- Kategori
- Güncel
Kalem deyip geçmeyiniz! Mürekkep müptelasıdır...
kalem
“Kalem” deyip geçmeyiniz! Mürekkep müptelasıdır. İçindeki mai kadar konuşur, Kim doldurmuş, Ne renk doldurmuş ona göre arzuhalini mahrem eder.
“ Kalem” deyip geçmeyiniz! Çeşitlidirler. Silgisiz olanların, dili sivridir. Yazarlar, ancak yanlış olduğunu bilemezler, bilseler de silemezler. Karalamak vardır mizaçlarında, ama silgili olunca, bir kere daha düşünmek lazım. ”Silgili kalem” böyle birisini hiç tanıdınız mı? Ben tanıdım yakın bir zaman önce. Aslında çok yakınımdaymış. Doğru bildiklerimi birde ondan dinliyorum bugünlerde. Kendimi dinliyorum aslında…
Hani insanın sağ ve sol omzunda iki meleği olurmuş. Biri iyiliklerini yazarmış, diğeri kötülükleri. Benim sağ omzumdaki meleğim silgili kalem kullanıyor. Beni uyarıyor. Yanlış laflar söylediğimde siliyor, düzeltiyor. Kibarca yapıyor bunları. Sevecen, dikkatli, kırmadan uyarmaya çalışıyor. Şimdilik beni bırakmıyor. Bazen biraz kızdığı oluyor. O zaman : “Cihangir bey !..” diyor. O kadar… Benim sağ omzumdaki meleğim. Benim doğrularım. Benim iyilik meleğim. Şimdi ben bunları yazıyorum ama birazdan silebilir. Çok mütevazi üstelik. Mesafeli, gururlu. İnsanda olamaz bu meziyetler zaten. Ancak bir melekte olur. Senin kadar iyisi yoktur silgili kalem…
Sol omzuma oturanı hiç sormayın! Mürekkepli kalem kullanıyor. Silmek yok! Aklıma ne gelirse onu yazar. İtiraz yok! Kalemin ucunu da çok sivriltiyor. Yazık kağıtlara, feryat figan ağlıyorlar. O’nun işi bu. Şimdi bu anlattıklarım hoşuna gitse de, gitmese de silemez! Karalar kesin!
Ne çelişkili bir durum bu omuzlarımdaki . Yılların yazgısı, yılların yaşantısı; kader deyip geçtiğimiz, zaman zaman kahrettiğimiz, çoğu zaman sevdiğimiz hayat bu işte! İnsan olgunlaştım, doğrulaştım sanıyor. Bir kelam çıkıyor ağzından. ” Olmadı!” diyor. Benim de bir diyesim var silgili kalem’e ”hatasız kul olmaz””hatamla sev beni !”
Saygılarımla; İki meleğimi de öpüyorum.
Silme n’olur “silgilikalem !“
Cihangir Ekmekçi