Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

Kalemimde arabesk cümleler

Kalemimde arabesk cümleler
 

Evdeyim

Mabedim dediğim evimde

Gece

Ve gecenin içinde yalnız yitik sesler var,

Bir de can çekişen anıların feryadı.

Kalemimde arabesk cümleler.

Nazlı nazlı kar taneleri uçuşuyor,

Ve ben yine Ankara’ya öyle yakıştırıyorum ki kar tanelerini tıpkı Yılmaz hocanın dediği gibi.

Evdeyim

Düşünüyorum

Düşünüyorum da

Sanki imkânsızlığını, yalnızlığını, yanlışlarını, güçsüzlüğünü bir kez de benle sınamak için girdin hayatıma.

Defalarca ayrılıp defalarca bir araya gelmemiz de bu yüzdendi belki.

Üstelik biliyordun,

Biliyordun ki

Nerede bir sokak çocuğu yalnızlığı görsem, nerede düşmüş birinin elini görsem koşar giderim yalnızlığının ucundan tutmaya, ellerimi vermeye…

Bu yüzden her seferinde sesinde donup kalmış yalnızlığı çözmeye uzandım, yok sayarak kendi kalabalıklarımı ve beni kendimden bile ayırmalarını…

Hayatındaki koşullu sevgilere alışkın olmanın verdiği duyguyla hep “ bir şeyler iste benden ” diyen ya da “ benden umut yok ama sen bırak beni ki yine terk edilişime acınayım, acındırayım” diyen bakışlarınla karşılaştım çoğu kez…

Aşmaya çalıştım ama aşamadım bu bakışlarınla ördüğü duvarlarını.

Sustum.

Hiçbir şey istemedim.

Seni sevmekten

Seni sevdiğim için kimsenin beni yargılamasını istememekten başka

Hiçbir şey istemedim…

Çaresizliğimle başa çıkamadığım, öfkelendiğim, kırıldığım, kızdığım anlarda da seni olduğun gibi görmemek için gözlerimi kapadım sana…

Hep yedek olduğumu,

Hep istediğin zaman gelip istediğin zaman gideceğin mola yerin olduğumu,

Hep gözden çıkarılan olduğumu görmemek için gözlerimi kapadım sana…

Sevdim ve sustum.

Sevgiliden öte “seçilmiş ailem, akrabamdan öte bir şeyim, dostum” olarak koydum hep hayatımın odağına seni… Ve hep hayatının odağında “seçilmiş ailen, akrabadan öte bir şeyin, dostun” olduğumu söyledin…

İnanmayı seçtim.

Oysa bunların hepsi benim bize yakıştırdığım kavramlarmış, en ufak sallantıda yere düşmeleri senin üstünde eğreti durmalarındanmış…

Hiç bir şey yetmedi sendeki duvarı aşmama…

Gece

Ankara’ya kar yağıyor

Bu gece artık gözlerimi açtım sana

Ve

Gözkapaklarımın arasına yalanları, ihanetleri, tutulmayan sözleri, havada uçuşan yeminleri, terk edilişleri yerleştirdim ki bir daha sana kapanmasın gözlerim…

Ve

Ben artık sana kızmıyorum

Sana öfkelenmiyorum

Sendeki duvarı aşmaya çalışmıyorum

Yalnızca seni anlıyorum…

Anlıyorum ve

Anlamak çok acı verse de,

Bu gece seçilmiş aileme, akrabadan öte bir şeyime, dostuma veda ederek hayatımdan çıkarmak pahasına seni anlıyorum…

Bu gece

Yalnızca seni ANLIYORUM…

Sevtap Özkahraman

(14/12/2008- Ankara)

 
Toplam blog
: 121
: 745
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

1958 Balıkesir doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu..