Kaldırımlar işgal altında

Ankara Bahçelievler' de 15. Sokak' la 17. Sokak' ın kesiştiği yerde, kaldırımda bir telefon kutusu duruyor. Görme olanağı olanlar o kutuya baksınlar, acaba daha kötü yerleştirme şekli bulabilirler mi?

1. Hiçbir simetri yok, ne kaldırımla ne de bahçe duvarıyla.
2. Kaldırımda yürüyen yayaları engelliyor. Kaldırımdan inmeden yürümeye devam etmek olanaksız.

Bu kötü tasarım için üç olasılık olabilir:

1. Bu kutuları işçiler kendi bildiklerine göre yerleştiriyorlar. Bu durumda neden Telekom'da mühendis çalıştırılıyor.
2. Bu kutuların tasarım ve yerleştirmesini mühendisler yapıyor. Bu kadar kötü iş yapan mühendisler neden çalıştırılıyor.
3. Telekom'da hiç mühendis çalışmıyor.

Birçok sokaktaki telefon kutularını bundan pek aşağı kalır yeri yok. Telekom'un bu kötü tasarlanmış, yayaların yürüyüşünü engelleyen ve göz zevkini bozan kutuları yeniden yerleştirmesini bekliyorum.

Bir fotoğraf çekip bu yazıyı göndermeyi planlarken 5 yıl önce aynı yerde çektiğim fotoğrafları buldum. O zamandan buyana değişen birşey olmamış. Beş yıldır o kutu kaldırımda yayaların yolunu kapatmayı sürdürmüş. Merak ettiğim birşey var, bu kadar zamandır belediyeden bir kişi bunu görmemiş mi?

Kaldırımları işgal edenler yalnızca telefon kutuları değil, park eden arabalar, reklam panoları, büfeler ve ağaçlar.

Bunlar içinde tek masum olanlar ağaçlar, hata hem ağaç dikip hem de kaldırımları bu kadar dar yapanlarda.

Reklam panoları ise tam bir sorumsuzluk örneği. Eğer bir yerde kaldırım genişse, demek orada geniş bir kaldırım gerekiyor. O kaldırımın yarısını reklam panosuyla kapatmayı açıklayacak bir yetkili var mı acaba?

Büfeler yalnızca kulübeleriyle kapatmıyorlar kaldırımları, sabah olup açıldıklarında öyle bir yayılıyorlar ki. Sanki o kaldırımlar kendilerine ayrılmış.

Kaldırımların yayalara ait olduğunu tüm kurumlara ve özellikle belediyelere anımsatmak istiyorum. Sabah okuluna giderken, kaldırım işgal altında olduğu için yola inen bir çocuğun başına bir kaza gelse bunu sorumluluğunu kim alacak?