Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '17

     
    Kategori
    Şarap
     

    Kalecik Karası Üzümü ve Şaraba Dair

    Kalecik Karası Üzümü ve Şaraba Dair
     

    Kalecik Karası


    Ankara’nın Kızılırmak Nehri kıyısında bulunan ve çok eski bir yerleşim yeri olan ilçesi Kalecik’in dünyaca ünlü kıymetli şaraplık üzümü Kalecik Karası’nın üzüm hasadına Tomurcukbağ’da katıldım 16 Eylül’de.  Kalecik’de bulunan Tomurcukbağ’ın sahibi, Ankara Ziraat Fakültesi eski dekanlarından Prof Dr Yusuf Sabit Ağaoğlu’na hasat sırasında verdiği eşsiz bilgiler, gösterdiği konukseverlik ve hasat ekibinde olan herkese güzel dostlukları için teşekkür etmek istiyorum buradan.
     
    Şaraba tarihteki ilk üretimlerinden bu yana vatan olmuş Anadolu’da, günümüzde şarabın varlığına olan hoyrat ve haksız zorbalıklardan maalesef bu üzüm de nasibini almaktadır.
    Sabit Hoca ile kendisinin yıllarca süren bu üzümle ilgili hikayesine ve şarabın sorunlarına dair konuştuk.  ‘Kalecik Karası’ üzümünün kahraman kurtarıcılarından biri olan hoca, yıllarca bilimsel çalışmalarla üzümü kurtaran bir ekipte yer akmış ve Kalecik’te şarap üretimlerinin başlamasında farklı firmalara danışmanlıklar da yapmış. Daha sonra da kendi bağını kurmuş.
     
    Her şey iyiye giderken ve Kalecik kalkınırken çıkan zorlu yasalar hem Kalecik’i önemli geçim kaynaklarından birinden etmiş, hem de bağ sahiplerini ve şaraphaneleri ekonomik zorluklara sokmuş. 2012 ve 2013 yıllarındaki yasal düzenlemeler ile şarabın tanıtımı ve tadım yaptırılması yasaklanmış. Tanıtım yapamadıkları için satış da yapamayan küçük firmalar çok ciddi ekonomik sorunlara maruz kalmışlar ve kapanmışlar birçoğu. Sabit Hoca şunları söyledi:
    Aslında tüm bu zorlayıcı nedenler ve yasaklar, bugüne değin adları ile ünlenmiş büyük şarap firmalarının da işine gelmektedir. Çünkü tanıtım bile yapamayan küçük firmaların gelişip onlara rakip hâline gelmeleri bu sayede zaten işin başından engellenmiş olmaktadır. Ayrıca gelişmiş şarap firmalarının büyük restoran vb. yerlerin sadece onların şaraplarını satması şartı ile önemli miktarda şarap şişesini ücretsiz verdikleri veya masa-sandalye gibi malları temin ettikleri de kulağımıza gelmektedir.
    Bağcılık ile ilgili diğer bir sorun da bu konuda yapılan bilimsel çalışmalara, sempozyumlara Türkiye’de hiçbir şarap üreticisinin, bağcısının veya fidan üreticisinin katılmaması ve ilgi göstermemesidir. Bu oldukça düşündürücü ve üzücüdür. Örneğin Ankara’da 11-14 Eylül 2017 tarihleri arasında 9.’su düzenlenen Bağcılık Sempozyumu’na sadece akademisyenler ve Tarım Bakanlığı’nın bağcılık ile ilgili çalışanları katıldılar! Bu sempozyum her dört yılda bir yapılır ve Konya’da 8.’si düzenlendiğinde de farklı bir katılımcı profili yoktu. Yazık!
    Şarabın tüketiminde, restoranların çok yüksek rakamlarla satıyor olması da önemli bir caydırıcı nedendir. Restoranlar, üreticiden aldıkları şarabı tüketiciye 3-5 katı fazlasını koyarak satıyorlar. Durum böyle olunca; alkol etkisini daha ucuz yollarla elde etmeye bir anlamda mecbur edilen tüketiciler, rakı ve birayı tercih etmekte, böylelikle de sağlığa birçok faydaları da olan şaraptan uzaklaşmaktadırlar."
     
    Anadolu üzümlerini, şaraplarını kurtarmaya çalışan Sabit Hoca’ya ve diğer kahramanlara çok şey borçluyuz. Onların mücadeleleri çok çetin ama iyi ki varlar!
     
     
     
    Toplam blog
    : 1
    : 970
    Kayıt tarihi
    : 18.10.17
     
     

    Yüksek Sanat Tarihçisiyim. Üzümün, üzüm motiflerinin ve şarabın tarihini araştırıyorum. ..