Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '06

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Kalem mi ağır, topuz mu?

Kalem mi ağır, topuz mu?
 

Basının neyini seviyorsun diye sorsanız, cevabım “ Hiçbir şeyini” olurdu, peki ya basından kimleri seviyorsunuz şeklinde olsaydı sorunuz, herhalde “bir çoğunu” derdim.

Bu ne yaman çelişki öyle değimli, bir tarafta hiçbir şeyini sevmediğini söylediğim basını bir kefeye, ekmekçilerini ise terazinin ayrı kefesine koyacaksınız.

Nedeni, tamamen duygusal..

Tamamen duygusal benzetmesi ise çıkarcılığın, maddiyatçılığın yeni haliyle ifade ediliş şekli değil, doğal bir duygusallık. Yani yazıldığı gibi okunduğu şekliyle.

İçimizin geçmesi için yapılan haberlere artık tahammül edemiyorum, her geçen gün bir önceki günden daha fazla bunalıyoruz hep birlikte.

Sanki bir önceki güne nispet yaparcasına gazete manşetlerine çıkan cinayet, savaş, kapkaç haberleri mengene gibi sıkıyor benliğimizi.

Basında aradığımı bulamadığım için beğenmiyorum olsa gerek.

Parçalanmış çocuk bedenlerinin olduğu resimler sadece midenizi bulandırırken, aynı haberin içeriğini irdeleyen Can Dündar size insan olduğunuzu bir kez daha hatırlatıyor.

Acımaya başlıyorsunuz, öfkeleniyorsunuz, üzülüyorsunuz, ama iğrenmiyorsunuz..

Editörle, yazar kopuyor birbirinden.

Halbuki her ikisi de, aynı dramı ifade etmeye çalışıyor birlikte.

Birisi resmin içine bulaşan kanla vuruyor sizi, diğeri kelimelerin içine gizlenmiş sihirli sözcüklerle.

İğrendirmeden, tiksindirmeden. Ama yaşananlardan hiçbir şey eksiltmeden, artırmadan..

Beni resimler etkilemiyor artık.Hayatın bir yerinde yaşanan onlar için artık “gündelik” olan görüntülerde bizim için gündelik olmaktan öteye gidemiyor.

Onlar yaşadıklarını ifade edemiyorlar ama onların hissettiklerini ifade edebilenler benim için daha değerli oluyorlar.

Kalemleri öpülesi yazarlar.

Halefiniz Can Dündar, Ahmet Hakan olunca yazmak da zorlaşıyor. Sizler kelime deryasında boğulmamak için çırpınırken, adamlar hem sırtüstü, kelebek, serbest dinlemiyorlar, çivilemesine atlıyorlar.

Bir toplum ne kadar kucaklanır derseniz, bu yazarların yazılarını okumanızı önerirdim. Okudukça renk çeşitliliğini görebilirsiniz, açık-kapalı, sağcı-solcu, laik-antilaik, kadın-erkek, natüralist-metroseksüel, neyin karşıtı varsa, karşısına koyun siz devam edin...

Sağlıcakla kalın.

 
Toplam blog
: 26
: 1713
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Yerel bir gazetede yaklaşık 6 yıldır köşe yazarlığı yapıyorum. Gündelik yaşamın gölgesinde kalan kon..