dinle; Çalışmaya başladıktan sonra dükkanda işler çok iyi gitti artık Ankaradaki tüm eski makinelerin tamircisi olmuştum, Bu arada Ustam öldü bana bunca iyilik yapan adamın ailesini çaresiz bırakmak istemedim, piyasaya olan bütün borçlarını ödedim ve kızının da düğününü yaptım, dükkanını ve tezgahlarını çok iyi bir fiyatla satın aldım. Biliyormusun ihtiyar bunları ilşk kez birine anlatıyorum ve bu biride hayatımda tanıdığım en huysuz ancak en ketum adam, inanılır gibi değil. Her neyse ustamın dükkanını pırıl pırıl son model cnc tezgahları olan bir imalathaneye çevirdim ve işler daha da gelişti ve 2000 başına geldik. İhtiyar ben şimdi bir mola vereyim biraz da sen öt bakalım.
Pekala dedi ihtiyar adam ve devam etti
'' Biliyorsun ben askeriye hesabına okudum. mezun olunca tayinimi staj için kkk ne çıkardılar burada uzun süre kimyasal silahlara karşı korunma tedbirleri ile uğraşan ancak bu işi hiç yapmayan bir bölüme verdiler. O bölümün başkanı oldukça titiz ve ayni ölçüde geçimi zor bir insandı,ondan çok şey öğrendim, en azından bir bürokratın eğer isterse bir işi nasıl sürünceme de bırakıp yapmayacağını öğrendim bu da bir şey çünkü sonraları çok kullandım.Derken  günün birinde dairenin başkan yardımcısıyla aramızda çok sert bir tartışma geçti ve ilk tayin listesinde ben Konyaya sürüldüm. Zor günlerdi eşim de çalışmayı bıraktığından ciddi para sıkıntısı çekiyorduk. Bir gün ziyaretime  Tukaşın genel müdür yardımcısı eski bir mühendis subay geldi. Bizlerden çok eski olduğu için gereken hürmeti gösterdim ve yardım ettim. Laf arasında artık askeriyedeki işin sonuna geldiğimi, ve ayrılarak ABD ye yerleşeceğimi söyledim. Gerçekten karısı amerikalı olan bir yedeksubay yardımıyla oradaki işleri halletmiştim sadece istifa zamanı olan Ocak ayını bekleyip ayrılmam gerekiyordu.Adam çok üzüldü ve hemen harekete geçmemem için bana adeta yalvardı ve gitti. Çok kısa bir süre sonra Ankara kkk den bir telefon aldım , beni daire başkanı aramıştı ve acele görüşmek istediğini söyledi.Gittim tabii, bana söylenen; çalıştığım  yerde hizmet süremi tamamladığım, ve beni Ankaraya almayı düşündüklerini, bunu isteyip istemediğim idi . Bende kartları açık oynamayı tercih ettiğimden ocak döneminde istifa edeceğimi söyledim. Kapıyı kapattırdı ve içeri girişi önleyen kırmızı düymeye bastı.Bak , ben amerikadan mezun oldum ve okurken de orada çalıştım seni tanırım ve amerikalılarla yapamıyacağını biliyorum gel bu işten vazgeç ve seni buraya alalım beraber çalışalım dedi. Neticede bilinmeyen bir maceraya atılmaktansa  düzenimi bozmayıp bir süre daha kalmaya karar verdim. İş te benim de anlatacağım bu kadar şimdilik sen devam et bakalım.
Arkadaşı;
'' Seni de dinleyen bir bok manlattığını zanneder, askeriye maceralarını hep kısa geçiyorsun, arada bana anlatmadığın bir dolu şey olduğunu adım gibi biliyorum,hadi öt bakalım ayrıntiları''
İhtiyar adam bir süre arkadaşına uzun uzun baktı ve kafasını salladı
'' Bak dedi sana herşeyi anlatamayacağımı buraya gelmeden anlamşsındır diye düşündüm, ancak gördüğüm kadarıyla tipik kapitalist taktiği ile ne kaparsam kardır diye düşünüyorsun. Avucunu yalarsın ihtiyar aynı yollardan beraber geçtik, bana yediremezssin.Ayrıca sen hiç Amerikan filmi seyretmedinmi, bunları sana anlatırsam seni öldürmem gerek.
Bana bak dedi arkadaşı kültür emperyalizminin sömürü  parçalarından alınmış sloganlarla karşıma gelme külahları değişiriz.tekrar ediyorum ayrıntıları öt.
İhtiyar adam bir süre daha arkadaşına baktı, ancak gözlerinde şaka göremedi, gerçekten birşeyler öğrenmek istiyor gibiydi ve devam etti
'' Bak ihtiyar, beni hiç bir biçimde ve hiçbir yöntemle korkutamıyacağını biliyorsun, ben yaşamım boyunca o kadar ölüme dokundum ki artık ne o bana aldırıyor ne de ben ona. Anladınmı, bir daha anlatayım mı? ''
Arkadaşı iyi diye homurdandı ne bok yersen ye bütün keyfimi kaçırdın. Şimdi benim kalkmam gerekiyor arayı uzatmadan tekrar görüşelim bir sürü şey konuşmalıyız.
İhtiyar adam '' Hangi bakan la iş bağlamaya gidiyorsun sana anlatmadılarmı ölünce insanı bir kaç metrelik beze sarıyorlar ve cebi yok''
Arkadaşı kahkahayı patlattı sen ayda mı yaşıyorsun, bazı giysilerin de cebi ve düğmeleri yok ama millet bir yolunu buluyor, yeryüzüne in oğlum yukarılarda fazla yaşıyamazsın.
İhtiyar adam arkadaşına sarılırken defol git artık diye homurdandı buluşmak için sen beni ara ,benim vaktim bol
Kapıdan çıkarken arkadaşı bir direğin arkasına saklanmaya çalışan garsonu gördü;
Bana bak dedi irlanda kahvesi yerine filtre kahvenin üzerine Bailey karıştırıp getirdiğini anlmadığımı sanma gene geleceğim ve bunun hesabını vereceksin, senin konyak nasıldı ihtiyar
'' sıradan konyaktı vsop değildi, tekrar geldiğimizde giderken bunu da götürelim de bir soralım bakalım''
Rengi iyice beyazlaşan garsona aldırmadan  ,Gülerek ayrıldılar
 
 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..