Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '13

 
Kategori
Futbol
 

Kaleci ile karşı karşıya…

Kaleci ile karşı karşıya…
 

 Türk takımları ve futbolcuları son hareketi yapamıyorlar. Kaleci ile karşı karşıya kalan futbolcu, ne yapacağını; nasıl hareket edeceğini bilemiyor ve topu götürüp kalecinin ellerine teslim ediyor.

Belki her maçta kaleci ile karşı karşıya kalan ve gol atamayan futbolcular yüzünden “Ah…Vah…” eden seyircilerin sayısı yüzbinleri buluyor. Her maçta en aşağı 6-7 fırsat böyle heba edilip gidiyor…

Beşiktaş’ın son maçlarını seyredin; Galatasaray’ın maçlarını seyredin… İstisnasız her maçta , kaleci ile karşı karşıya gelinen ve kaleciye teslim edilen, böylece kaçırılan goller yüzünden acaba takımlar kaç puandan olmuşlardır. Teknik Direktörler her seferinde saçlarını başlarını yolmuşlardır. Böyle kaçırılan her golden sonra yerlerinde tepinen çok T.Direktör hatırlıyorum.

Diğer yandan bazıları da diyebilir ki, yahu meseleye karşı taraf açısından bakıp, niçin “Aferin o kalecilere ki, nice gollük pası bu şekilde kurtardılar, çeldiler ve kalelerine girmesine şu veya bu şekilde engel olup, karşı takımı golden edip; kendi takımlarına bir fırsat daha vermişlerdir.” Demiyorsun! Doğru, o da işin kaleciler tarafından çalışılacak kısmı…

Beşiktaş’ın Çaykur Rizespor’a karşı oynadığı maçı seyredin; Beşiktaş berabere kaldıysa bunun en büyük sebebi Rizespor kalecisi Serkan Kırıntılı’dır… Bu maçta Serkan en az 10 topu karşı karşıya kaldığı rakip oyuncuların ayaklarından çekip aldı veya savuşturdu… Beşiktaşlılar en son adamı bir türlü aşamadılar, bunu beceremediler.

Bu yalnız Beşiktaş’a mahsus değil, her maçta  ileri oyuncular kalecinin burnunun dibine kadar getirdikleri topu, kaleciyle karşı kaldıkları andan itibaren kontrolu kaybediyorlar. Hop zayıf bir şutla topu kaleciye teslim ediyorlar, yada kaleci topu çelmesiyle, top havalanıp kornere gidiyor. Ondan sonra , futbolcu kafasını taştan taşa çarpıyor, ama  boşuna… O anda herkes pişman, herkes içinden küfür ediyor.

Kazanan sadece kaleciler.

Kaleciler de, bu an için özel taktikleri çalışıyorlar mı? Belli ki çalışıyorlar. Kalecilerin çoğunluğu; diyelim iyi kaleciler ne yapılacağını kestiriyorlar, biliyorlar… Topu alıp üzerine doğru gelen bir futbolcuyu görünce kaleciler, hemen biraz daha ileri çıkıp, futbolcunun vuruş açısını daraltırlar; böylece şut çekildiği anda, topu çelecek zamanları ve fırsatları olur. O arada karşı futbolcu ne yapacağını şaşırır. Ya sağa veya sola kaçacaktır; yeni bir açı yakalayacaktır (ona zaman var mıdır?), veya çok sıkı bir şutla dar açıdan golü bulmaya çalışacaktır (çoğu bunu düşündüğü için kaleciye topa teslim etmektedirler..) veya topu çok ustaca bir vuruşla kalecinin üzerinden  aşırtıp, topu kaleye gönderecektir… Bunu çok iyi, klas futbolcular dışında çoğu becerememektedir. Bence ileri futbolcunun değeri bu anda ortaya çıkıyor…

Kaleciyle karşı karşıya kalan futbolcu ne yapıyor? Her defasında, şu veya bu şekilde topu kaleciye kaptırıp heba mı ediyor, yoksa ne yapacağını çok iyi biliyor mu?

