Kaliteli yaşam

Bugün silah tuccarları haberlerinden, bomba ve işgale dair haberlerden uzak başka şeyler karalamak istiyorum... 

Konumuz : Farkına varabilmek.. 

Doğadaki diğer canlılardan biz insanları ayıran en büyük özellik düşünebilmemiz ve düşüncelerimizi sesli ifade edebilmemiz dır.. 

Bir de "farkına varabilmek" diye deyimimiz vardır bilirsiniz.. 

Ağaçların, böceklerin, herhangi bir eşyanın, Tiyatronun, Sinemanın, dergilerin, kitapların, karakalem-yağlıboya resimlerin, otomobil yarışların, müzik dinlemenin var olduğunun farkına varabilmek biz insanların en büyük özelliğidir.. 

Görüyoruz, gördüğümüzü yorumluyoruz... Dokunuyoruz, hissediyoruz., hissettiğimizi de yorumlayabiliyoruz.. 

Burada bahsetmek istediğim bir gerçekten söz etmek istiyorum..Biz ülke olarak her alanda olduğu gibi duygularda da eksik yaşıyoruz.. Vatandaşın büyük bir bölümü eksik yaşıyor vede ne acıdır ki eksik yaşadığının farkına bile varamıyor..Yer yüzünde ağaçların, böceklerin, çiçeklerin ve birilerine göre "Ucube" olan sanat eserlerinin var oluşunun farkında olamadan yaşamaya çalışıyor.. 

Farkına varamamak, bana göre bir arıza.. 

Peki, bu arızanın kaynağı nereden kaynaklanıyor? Elbette ki insanın hayata bakışıyla ilintili şeyler dır bütün bunlar ama burada altı çizilmesi gereken çok önemli bir ayrıntı görüyorum.. 

Ayrıntı şu ; Çalışma saati.. 

Kamu ve bazı özel şirketlerin dışında çalışan küçük ölçekli şirket esnafın büyük bir bölümü dünya standardı dışına çıkıp sekiz saat yerine, on-on iki, hatta on beş saate yakın çalışanlar da olabiliyor.. 

Şimdi soruyorum, böyle bir çalışma temposu ile insan kendi özel yaşamına ne kadar zaman ayıra bilir? Bu çalışma temposuyla ağaçların, böceklerin, müziğin, otomobil yarışların var olduğunu farkına varabilir mi? Hayır, düşünülemez bile.. 

O halde, madem demokrasi ile yönetilen bir ülkede yaşıyoruz, demokrasi demek, insan yaşam kalitesini daha üst seviyelere yükseltmek olduğuna göre, öncelikle gelir adaleti konusunda somut adımlar atılması gerektiğini vurguladıktan sonra ikinci en önemli hususun çalışma saatlerinin üzerine durulmasıdır.. 

Mevcüt hükümetten mahalle bakkalı dahil tüm küçük ölçekli esnaf ve çalışanların, kalteli yaşam adına sekiz saat çalışma zorunluluğu getirilmesini öneriyorum..