Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '09

 
Kategori
Deneme
 

Kalbini Seç!

Yüreğimin solgun yüzü akar kana ve edebin latifliğinde sarılır temaşa sargılara. Ruhumu okşar salihane düşünceler rüzgârı, fevkalade değerinde aksederken gökyüzündeki yıldızlar, ben toplamaya çalışırım, kalbime sürur ederim bir gün diye.

Duygularımı muştular kuşatıyorken ve gün geçtikçe muhabbet hislerimi sorguluyup gönül bahçemi soluksuz bırakıyorken, durmak gerektiğini bilirim. Kadirşinaslık hükmederek fedakârlık nükseder ve zaman anıları sunar ömür tepsime.Yıllara sâri es geçtiğim uhdeler neden şimdi sıralanıyor ki.

Kuruntular sokağında oturmamıştı bu gönül oysa ve oturmamalıydı. Böylece kalp vuzuh bulmalıydı. Çünkü kuşku ve kaygılar belirsizliğin ve kişiliksiz nefeslerin derdiydi. Yanılgılar denkliğinde nefesi karanlığa boğmak, kıskançlık ve hırs ile kalbimizi çapalamak hüzne yatırım yapmaktı. Niyet aslolan güzelliğin renklerinde titreşimleri anlayarak ve hâsıl olacak yaşama kıymet bahşederek tecrübe edinmekti. Biliyoruz ki her nefes niyetinin hâsılatını toplar…

Yılların dokunamadığı yılgınlığımı ve gönlümü koydum ortaya, o zaman uzun soluklara açıldı pencereler. Hissettiklerim çoktan bölünmüştü cesaretin kibire denk düşen çıkmaz sokağında.Bir şeyler kalbimin kuraklığına engel oluyordu ya da ben kuraklığıma engeldim edebin bereketinde bilemiyorum.Ama kaybetmekle kalmayıp kaybedenden yana olma gibi bir tavırda takınınca silik ruhlar, işte o zaman hayat bir keşmekeşe dönüşür ve kabre girmeden nedenler neticeleriyle sırra mühür basar, geçte olsa anlamıştım artık.

Acılar, karalar ve insanlara duyulan öfkeler yâd edilir, içli bir gezintiyle geçmiş yılların yolculuğu da meşakkatli olur aslında. Kirpiklerde asılı kalan damlalar gibi, eğreti durur dudak kenarındaki tebessümler. Soluk sarının hâkim olduğu zaman, asılı kalır küflü duvarlarda.

Bilinir bir şey değildir ki çektiğimiz acılar. Zamansızdır, anidir ve apansız olur gelişleri. Kuşanamazsın kahramanlık zırhını, koruyamazsın kendini. Ne derece yaralandığını, zaman içinde anlarsın, sonra kaldırırsın saklanacakların arasına. Öfkeni saklamak için karanlıkların içinde bir kuytuluk seçersin gizlice. Kapağını hiç açmak istemediğin, sandıkların en altına koyarsın nazikçe. Üzerine en ağır eşyaları yığarsın sıkıca. O an için sindirirsin kendini, içinde sevdiklerinde olduğu için. Kapaklar kapanıp, kilitleri vurduğunda, duyumsamazsın artık öfkeni. Geçmiştir, acı da olsa yaşananlar ve artık solmuş olmalı geçmişe ait canhıraş anılar… Eğer takılı kalırsan inatla isli kara duvarda, yeniden açılır kapalı sandıklar, işte o an;

Bir kalp kapanmıştır sanırım, hikmetin sonsuzluğuna.

Bir kalp de açılmıştır sanırım, hikmetin sonsuzluğuna.

Hangi kalbi seçeceğiniz ise sizin elinizde!


 
Toplam blog
: 4
: 864
Kayıt tarihi
: 21.08.09
 
 

1983 Sivas doğumluyum. Cumhuriyet Üniversitesi / Şebinkarahisar Yüksekokul-Halkla İlişkiler bölümü m..