Bu konuda Türk futbolcularının bir eksikliğinin olduğunu sanıyorum. Antrenörlerin ve teknik direktörlerin bu konuya önem verip özel çalışmalar yaptırmalar gerekir. Çünkü Türkiye liglerinde bu şekilde öylesine çok pozisyon kaçıyor ki, her hafta saçını başını yolanların sayısı sanırım, sayılamayacak kadar…

Peki, yapılacak özel antrenman çeşitleri var mıdır? Elbette.. Bunları, çalıştıranların bilmesi ona göre özel çalışmalar yaptırması gerekir. Son anda kaleci ile karşı karşıya kalan futbolcu ne yapar; ne yapmalıdır? Futbolcu bunları çok iyi bilerek sahaya çıkmalıdır.

Futbolun her anı, önceden çalışılmış, gözden geçirilmiş, incelenmiş bir analiz konusu olmalıdır. Futboldeki sorunsal durumlar nelerdir, ve bu durumlardan nasıl aşılır? Bunlar iyice incelenmeli, analiz edilmeli ve çareler bulunmalıdır… Yoksa, o kadar hocaların görevi ne ki?

Ama bizde gerçek futboldan anlayan kaç tane çalıştırıcı, eğitmen var ki?

Çoğu, “Alaydan yetişme”, onun için de işlerimiz ala ala hey… gidiyor. Çıkarsın, dan dun topa vurursun, gol olursa olur; olmazsa da şansına.

Ama kimse bu şans nasıl artırılır diye düşünmez… Yazık değil mi?

Değerli çalıştırıcılar, attığınız gol sayısı en az %10 artsın istiyor musunuz, maçtan önce bu pozisyonları tekrar tekrar çalışın… Çünkü, inanın her maçta böyle pozisyonlarda onlarca gol kaçıyor. Çünkü futbolcularınız bu durumda ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Acaba siz biliyor musunuz? Bilip bilmediğinizi, kendinizle hesaplaşıp, itiraf edin. Yoksa lütfen bir bilenden ders alın veya bir bileni getirip onun dersini izleyin.

Hadi bakalım dersinize iyi çalışın: Bugünkü dersiniz, “Kaleci ile karşı karşıya kalan futbolcu nasıl hareket etmeli ve golü atmalıdır…”

Biraz kitap karıştırın… ve sonra sahaya çıkın… Unutmayın futbol da bir ilimdir. 

Türk takımları ve futbolcuları son hareketi yapamıyorlar. Kaleci ile karşı karşıya kalan futbolcu, ne yapacağını; nasıl hareket edeceğini bilemiyor ve topu götürüp kalecinin ellerine teslim ediyor.

Belki her maçta kaleci ile karşı karşıya kalan ve gol atamayan futbolcular yüzünden “Ah…Vah…” eden seyircilerin sayısı yüzbinleri buluyor. Her maçta en aşağı 6-7 fırsat böyle heba edilip gidiyor…

Beşiktaş’ın son maçlarını seyredin; Galatasaray’ın maçlarını seyredin… İstisnasız her maçta , kaleci ile karşı karşıya gelinen ve kaleciye teslim edilen, böylece kaçırılan goller yüzünden acaba takımlar kaç puandan olmuşlardır. Teknik Direktörler her seferinde saçlarını başlarını yolmuşlardır. Böyle kaçırılan her golden sonra yerlerinde tepinen çok T.Direktör hatırlıyorum.

Diğer yandan bazıları da diyebilir ki, yahu meseleye karşı taraf açısından bakıp, niçin “Aferin o kalecilere ki, nice gollük pası bu şekilde kurtardılar, çeldiler ve kalelerine girmesine şu veya bu şekilde engel olup, karşı takımı golden edip; kendi takımlarına bir fırsat daha vermişlerdir.” Demiyorsun! Doğru, o da işin kaleciler tarafından çalışılacak kısmı…

Beşiktaş’ın Çaykur Rizespor’a karşı oynadığı maçı seyredin; Beşiktaş berabere kaldıysa bunun en büyük sebebi Rizespor kalecisi Serkan Kırıntılı’dır… Bu maçta Serkan en az 10 topu karşı karşıya kaldığı rakip oyuncuların ayaklarından çekip aldı veya savuşturdu… Beşiktaşlılar en son adamı bir türlü aşamadılar, bunu beceremediler.

