Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '08

 
Kategori
Ankara
 

Kaldırımda yürümek üzerine bir yazı

Kaldırımda yürümek üzerine bir yazı
 

Fotoğraf: Aydın Tiryaki (18-2-2008, Ankara)


Ankara, Bahçelievler 7. Cadde’de kaldırımda yürüyorum. Bu caddenin kaldırımlarında yürüyenlerin çoğundan farklı yürüyüşümün nedeni. Onların birçoğu bir aşağı bir yukarı öylesine yürürken, ben bir yere ulaşmaya çalışıyorum.

Kaldırımı sokaklar bölüyor. Her sokağa geldiğimde karşıya geçmek kolay olmuyor. Sokaklarda yolun kenarına parkeden araçlar tam kaldırımın karşısına da parketmişler, bu arabalar kaldırımda yürürken kaldırımın devamlılığını engelliyor. Caddede zaman zaman gördüğün trafik polisleri bu arabalara dokunmuyor, sözde sokakta parkettikleri için. Oysa bu arabalar gerçekte kaldırımın üzerinde parketmişler. Çünkü kaldırımın devamına ulaşmak için ya arabanın tozlarını silerek aralarından geçmem gerekiyor ya da caddede hareket eden arabaların yanından geçmekten başka çare kalmıyor.

Kaldırımların tam karşısındaki sokaklara yaya geçidi çizgileri çizilmeli ve kimse parkedememelidir. (Bu notum Çankaya Belediyesi’ne, yapılacağına inanıyorum).

Bu caddede çok kişi yürüyor ya, onun için reklam değeri yüksek. Bunun cezasını da biz yayalar çekiyoruz. Kaldırımların yayaların olduğunu ayrıntı olarak kabul eden belediye her tarafı reklam panoları ile donattı. Ben o panolardaki reklamlara dikkatlice bakıyorum ve o reklamlardaki hiçbir şeyi almamak, kullanmamak için çaba gösteriyorum. “Benim kaldırımımı kapatan reklamdaki ürün bana karşıdır, ben de ona karşıyım” diyorum.

Kaldırımlardaki bütün reklam panoları kaldırılmalıdır. (Bu notum Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne, ancak olacağına hiç inanmıyorum.)

Kaldırımın dar yerine konulmuş otobüs durakları çıkıyor karşıma. Aslında otobüs yolcularını düşündükleri için bu durakları yaptıklarını hiç sanmıyorum. Belli ki otobüs duraklarındaki reklam panolarının hatırına konulmuş kaldırıma. Oysa bu otobüs durakları yaya yürüyüşünü engellemeyecek bir şekilde tasarlanabilirler. Ancak kimin umurunda.

Kaldırımın kenarında büfeler var sık sık. O büfelerin bu kadar büyük olmasına gerek var mı diye düşünüyorum her geçişimde. Yalnızca büfe kadar yer kaplasalar çok sorun olmayacak ancak çevrelerine yayıldıkça yayılıyorlar.

Kaldırımın kenarlarında beton veya döküm mantarlar var, arabalar kaldırıma parketmesinler diye. Hiç uygar görünmeseler de kaldırımdaki en doğru engeller bunlar. Hiç olmazsa yayayı korumaya yönelik olduğunu biliyorum.

Apartmanların yan tarafındaki parklara arabaların girmesi için kaldırımda mantarsız bırakılmış yerlerdeki fırsatı değerlendirip kaldırımı kapatan arabalar çıkıyor karşıma. Eskiden bu arabaların sileceklerini kaldırırdım, şimdi yapmıyorum. Çünkü kaldırımı kapatmış düşüncesiz bir sürücünün bir şehir magandası veya eşkıyası olması olasılığını düşünüyorum, bu da korkutuyor beni.

Yürüdüğüm caddedeki kaldırımı anlattım. Herkesin benzer kaldırımları olduğunu biliyorum.

Kaldırımda kesintisiz yürümek istiyorum. Bir yaya olarak böyle birşey istemek çok birşey istemek değildir.

Ankara, 21 Şubat 2008

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..