Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Kaldırılsın biiir, kaldırılsın ikiiiii, kaldırılsın üüüç, kaldırıyorum.

Kaldırılsın biiir, kaldırılsın ikiiiii, kaldırılsın üüüç, kaldırıyorum.
 

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ülkemde kurtlar bir vadiye inmiş.

Kurtları çok seven memleketimde bazıları bundan rating kokusu alınca bir de dizi yapmışlar. Baba filmlerine özenti, Jean Claude Van Damme ile Steven Seagal’in bile ağzını açık bırakan dizinin her bölümünde, en az 50 kişi öbür dünyaya göç ederken, dizi kahramanlarının girdikleri onlarca bina yerle yeksan edilmiş.

Yayınlandığı her gece, şiddeti çok seven milletimin insanları ekran başına koşmuşlar ve caddeler boşalmış. Ortalama bir insanın beş saat televizyon seyrettiği yurdumda, çoluk cocuk bu diziyi izlemiş.

Aklı başında izleyicilerin yalvarmaları yetmemiş. Yapımcılar sanki herkes eğitimli imiş ve yurtta başka sorunlar yokmuş gibi "Efendim, beğenmiyorsan seyretme" moduna girmişler.

Demokrasiyi sadece kendilerine laf söylendiği zaman hatırlayan dizinin sakinleri (sakin dediğime bakmayın sadece sözün gelişi, bunlar tabanca ile geziyorlar ve her beş dakikada bir adam vuruyorlar.) bir tek şeyi unutmuşlar. Demokrasi denilen şey bir başkasının hakkına tecavüz edildiği yerde biter. Elinde tabanca ile sürekli ölüm kusan film ya da dizilerdeki kahramanlar, çocukların ve gençlerin pozitif bir ortamda büyüme hakkına tecavüz ederler.

Toplumda şiddet zaten var. Eşlerini, çocuklarını devamlı döven insanların yaşadığı bir ülkede, üstüne bir de televizyonda izleyerek sanki normalmiş ve kanıksanmış görüntüsü verilmesine ihtiyaç yoktur.

Eğer amaç halka gerçekleri anlatmaksa ya bir belgesel ya da yurt dışında yapıldığı gibi kısa filmler ile bu verilebilir. Yüzlerce bölümlük reklam ve rating kaygısı ile yapıldığı çok belli olan, bu nefret ve kin duygularını besleyen diziler, topluma böyle olayları doğalmış gibi göstermekten başka bir işe yaramazlar.

Çünkü bu dizilerde suçlular, hukuk kurallarına göre değil dizinin kurallarına göre cezalandırılırlar, dolayısı ile ufak bir çocuk ya da buluğ çağındaki bir genç bu yöntemleri ayırt edemez. Ailelere seyrettirme demek bir çözüm olamaz. Onlar eğitimli olsalar bu diziyi seyretmezler.

Okullardaki şiddeti televizyon dizilerindeki şiddetten bağımsızmış gibi algılatmaya çalışmak çok komiktir. Ülkedeki şiddet olaylarını örnek verip “ Bakın bizim dizi sadece gerçekleri yansıtıyor. Türkiye’de ne varsa, bizde de o var” demek basitliğin sorumsuzluğun dikalâsıdır. Televizyondan milyonlar kazanan bu insanlar, parayı cinayet, kan ve intikam vererek kazanıyorlarsa, burada müthiş bir haksızlık vardır.

Yıllarca Amerikan filmlerindeki şiddeti, kendi yaptıkları diziye örnek olarak gösteren Polat ve ahalisini artık görmek istemiyoruz. Gerçekleri bize aydınlarımız, bilim adamlarımız ve ülkeye hizmet için çalışan, doğru ve dürüst siyaset yapanlar anlatsın. Yoksa dizilerde her öldürdükleri adam için bir reklam alanlar değil…

 
Toplam blog
: 48
: 2038
Kayıt tarihi
: 26.12.06
 
 

1964 doğumluyum. İşletme Fakültesi'ni bitirdikten sonra Londra'ya yerleştim ve halen burada yaşamakt..