Bu yalnız Beşiktaş’a mahsus değil, her maçta  ileri oyuncular kalecinin burnunun dibine kadar getirdikleri topu, kaleciyle karşı kaldıkları andan itibaren kontrolu kaybediyorlar. Hop zayıf bir şutla topu kaleciye teslim ediyorlar, yada kaleci topu çelmesiyle, top havalanıp kornere gidiyor. Ondan sonra , futbolcu kafasını taştan taşa çarpıyor, ama  boşuna… O anda herkes pişman, herkes içinden küfür ediyor.

Kazanan sadece kaleciler.

Kaleciler de, bu an için özel taktikleri çalışıyorlar mı? Belli ki çalışıyorlar. Kalecilerin çoğunluğu; diyelim iyi kaleciler ne yapılacağını kestiriyorlar, biliyorlar… Topu alıp üzerine doğru gelen bir futbolcuyu görünce kaleciler, hemen biraz daha ileri çıkıp, futbolcunun vuruş açısını daraltırlar; böylece şut çekildiği anda, topu çelecek zamanları ve fırsatları olur. O arada karşı futbolcu ne yapacağını şaşırır. Ya sağa veya sola kaçacaktır; yeni bir açı yakalayacaktır (ona zaman var mıdır?), veya çok sıkı bir şutla dar açıdan golü bulmaya çalışacaktır (çoğu bunu düşündüğü için kaleciye topa teslim etmektedirler..) veya topu çok ustaca bir vuruşla kalecinin üzerinden  aşırtıp, topu kaleye gönderecektir… Bunu çok iyi, klas futbolcular dışında çoğu becerememektedir. Bence ileri futbolcunun değeri bu anda ortaya çıkıyor…

Kaleciyle karşı karşıya kalan futbolcu ne yapıyor? Her defasında, şu veya bu şekilde topu kaleciye kaptırıp heba mı ediyor, yoksa ne yapacağını çok iyi biliyor mu?

Bu konuda Türk futbolcularının bir eksikliğinin olduğunu sanıyorum. Antrenörlerin ve teknik direktörlerin bu konuya önem verip özel çalışmalar yaptırmalar gerekir. Çünkü Türkiye liglerinde bu şekilde öylesine çok pozisyon kaçıyor ki, her hafta saçını başını yolanların sayısı sanırım, sayılamayacak kadar…

Peki, yapılacak özel antrenman çeşitleri var mıdır? Elbette.. Bunları, çalıştıranların bilmesi ona göre özel çalışmalar yaptırması gerekir. Son anda kaleci ile karşı karşıya kalan futbolcu ne yapar; ne yapmalıdır? Futbolcu bunları çok iyi bilerek sahaya çıkmalıdır.

Futbolun her anı, önceden çalışılmış, gözden geçirilmiş, incelenmiş bir analiz konusu olmalıdır. Futboldeki sorunsal durumlar nelerdir, ve bu durumlardan nasıl aşılır? Bunlar iyice incelenmeli, analiz edilmeli ve çareler bulunmalıdır… Yoksa, o kadar hocaların görevi ne ki?

Ama bizde gerçek futboldan anlayan kaç tane çalıştırıcı, eğitmen var ki?

Çoğu, “Alaydan yetişme”, onun için de işlerimiz ala ala hey… gidiyor. Çıkarsın, dan dun topa vurursun, gol olursa olur; olmazsa da şansına.

Ama kimse bu şans nasıl artırılır diye düşünmez… Yazık değil mi?

Değerli çalıştırıcılar, attığınız gol sayısı en az %10 artsın istiyor musunuz, maçtan önce bu pozisyonları tekrar tekrar çalışın… Çünkü, inanın her maçta böyle pozisyonlarda onlarca gol kaçıyor. Çünkü futbolcularınız bu durumda ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Acaba siz biliyor musunuz? Bilip bilmediğinizi, kendinizle hesaplaşıp, itiraf edin. Yoksa lütfen bir bilenden ders alın veya bir bileni getirip onun dersini izleyin.

Hadi bakalım dersinize iyi çalışın: Bugünkü dersiniz, “Kaleci ile karşı karşıya kalan futbolcu nasıl hareket etmeli ve golü atmalıdır…”

Biraz kitap karıştırın… Ve sonra sahaya çıkın… Unutmayın futbol da bir ilimdir.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..