Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Kalemler ve kılıçlar, tuşlar ve tabancalar

Kalemler ve kılıçlar, tuşlar ve tabancalar
 

Sanat'ın ve Savaş'ın ruhu daha mı namert oluyor?


Kuran'da inen ikinci surenin adı Kalem, kökeni Yunanca olan bir kelime. Biz onu Arapça sanırız aslında, Yunanca Kalamaris balığının yani mürekkep veren balıktan türeme bir isim Kalam ve dilimize Kalem olarak geçmiş.

Yüzyıllarca, taştan kağıda geçer geçmez mürekkep ile bir telek yetmiş. 

Telekteki mürekkep bitene kadar yazı yazmaya devam etmiş katipler, yazarlar, düşünürler. Yazarken düşünmüşler düşünürken de teleklerini pardon kalemlerini hokkaya batırmışlar. Zaten Kalem Suresi'de Nun diye başlıyor, nun harfide mürekkep hokkasına benzerliği ile işaret sayıyor bazı alimler.

Kağıdın ve mürekkebin kokusu mum ışığında yazarlığa ayrıca değer katmaktaydı, google'ın ve yandex'in olmadığı dönemde sabaha kadar süren araştırmalar ve sonrasında kağıda dökülenler.

Mürekkep kağıda düşmeden önce yazan el ikikere düşünmekteydi, kağıt değerliydi, yanlış yapılırsa o kağıt heba olmamalıydı. Mürekkep kağıda düşmeden önce düşünce beynin içinde kendini iki kez üç kez çek edip yazı olayı olmaktaydı. 

Tıpkı düşünmeden konuşmamak gibi.

Şimdiki yazarın ve yazan elin sorunu bu, alışmış düşünmeden yazmaya ve bunun sonucunda konuşmaya. Artık kafasını kesecek bir sultan veya mahalle baskısı yok ve yanlış anlaşıldım diye kıvırma imkanıda çok.

Tuşlar gelince kalemlerin durumları hiç iyi olmadı. Kalemler sadece imza atmak için kullanılmaya başlandı. Neredeyse artık elektronik imzaya geçildi ve bu bile ortadan kalkacak.

Kalemler çok mahsun ve kederli, kartpostallar bile yazılmıyor artık. Mektuplar emaillere döndü.

Soğuk bu gibi sms'le ve mailler.

Bunlar hep tuşların marifetleri, asla kalemin sıcaklığından gelen düşünceler yok, çoğunu okumadığımız smsler ve epostalar.

Ah tuşlar, kaç katibi işsiz bıraktınız. Kaç yazarı ruhsuz kolajcı hale getirdiniz. Yazar olmak artık ayağa düştü, düşünen ve üreten adamların yerine kolajcı, beleşçi ve aşırmacı tipler parasıda varsa ekip oluşturmakta ve onlara yazdırıp kendi yazmış gibi menejerlerine vermekteler. 

Bunların beleşçi ve yalancı olduklarını ağzı laf yapanlarda kolaj kokusunu alıyorsunuz, laf yapamayanları zaten bir paragraf bile konuşurken göremezsiniz.

Kılıçlar nasıl ki tabancalara yenildiyse, kılıç kullanma sanat ve maharetinin yerini iyi nişan almalı tabancalar aldıysa, masumlarıda katleden sniper'lar aldıysa aynı şey kalemlerin başınada geldi. Kalemler yerlerini tuşlara bıraktı, mürekkep kokmayan, kağıt kokmayan yazıların buz gibi manaları yüreklerde bu yüzden yer bulmuyor, bu yüzden bilgi korkunç bir şekilde yayılsada yüreklerde hikmetin sıcaklığını göremiyoruz.

Hoşça kal mertliğin sembolü kılıçlar, bilginin sembolü kalemler.

Hoşgelmediniz bilgiyi tuşlarken hikmeti tuşa getiren klavyeler, masum yüreklere nişan alan kibirli namert tabancalar.

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..